Fred Feldman – Etik Nedir? (2023)

Felsefe tarihinde, ahlaki yönden doğru eylemleri doğru olmayanlardan ayırt etmeyi sağlama iddiasıyla onlarca teori öne sürülmüştür.

Bunların hepsi yol gösterici olmakla birlikte hiçbiri ahlaki doğruluk konusunda henüz kesin ve yanılmaz bir ilke ortaya koymuş değil.

Elinizdeki kitap ise bu klasik ve çağdaş etik teorilerinden başlıcalarını konu ediyor, her birinin argümanlarını incelikle değerlendiriyor, olumlu ve olumsuz yanlarını değerlendiriyor ve en önemlisi de ahlak felsefesiyle neden ilgilenmek gerektiği sorusunu yanıtlamaya çalışıyor: Doğru eylemin nasıl olması gerektiğine karar vermeye çalışırken başvurduğumuz ilkelerin tutarsızlıklarını gösteriyor ve bu ilkelerin yol açtığı beklenmedik sonuçlara dikkat çekiyor.

Bu sırada da eylem faydacılığı, Kant etiği, biçimcilik, sözleşmecilik, görecilik gibi normatif etik teorilerini ve doğalcılık, gayridoğalcılık ve duyguculuk gibi metaetik teorilerini okurlara tanıtıyor.

  • Künye: Fred Feldman – Etik Nedir?, çeviren: Ferit Burak Aydar, Fol Kitap, felsefe, 376 sayfa, 2023

Nicholas Humphrey – Kırmızıyı Görmek (2023)

Bilinç nedir, ne yapar, neden var?

Kırmızı bir perde görmek insana dünyaya dair bir şey söyler.

Ama zihinde yeni bir olguya da yol açar: zihnimizdeki bir duyuma, kırmızılık hissine.

Geleneksel bilim bilinç duyumların nelerden oluştuğunu, bunları nasıl elde ettiğimizi veya bunlara nasıl sahip olduğumuzu bize henüz söylemedi.

İşte bu kitap da bilincin amacını evrimsel bir perspektiften değerlendiriyor.

Felsefe, psikoloji, biyoloji ve bilişsel bilim arasındaki sınırları zorlayan bu kitapta okurlar, bilinç hakkındaki yerleşik bilimsel kabullere meydan okuyan bir bakış açısıyla tanışacaklar.

  • Künye: Nicholas Humphrey – Kırmızıyı Görmek: Bilinç Üzerine Bir İnceleme, çeviren: Ferit Burak Aydar, Fol Kitap, bilim, 128 sayfa, 2023

Francisco J. Ayala – Ben Maymun muyum? (2021)

Evrim kuramını hiç uzatmadan, konuyu öne çıkan altı soru bağlamında açıklayan şahane bir giriş kitabı.

Francisco Ayala kısır tartışmalar yerine, evrimi bilimsel yönleriyle inceliyor.

Kitapta yanıtı aranan sorular şöyle:

  • Ben maymun muyum?
  • Evrim neden bir kuram olarak ele alınır?
  • DNA nedir ve evrim sürecine etkileri nelerdir?
  • Bütün bilim insanları evrim kuramını kabul eder mi?
  • Yaşam nasıl başladı?

Tüm bu sorularla evrim kuramına dair yaptığı açıklamaları genişleten Ayala, kitabın son bölümünde ise hem evrime hem Tanrı’ya aynı anda inanmanın mümkün olup olmadığını da ele alıyor.

  • Künye: Francisco J. Ayala – Ben Maymun muyum?: Evrim Hakkında Altı Büyük Soru, çeviren: Ferit Burak Aydar, Fol Kitap, bilim, 88 sayfa, 2021

Anne Conway – En Kadim ve Modern Felsefenin İlkeleri (2021)

Yaşadığı dönemin ilk kadın filozofu olan Anne Conway’in ‘En Kadim ve Modern Felsefenin İlkeleri’ adlı bu yapıtı, düşünürün ölümünden sonra yayımlanmıştı.

1631-1679 yılları arasında yaşamış Conway’in bu eseri, döneminin popüler felsefelerine cephe almasıyla öne çıkıyor.

Kartezyen düalizme karşı çıkan Conway, burada Spinoza ve özellikle de Hobbes’un felsefelerine sıkı eleştiriler getiriyor.

Conway’in Leibniz ve Kabalist van Helmont’un etkilerinin görülebildiği bu çalışması, Türkçede ilk kez yayımlanıyor.

  • Künye: Anne Conway – En Kadim ve Modern Felsefenin İlkeleri, çeviren: Ferit Burak Aydar, İş Kültür Yayınları, felsefe, 128 sayfa, 2021

Lev Troçki – Komünist Enternasyonalin İlk Beş Yılı (2020)

Komünist Enternasyonal’in tarihi üzerine, tam 928 sayfalık eşsiz bir kaynak.

Lenin ve yoldaşları en büyük başarılarının Enternasyonal’in kurulması olduğunu düşünüyorlardı ve bu yapının temel belgelerini yazma görevini de Troçki’ye vermişlerdi.

İşte şimdiye kadar birçoğu çevrilmemiş belgeleri de kapsayan bu yazılar, nihayet Türkçede.

Komünist Enternasyonal’in dört kongresinde de partinin manifestosunu ve diğer birçok önemli belgesini yazma görevinin verildiği Troçki, bir yandan Rusya’daki iç savaşta cepheyi karış karış dolaşırken, diğer yandan bu kitapta bir araya getirilmiş olan yazıları ve konuşmaları üretmişti.

Siyaset teorisine önemli katkılar sunan çalışma, öncesinde çevrilmemiş birçok Komintern belgesini de barındırmasıyla, tarihçiler için de çok önemli bir kaynak.

  • Künye: Lev Troçki – Komünist Enternasyonalin İlk Beş Yılı, çeviren: Ferit Burak Aydar, Alef Yayınları, siyaset, 928 sayfa, 2020

Jonah Lehrer – Proust Bir Sinirbilimciydi (2020)

‘Proust Bir Sinirbilimciydi’, sanatçıların olağanüstü sezgilerine methiye niteliğinde bir eser.

Jonah Lehrer, yeni bir baskıyla yayımlanan çalışmasında, sanat tarihine damga vurmuş sekiz isim üzerinden, sanatçıların bilim alanında kanıtlanmış olguları bilimcilerden önce sezgileriyle öngörmelerini ve bunun sanatçının kendine has yaratıcı gücüyle nasıl ilişkili olduğunu anlatıyor.

Yazar, Marcel Proust’tan Paul Cézanne’a, Auguste Escoffier’den İgor Stravinski’ye, Virginia Woolf’tan Gertrude Stein’a sekiz yazar ve sanatçının insan deneyimlerine nasıl baktığını ve bunları nasıl yorumladıklarını irdeliyor.

Lehrer’e göre Proust’un romanları belleğimizin, Cézanne’ın resimleri görme duyumuzun, Stravinski’nin müziği işitsel algımızın, Stein’ın şiirsel arayışları dil yetimizin, Woolf’un bilinçakışı metinleri de zihnimizin çalışma ilkelerini doğru bir şekilde önceden ortaya koymuşlardır.

Lehrer, bunu yaparken de sanatla bilim arasındaki katı işbölümüne de karşı çıkıyor ve bunu aşmanın bir yolu olarak da “dördüncü kültür” yaklaşımını öneriyor.

Lehrer’e göre, sahip olduğumuz iki kültürün alışkanlıklarını değiştirmemiz gerekiyor ve daha da önemlisi beşeri bilimler pozitif bilimlerle bağ kurmalıdır.

  • Künye: Jonah Lehrer – Proust Bir Sinirbilimciydi, çeviren: Ferit Burak Aydar, Ayrıntı Yayınları, bilim, 240 sayfa, 2020

Ferit Burak Aydar – Hamlet’in Bağlanan Basireti Üzerine (2020)

Edebi eser okuması, analizi sevenler Ferit Burak Aydar’ın bu güzel çalışmasını sevecektir.

‘Hamlet’in Bağlanan Basireti Üzerine’, Shakespeare’in ölümsüz yapıtı ‘Hamlet’in hayat hakkında bize neler söyleyebileceği üzerine iyi bir sorgulama.

Aydar bunu yaparken, hem eserin farklı versiyonlarını karşılaştırmayı ihmal etmiyor hem de bu ölümsüz yapıtı tarihsel ve politik anlamlarıyla birlikte yorumluyor.

Aydar, incelemesinin merkezine de iki temayı yerleştiriyor:

Bunlardan ilki, bir kahraman olarak Hamlet’in “sürünceme”si, ikincisi de Ophelia’nın erkek egemen toplum tarafından delirtilip ölmesi.

Aydar’ın kitabını zengin kılan başka bir husus ise, ‘Hamlet’ üzerine yapılmış yorumlarla da hesaplaşması.

  • Künye: Ferit Burak Aydar – Hamlet’in Bağlanan Basireti Üzerine: Hamlet ve Sürünceme, Sel Yayıncılık, inceleme, 216 sayfa, 2020

Talal Asad – Seküler Çeviriler (2020)

“Seküler olan” ile “dini olan” çerçevesindeki söylemleri keşfetmenin en iyi yollarından biri de dildir.

Bu kitabın yazarı Talal Asad ise, bu iki farklı yaşam tarzını anlamak için, bunların dilin pratiklere nasıl kök saldığı ve bu pratiklerini bize ne söylediği üzerine antropolojik bir perspektifle düşünüyor.

Asad, sekülarizmin liberal demokratik devletlerin bağlı olduğu varsayılan soyut bir eşitlik ve özgürlük ilkesinden ibaret olmayıp, örneğin hissetme, düşünme ve konuşma tarzları gibi, birtakım duyarlılıklara da sahip olduğunu belirtiyor.

Asar bu bağlamda, farklı siyasi, ahlaki ve epistemolojik dünyaların dilsel olarak birbirine çevrilebilirliğinin olanaklarını; seküler dilin, dinsel dili kendine çevirmedeki başarısını/başarısızlığını ve “Sekülerliğin dili” ile “dinsel dil”in farklı dünyalarını tartışmaya açıyor.

Asad bunu yaparken de ulus-devletten modern benliğe ve akla zengin bir kavramsal alana ve Wittgenstein’dan Benjamin’e, Gazâlî’den Roman Jacobson’a pek çok ismin düşüncelerine uzanıyor.

  • Künye: Talal Asad – Seküler Çeviriler: Ulus-Devlet, Modern Benlik ve Hesapçı Akıl, çeviren: Ferit Burak Aydar, Vakıfbank Kültür Yayınları, antropoloji, 256 sayfa, 2020

Gérard Genette – Anlatının Söylemi (2020)

Fransız eleştirmen ve edebiyat teorisyeni Gérard Genette, geliştirdiği “anlatı yöntembilimi” ile dünya çapında bilinen bir isim.

Genette’nin bu konudaki fikirlerini kapsamlı bir şekilde ortaya koyduğu eldeki kitabı ise, temel olarak anlatı teriminin en yaygın anlamına, yani kendisinin tabiriyle anlatının söylemine odaklanıyor.

“Olay-Zaman-Anlatı’’ kavram bütünlüğünü odaklanma olarak tanımlayan Genette, anlatı söylemi analizinin, daima ilişkilerin incelenmesini gerektirdiğini belirtiyor.

Yazar, buradan yola çıkarak bir yandan söylem ile naklettiği olayların ilişkisini (ikinci anlamıyla anlatı), diğer yandan aynı söylem ile onu üreten edim arasındaki gerçek

(Homeros) ya da kurmaca (Ulysses) ilişkiyi (üçüncü anlamıyla anlatı) irdeliyor.

Kitabın en güzel taraflarından biri de, bu derinlemesine incelemeyi Marcel Proust’un ‘Kayıp Zamanın İzinde’ eserini merkeze alarak yapması.

Genette, ‘Kayıp Zamanın İzinde’yi, genel bir anlatının ya da roman anlatısının, otobiyografik anlatının ya da herhangi başka bir sınıf, tür ve çeşitte anlatının basit bir örneği gibi ele almıyor.

Yazara göre ‘Kayıp Zamanın İzinde’, evrensel bileşenlerden mürekkeptir, ama bunları özel bir sentezde, kendine özgü bir bütünlükte bir araya getirmiştir.

Genette bu eşsiz eseri, mecazlar, anakroni, odaklanma, paralipsis ve yinelemeli şeklinde adlandırdığı kavramlarla tartışıyor.

  • Künye: Gérard Genette – Anlatının Söylemi: Yöntem Hakkında Bir Deneme, çeviren: Ferit Burak Aydar, Ayrıntı Yayınları, inceleme, 288 sayfa, 2020

Ian Woodward – Maddi Kültürü Anlamak (2016)

Yaşamlarımıza nesnelerle sayısız karşılaşma damga vuruyor.

Bu kitap da, nesneler, metalar, insanlar, tüketim ve sembolleştirme hakkındaki klasik ve çağdaş araştırmaları inceleyip sentezleyerek çağdaş maddi kültür alanını hem teorik hem de sosyolojik ve psikolojik bağlamlarda bir daha gözden geçiriyor.

  • Künye: Ian Woodward – Maddi Kültürü Anlamak, çeviren: Ferit Burak Aydar, İş Kültür Yayınları