Richard Sennett – İnşa Etmek ve Yaşamak (2025)

Richard Sennett, ‘İnşa Etmek ve Yaşamak’ adlı eserinde, kent ve insan arasındaki ilişkiyi derinlemesine inceliyor.

Daha önceki çalışmalarında kentsel toplumsal tarih üzerine yoğunlaşan Sennett, bu kitabında kent planlamasına yönelik felsefi ve etik bir yaklaşım sunuyor.

Sennett’e göre, “yapı” fiziksel kentsel çevreyi, yani binaları, sokakları ve altyapıyı ifade ederken, “konut” ise insanların bu fiziksel çevreyi yaşanılan mekanlara dönüştürerek yarattığı toplumsal bir alanı ifade eder.

Yazar, bu iki kavramı birbirinden ayırarak kent hayatının farklı boyutlarına odaklanıyor.

Kitapta, Sennett;

  • Kentsel yaşamın tarihsel süreci: Kentlerin nasıl oluştuğu, değiştiği ve dönüştüğü üzerine bir inceleme sunar.
  • Kent planlamasının sorunları: Modern kent planlamasının bireyi ve toplumu nasıl etkilediği, yaratılan sorunlar ve çözüm önerileri üzerine tartışır.
  • Açık kent kavramı: Katılımcı ve esnek kent planlaması üzerine bir model sunar.
  • Kent ve insan arasındaki ilişki: Kentlerin insan psikolojisi ve sosyal ilişkiler üzerindeki etkilerini inceler.

Sennett, kitabında farklı kültürlerden örnekler vererek, kentlerin nasıl inşa edildiğinin ve kullanıldığının kültürel ve sosyal bağlamlarla yakından ilişkili olduğunu vurgular. Özellikle Şangay örneğiyle, hızlı kentleşme sürecinin insanları nasıl etkilediğini ve toplumsal dokuyu nasıl değiştirdiğini analiz eder.

‘İnşa Etmek ve Yaşamak’, sadece kent planlamacıları için değil, aynı zamanda sosyologlar, antropologlar, mimarlar ve kent hayatına ilgi duyan herkes için önemli bir kaynak niteliğindedir. Sennett, bu kitabıyla kentleri daha yaşanabilir ve adil mekanlar haline getirmek için yeni perspektifler sunuyor.

Kitabın temel noktaları:

Kentler sadece fiziksel yapılar değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel dokuya sahip canlı organizmalardır.

Kent planlaması, sadece estetik kaygılarla değil, aynı zamanda insan ihtiyaçları ve sosyal adalet ilkeleri göz önünde bulundurularak yapılmalıdır.

Katılımcı ve esnek kent planlaması, daha yaşanabilir kentler yaratmanın anahtarıdır.

Kentler, insanların kimliklerini inşa ettiği ve toplumsal ilişkiler kurduğu mekanlardır.

  • Künye: Richard Sennett – İnşa Etmek ve Yaşamak: Şehir Etiği, çeviren: Aydın Çavdar, Ayrıntı Yayınları, sosyoloji, 352 sayfa, 2025

Kolektif – Her Şey Değişmeli! (2021)

Koronavirüs pandemisi, kapitalizmin hayatımızı cehenneme çevirmesi için fırsat oldu.

Çağımızın önde gelen düşünürlerinin katkıda bulunduğu bu derleme ise, bugüne yakışır devrimci bir tutumun nasıl olması gerektiği üzerine kafa yoruyor.

‘Her Şey Değişmeli!’, içinde bulunduğumuz durumun sorumlusu olan finansal kuruluşlar hızla sisteme “format atmak” peşindeyken, daha adil bir dünya için farklı alanlardan alternatif çözüm önerileri getiren isimlerin makalelerine yer veriyor.

Yazarlar, bu anlatıya kendi çözümlerimizle yanıt vermemiz gerektiğini, kapitalizmin “büyük sıfırlama” adını verdiği Truva atını yenmemiz gerektiğini hatırlatıyor bize.

Katılımcılar, teknolojinin kontrolünü elinde bulunduran az sayıdaki şirketin özelleştirdiği kamusal hayatı, siyaseti geri almak için; sağlık, eğitim, barınma ve emeğin daha az baltalandığı bir dünya için çalışan; bu uğurda benzersiz bir formül bulmaktan ziyade bilgiye dayalı önerilerin paylaşıldığı bir ortak çalışma hedefliyor.

Kitapta,

  • Koronavirüs günlerinde umut ve mizah,
  • Ölümcül bir kombinasyon olarak korona ve neo-faşizm,
  • Dijital sömürgecilik ve covid-19,
  • Kamusal insanın çöküşü 2020,
  • Pandemide enternasyonalizm,
  • Virüs sonrası dünya üzerine öngörüler,
  • Kapitalizm, Covid-19 ve ABD seçimi,
  • Pandemi günlerinde teknoloji,
  • Kapitalizmin ruh sağlığımız üzerindeki etkileri,
  • Borçlar, tırışkadan işler ve siyasi öz-örgütlenme,
  • Covid-1984 ve gözetim kapitalizmi,
  • Para ve borç yaratmaya zemin hazırlayan kârlı yalanlar,
  • Ve uyduruk reçeteler mi, sosyalizm mi? gibi, pek çok önemli konu irdeleniyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: David Adler, Tarık Ali, Gael Garcia Bernal, Larry Charles, Noam Chomsky, Daniel Ellsberg, Brian Eno, Kenneth Goldsmith, David Graeber, Johann Hari, Maja Kantar, Stephanie Kelton, Stefania Maurizi, Ivana Nenadovic, Maja Pelevic, Vijay Prashad, Angela Richter, Saskia Sassen, Saša Savanovic, Jeremy Scahill, Richard Sennett, John Shipton, Astra Taylor, Ece Temelkuran, Yanis Varoufakis, Roger Waters, Slavoj Žižek ve Shoshana Zuboff.

  • Künye: Kolektif – Her Şey Değişmeli!: Covid-19’un Ardından Dünya, hazırlayan: Renata Ávila ve Srećko Horvat, çeviren: Kemal Güleç, Metis Yayınları, siyaset, 320 sayfa, 2021

Richard Sennett – Zanaatkâr (2009)

Kentli ailelerin ve çalışanların hayatı ve psikoloji üzerine kaleme aldığı kitaplarıyla bilinen sosyolog Richard Sennett, Türkiyeli okurlarca da takip edilen yazarlardan.

Sennett, maddi kültür alanında kült olabilecek yapıtı ‘Zanaatkâr’da, becerikli el emeğiyle, eşyaları güzel bir şekilde yapanların hikâyesini anlatıyor.

Fakat Sennett zanaatkârlığın, silinmekte olan bir hayat tarzı ve el emeğinden öte, temel bir insani içgüdüyle ilgili olduğunu belirtiyor.

Sennet bu amaçla, antikçağın duvar ustalarından Rönesans’ın sarraflarına ve Aydınlanma dönemindeki Paris matbaalarına uzanarak, konuyu derinlemesine tartışıyor.

Zanaatkârlığın, “Temel insan dürtüsüne, kendi iyiliği için bir görevi güzel yapma arzusu”na dayandığını söyleyen Sennett, Batı uygarlığının zanaatkârlık eğilimindeki sıkıntıları; becerinin gelişimini ve motivasyon ile hünerin genel sorunlarını irdeliyor.

Kitabında, zanaatkârın çalışma tarzının maddi gerçeklikte insanlara ne tür güvenlik sağlayabildiğini de değerlendiren Sennett, bir yerde şöyle diyor:

“Becerikli el emeğine kıyasla, zanaatkârlık çok daha cakalıdır: bilgisayar programcısının, doktorun ve ressamın işine yarar; yurttaşlık ve ebeveynlik dahi ustalıklı bir hüner olarak yaşama geçirildiğinde daha etkin olur.”

  • Künye: Richard Sennett – Zanaatkâr, çeviren: Melih Pekdemir, Ayrıntı Yayınları, inceleme, 395 sayfa

Richard Sennett – Yeni Kapitalizm Kültürü (2009)

Richard Sennett’in 2004 yılında Yale Üniversitesi’nde etik, siyaset ve ekonomi konularında verdiği konferansları içeren ‘Yeni Kapitalizm Kültürü’, günümüzde emek sermaye ilişkilerinin aldığı biçimi irdeliyor.

Sennett bunu, kurumların nasıl değiştiği; “beceri toplumu”nda yetenek ile gereksiz kılınmak ya da geride bırakılmakla ilgili korkular arasında ne tür bir ilişki olduğu ve tüketim davranışı ile siyasî tutumlar arasında nasıl bir bağlantı olduğu şeklinde özetleyebileceğimiz üç konu üzerinden yapıyor.

Kurumlar, beceriler ve tüketim kalıplarının değiştiği, fakat bu değişimin bireyleri özgürlüğe kavuşturmadığı, Sennet’in çalışmasının temel tezi.

  • Künye: Richard Sennett – Yeni Kapitalizm Kültürü, çeviren: Aylin Onacak, Ayrıntı Yayınları, siyaset, 142 sayfa

Richard Sennett ve Jonathan Cobb – Sınıfın Gizli Yaraları (2017)

Bilen bilir: Soma maden katliamı olduğunda, bir işçi ambulansa bindirilirken “Çizmeleri çıkarayım mı, sedye kirlenmesin” demişti.

Yine yakın zamanlı bir örnek daha: Maden işçileri koltuklar kirlenmesin diye bir otobüstü ayakta yolculuk etmişti.

Yalnızca bu iki örnek bile, işçinin sadece devasa bir ekonomik sömürü ve düşük ücretle değil, aynı zamanda kültürel/toplumsal kodlar, önyargılar ve ezberlerle de boğuştuğunu göstermeye yeter.

  • Bir işçi kıyafetinden ve konuşmasından dolayı küçük görülmekten korkar,
  • Nasırlaşmış ellerini saklar,
  • Üst-orta sınıftan insanların kendisini küçümsediğini bilir,
  • Çocuklarının kendisi gibi sömürülen ve ezilen bir işçi olmasından korkar,
  • Kendisini, kendisinden daha paralı kişilere “bey” demek zorunda hisseder,
  • Ve daha nicesi…

İşte Richard Sennett ve Jonathan Cobb, ufuk açıcı çalışmaları ‘Sınıfın Gizli Yaraları’nda, bunun gibi pek çok örnek eşliğinde, işçilerin, ekonomik sömürünün yanı sıra toplumsal ilişkilerinde ve gündelik hayatlarında sınıf bilincini nasıl deneyimlediklerinin izini sürüyor.

Kitap, bir sınıfa ait olmanın kültürel/toplumsal dinamikleri ve işçi sınıfından bireylerin bunu nasıl deneyimledikleri hakkında çok iyi bir sorgulama.

  • Künye: Richard Sennett ve Jonathan Cobb – Sınıfın Gizli Yaraları, çeviren: Mustafa Kemal Coşkun, Heretik Yayıncılık, sosyoloji, 269 sayfa, 2017

Richard Sennett – Yabancı (2014)

Bir yabancı olmanın ne demek olduğuna dair iki deneme.

Bunlardan ilki, 16. yüzyılın şafağında küresel bir ticaret imparatorluğunun merkezi haline gelen Venedik’te istenmeyen ilan edilmiş Yahudiler.

İkincisi ise, hayatının büyük bölümünü sürgünde geçiren, 19. yüzyılın Rus reformcusu Alexandr Herzen’in hayatı etrafında gelişiyor.

  • Künye: Richard Sennett – Yabancı, çeviren: Tuncay Birkan, Metis Yayınları

Richard Sennett – Beraber (2012)

  • BERABER, Richard Sennett, çeviren: İlkay Özküralpi, Ayrıntı Yayınları, sosyoloji, 350 sayfa

 

Kentli ailelerin hayatı ve toplumsal psikoloji üzerine kitaplar yazan Richard Sennett, insanların gündelik yaşamlarını sürdürmeleri için ihtiyaç duydukları beceriler hakkında bir üçlemeye yazmaya koyulmuştu. Üçlemenin ilk kitabı ‘Zanaatkâr’ adını taşıyordu ve şimdi Sennett, üçlemenin ikinci kitabı olan ‘Beraber’deki odak noktası, işbirliği. İşbirliğini, başlıbaşına bir zanaat olarak tanımlayan Sennett’e göre, bu zanaat, birlikte hareket edebilmek için anlama ve yanıt verme becerisi gerektiriyor. Yazar, günümüzün acımasız rekabet dünyasında, işbirliği yapmanın ve ortaklaşmanın nasıl öğrenilebileceğini araştırıyor.