Martin Jay – Aklın Tutulması ve Geri Dönüşü (2025)

 

Martin Jay’in bu çalışması, Aydınlanma düşüncesinin temel kavramlarından biri olan “akıl”ın Frankfurt Okulu içindeki dönüşümünü ele alır. ‘Aklın Tutulması ve Geri Dönüşü: Geç Dönem Eleştirel Kuram Üzerine’ (‘Reason after Its Eclipse: On Late Critical Theory’), özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde, “akıl” kavramının nasıl eleştirildiğini ve yeniden tanımlandığını tartışıyor.

Kitap, Max Horkheimer ve Theodor Adorno’nun Aydınlanmanın Diyalektiği eserindeki akıl eleştirisini merkez alarak başlar. Bu düşünürlere göre, akıl kendi araçsal doğası içinde çökmüş, özgürleştirici bir güç olmaktan çıkmıştır. Jay, bu eleştirinin modernliğe karşı bir karamsarlık ürettiğini belirtiyor.

Ancak Jay, Frankfurt Okulu’nun sonraki kuşaklarında – özellikle Jürgen Habermas’ta – akla yönelik daha yapıcı bir yaklaşımın geliştiğini gösteriyor. Habermas’ın iletişimsel akıl kuramı, aklı yeniden normatif bir temel olarak kurmaya çalışıyor.

Yazar, Antik Yunanlardan Kant, Hegel ve Marx’a uzanan Batılı kanonun konuya değgin yaklaşımlarını serimliyor.

Jay, kitabında yalnızca Frankfurt Okulu’nun iç gelişimini değil, aynı zamanda bu tartışmaların günümüz siyasal ve felsefi bağlamdaki etkilerini de değerlendirir. Böylece “akıl” kavramının krizinin, sadece akademik değil, toplumsal sonuçları da olduğu ortaya konur.

Kitap, eleştirel teorinin gelişiminde aklın geçirdiği evrimi takip eden, ustaca yazılmış tarihsel ve felsefi bir inceleme.

  • Künye: Martin Jay – Aklın Tutulması ve Geri Dönüşü: Geç Dönem Eleştirel Kuram Üzerine, çeviren: Arif Geniş, Dipnot Yayınları, inceleme, 360 sayfa, 2025

Walter Benjamin, Theodor W. Adorno – Pasajlaşmalar (2025)

Bu kitap, Walter Benjamin ve Theodor W. Adorno arasındaki yoğun ve karmaşık entelektüel ilişkiyi belgeleyen bir mektup derlemesidir. Bu mektuplaşmalar, ilk kez Türkçede.

Kitap, Adorno ve Benjamin’in felsefe, edebiyat, sanat, kültür ve siyaset gibi geniş bir yelpazedeki konulara dair görüşlerini ve tartışmalarını ortaya koyuyor. Mektuplar, iki düşünürün birbirlerinin çalışmalarına yaptıkları eleştirileri, yorumları ve önerileri içeriyor. Bu yazışmalar, onların düşünce süreçlerini, entelektüel gelişimlerini ve birbirlerine olan etkilerini anlamak için benzersiz bir kaynak sunuyor.

Kitap, Adorno ve Benjamin’in özellikle önemli yapıtı “Pasajlar Projesi” eserinin minyatür bir modeli olarak tasarlayıp yazdığı “Baudelaire” yazıları oluşturmakta. Mektuplar, bu eserin kavramsal çerçevesinin nasıl şekillendiğini, hangi düşünsel etkileşimlerden beslendiğini ve hangi zorluklarla karşılaşıldığını gösteriyor. Adorno ve Benjamin’in mektupları, sadece entelektüel bir diyalog değil, aynı zamanda kişisel bir ilişkiyi de yansıtıyor. Onların birbirlerine duydukları saygı, hayranlık, eleştiri ve zaman zaman da hayal kırıklığı, mektupların satır aralarında hissediliyor. Kitap, iki düşünürün sürgün yılları, maddi sıkıntıları ve siyasi baskılar altında yaşadıkları zorlukları da gözler önüne seriyor.

Özetle bu kitap, Adorno ve Benjamin’in düşüncelerini ve birbirleriyle olan ilişkilerini anlamak için temel bir kaynak olarak kabul ediliyor. Kitap, 20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden ikisinin entelektüel mirasına dair değerli bir bakış açısı sunuyor.

  • Künye: Walter Benjamin, Theodor W. Adorno – Pasajlaşmalar, çeviren: Suat Kemal Angı, Cem Yayınevi, mektup, 153 sayfa, 2025

Miriam Bratu Hansen – Sinema ve Deneyim (2025)

Miriam Bratu Hansen’in ‘Sinema ve Deneyim’ adlı kitabı, 20. yüzyılın en etkili düşünürlerinden üçünün -Siegfried Kracauer, Walter Benjamin ve Theodor W. Adorno- sinema üzerine geliştirdikleri düşünceleri derinlemesine inceliyor. Hansen, bu üç düşünürün sinemaya yaklaşımlarını, modern deneyim, algı, kitle kültürü ve sanatın rolü gibi geniş bir yelpazedeki kavramlar üzerinden analiz ediyor.

Kitap, sadece sinema teorisine değil, aynı zamanda modernite, kültür endüstrisi ve estetik üzerine yapılan tartışmalara da önemli katkılar sunuyor.

Hansen, Kracauer’in “kitle süsleri” kavramından Benjamin’in “teknik olarak yeniden üretilebilirlik çağında sanat eseri” tezi ve “aura” kavramına, Adorno’nun ise “kültür endüstrisi” eleştirisine kadar birçok önemli konuyu ele alıyor. Bu düşünürlerin sinemaya dair görüşlerini, kendi özgün düşünce sistemleri ve yaşadıkları dönemin sosyal ve politik koşulları bağlamında değerlendiriyor. Hansen, bu üç düşünürün sinemayı sadece bir eğlence aracı olarak değil, aynı zamanda modern toplumun ve bireyin deneyimini anlamak için önemli bir anahtar olarak gördüklerini vurguluyor.

Kitap, sinemanın modern deneyimi nasıl şekillendirdiğini, algı ve dikkatin nasıl değiştiğini, kitle kültürünün nasıl üretildiğini ve sanatın bu süreçteki rolünü anlamak için bu üç düşünürün sunduğu kavramsal çerçeveyi detaylı bir şekilde inceliyor. Hansen’in analizi, sinema teorisine yeni bir soluk getirirken, günümüzdeki dijital kültür ve görsel medya üzerine yapılan tartışmalara da ışık tutuyor.

“Sinema ve Deneyim’, sinemaya dair düşüncelerin sadece akademik bir ilgi alanı olmadığını, aynı zamanda modern dünyayı ve kendimizi anlamak için de önemli bir araç olduğunu gösteriyor.

  • Künye: Miriam Bratu Hansen – Sinema ve Deneyim: Kracauer, Benjamin, Adorno, çeviren: Salih Furkan Sevim, Vakıfbank Kültür Yayınları, sinema, 608 sayfa, 2025

Stuart Jeffries – Büyük Uçurum Oteli (2024)

Yirminci yüzyılın en heybetli entelektüel hareketlerinden biri olan Frankfurt Okulu’nun tarihi hakkında harika bir çalışma.

1923 yılında bir grup entelektüel modern dünyanın işleyişini çözümlemek, kapitalist sistemin eleştirisini yapmak üzere Frankfurt’ta bir araya geldi.

Sonraları Frankfurt Okulu olarak anılacak Marksist Araştırma Enstitüsü kurulduğu andan itibaren reel siyasete mesafeli, siyasi mücadelelere karşı şüpheci bir tavır takındı.

Bu okulun ileri gelen üyeleri –Theodor Adorno, Max Horkheimer, Herbert Marcuse, Erich Fromm, Friedrich Pollock, Franz Neumann ve Jürgen Habermas– faşizmin habisliğini ve ka­pitalizmin batı toplumlarının içini oyan, çökerten etkilerini irdelemek ve eleştirmek konusunda ustaydılar ve sadece düşünme biçimimizi değil, tartışmaya değer gördüğümüz konu başlıklarını da değiştirdiler.

Frankfurt Okulu’nda ortaya konan fikirler ve yürütülen tartışmalar her şeye rağmen önemini hep korudu.

Kapitalizm ve faşizmin kendisini güncellediği, toplumun sosyal medya ve tüketim çılgınlığına mahkûm olduğu, makineleştiği çağımızın karanlığını çözümleme yolunda Frankfurt Okulu düşünürlerinin hâlâ söyleyecek sözleri var.

Stuart Jeffries’in ifadesiyle “Onların şişeye koydukları mesajı açıp okumanın vakti geldi artık.”

  • Künye: Stuart Jeffries – Büyük Uçurum Oteli: Frankfurt Okulu’ndan Yaşam Öyküleri, çeviren: Banu Karakaş, Minotor Kitap, felsefe, 504 sayfa, 2024

Andrew Bowie – Theodor W. Adorno (2023)

Alman filozofu T.  W.  Adorno’nun çalışmaları, çağdaş toplumun patolojilerini anlamak bakımından gün geçtikçe daha faydalı bulunuyor.

İklim değişimi, ekonomik kriz, faşizmin yeniden yükselişe geçmesi ve dünya düzeninde artan istikrarsızlıktan doğan toplumsal sorunlara çözüm arayanlar Adorno’yu tekrar okuyor.

Bu kitap, Adorno’nun çalışmalarına ve yaşamına ışık tutuyor, onun temel felsefi kavramlarını, düşüncesinin felsefi arka planını ve tarihsel bağlamını açıklıyor.

Andrew Bowie, Adorno’nun insan aklının irrasyonel sonuçlara yol açabileceği fikrinin onu nasıl “doğa”, “tarih” ve “özgürlük” gibi temel kavramları yeniden düşünmeye yönelttiğini ve çağdaş felsefenin bu kavramlar hakkında düşünürken izlediği birçok yola alternatifler sunduğunu gösteriyor.

Kitap aynı zamanda Adorno’nun sosyal teorisinin yanı sıra modern kapitalizmin tehdidi altında olduğunu düşündüğü caz ve modern kültüre ilişkin son derece eleştirel değerlendirmelerini de inceliyor.

  • Künye: Andrew Bowie – Theodor W. Adorno, çeviren: Bartu Şanlı, Say Yayınları, felsefe, 152 sayfa, 2023

Theodor W. Adorno – Faşizm ve Propaganda (2023)

Sosyal teori, felsefe, estetik ve müzik alanında 20. yüzyılın en etkili düşünürlerinden Theodor W. Adorno, ‘Faşizm ve Propaganda’da bugün radikal sağ adı verilen cenahın hem psikolojik dayanaklarını hem de dini argümanlarla bezeli siyasal gündemlerini yaymak için medyayı nasıl kullandığını analiz ediyor.

1930’larda ABD’de yaşayan ve Paul Lazarsfeld ile birlikte radyonun toplumdaki ağırlığı üzerinde çalışan Adorno’nun, Hıristiyan sağın radyoda bayraktarlığını üstlenirken faşist bir tutum sergileyen Amerikalı demagog Martin Luther Thomas’ın radyo demeçlerinde hitap gücünü ve ele aldığı konuları aktarırken kullandığı çarpıtma tekniklerini derinlemesine analiz ettiği bu çalışma; içinden geçtiğimiz koşullarda Adorno külliyatı içinde en rahat anlaşılabilecek kitaplardan biridir.

Faşizm ve antisemitizm teorisi barındıran makaleler, popüler kültür üzerine yapılacak kültürel incelemeler için bir yöntembilim sunarken, farklı kıtalar arasındaki siyasal yaşam mukayesesine ilişkin genel çıkarımlarda bulunarak psikolojik gerçeklik ile sosyolojik gerçeklik arasındaki ilişkiye dair de çarpıcı bir fikir ortaya koyuyor.

‘Faşizm ve Propaganda’, otoriter amaçlarla psikolojik baskı yaratma olanaklarından yararlanan hitap teknikleri konusunda sunduğu analiziyle, ideolojik propagandanın etkisinden hareketle günümüz gerçekliğine ışık tutan bir çalışma.

  • Künye: Theodor W. Adorno – Faşizm ve Propaganda, çeviren: Müge Çavdar, Sel Yayıncılık, siyaset, 184 sayfa, 2023

Ross Wilson – Yaşamın Diyalektiği (2023)

Çağdaş düşüncenin en önemli figürlerinden Adorno felsefesinin temel kaygılarını anlaşılabilir bir biçimde sunan iyi bir kitap.

Ross Wilson, Adorno’nun fikirlerinin ortaya çıktığı tarihsel bağlamı da ihmal etmiyor.

  • Bizi bir ‘zombi’den ayıran şey nedir?
  • Nabzınızın atıyor olması yaşıyor olduğunuz anlamına gelir mi?
  • Gaz odalarında toplu katliamları ve Hiroşima’yı gerçekleştiren ve önleyemeyen bir kültürde ‘ahlak’ ve ‘sanat’ ne anlama gelir?
  • Kültür ürünlerinin ‘tüketim’inde ne kadar özgürüz?
  • İçerisine hapsedildiğimiz ‘dokuz altı yolları’ndan arta kalan ‘boş’ vakitleriniz aslında çalışmanın uzantısı olabilir mi?

Adorno’ya göre yaşam yalnızca özgürleşmiş bir dünyada bütünüyle yaşam olabilir.

O güne kadar bizler, yaşayan ölüler olmaya mahkûmuz.

Adorno’nun ardında bıraktıklarının kapsamı ve kavrayışının derinliği hem nefes kesici hem de ürkütücüdür.

Modern endüstri toplumuna yönelik yıkıcı suçlamaları, Homeros’tan Hollywood’a, Aydınlanmadan Nazizme kadar Batı kültürüne ilişkin derinden kavrayışı onu Çağdaş Düşüncenin en önemli figürlerinden biri hâline getirmiştir.

Aynı zamanda Frankfurt Okulunun ve Eleştirel Teorinin önde gelen isimlerinden biri olan Adorno’nun, edebiyat kuramı, kültürel çalışmalar ve estetik teori üzerindeki etkisi muazzamdır.

Adorno’yu anlamak bir anlamda çağdaş Kıta felsefesini, siyaset felsefesini, sanat eleştirisini anlamaya adım atmaktır.

Bu kitap, aydınlanma, ahlak, sanat, bilgi ve felsefenin neliği dolayımında Adorno düşüncesini arşınlıyor.

Bunu yaparken Kant, Hegel, Kierkegaard’ın yanında, Adorno’nun düşüncesinin oluşumunda Sartre, Benjamin, Horkheimer, Jameson, Bernstein’ın etkisinin izini sürüyor.

  • Künye: Ross Wilson – Yaşamın Diyalektiği: Adorno’yu Anlamak, çeviren: E. Erman Rutli, Fol Kitap, felsefe, 184 sayfa, 2023

 

Christopher Craig Brittain – Adorno ve Teoloji (2022)

Alman sosyolog ve filozof Theodor Wiesengrund Adorno (1903-1969), savaş sonrası Frankfurt Okulu’nun entelektüel liderlerinden biriydi.

Bu kitap, Adorno’nun teoloji ve din üzerine yazılarını açık ve erişilebilir bir şekilde sunuyor ve analiz ediyor.

Adorno’ya herhangi bir aşinalık gerektirmez.

Kitap, Adorno’nun düşüncesine genel bir giriş içerir ve onun Walter Benjamin’in çalışmaları ve Yahudi teolojisiyle ilişkisini, bilimsel pozitivizmle (Karl Popper) yüzleşmesini, “Kültür Endüstrisi” ve ideolojiye yönelik eleştirilerini inceler.

Bu konuların tümü, teoloji içerisindeki çağdaş tartışmalarla nasıl bağlantılar kurduklarına dikkat edilerek incelenmiş.

Bu da, Adorno’nun çalışmalarının önemli mesele ve yazarlarla diyaloğa sokulmasıyla gerçekleştirilmiş.

Kitap, Adorno’nun yazılarının sıklıkla ihmal edilen bir yönünü –müzik felsefesini– ve yüce olanın bu estetik takdirinin çağdaş teolojik düşünceyi nasıl etkilediğini vurgulayarak sona eriyor.

  • Künye: Christopher Craig Brittain – Adorno ve Teoloji, çeviren: Arda Bilgin, Ayrıntı Yayınları, inceleme, 272 sayfa, 2022

Alex Thomson – Kafası Karışmışlar İçin Adorno (2022)

Theodor Adorno’nun felsefi ve eleştirel eserleri, 20. yüzyılda üretilmiş en zorlu eserler arasındadır.

Alex Thomson da, hem Adorno’yu bilenler hem de konuya yeni giriş yapmak isteyen okurlar için Adorno’nun fikirlerinin şahane bir özetini sunuyor.

Adorno’nun yazı tarzı çoğu zaman çetrefil, nüfuz edilemez ve ürkütücü görünebilir.

Ancak daha da güçlük yaratan şey, ortak duyu saydığımız şeyleri yıkmak ve 20. yüzyıl Avrupa ve Amerika kültüründe baskın gördüğü eğilimlere saldırmak için sıklıkla benimsediği yoldur.

Çalışmaları çoğu zaman çetrefil ve nüfuz edilemez görünür, özellikle de onun yaslandığı felsefe gelenekleri hakkında pek fazla bilgisi olmayanlar için.

Onun ortak duyu saydığımız şeyleri yıkma ve 20. yüzyıl Avrupa ve Amerika kültüründe baskın gördüğü eğilimlere saldırma tarzı okurun önündeki güçlükleri daha da pekiştirir.

İşte ‘Kafası Karışmışlar için Adorno’, Adorno’nun düşüncesine ilişkin, okuru küçük görmeye ya da yanıltmaya yeltenmeyen, teşvik edici ve anlaşılabilir bir açıklama sunuyor.

Hem Adorno’yu henüz tanımayanlar hem de onun çalışmaları hakkında mesafe kat etmek için uğraşanlar, anlaşılır bir tarzda yazılmış, kapsayıcı, özel olarak tam da onun metinlerini okumayı ve anlamayı zorlaştıran meseleler üzerine odaklanmış bu çalışmayı çok değerli bir kaynak olarak görecekler.

Adorno’nun çalışmalarındaki anahtar temalar etrafında düzenlenmiş metin, onun yazılarında estetiğin merkezi konumu, popüler kültür üzerine çokça yanlış anlaşılmış denemeleri ve Adorno’nun felsefesinde özgürlük fikrinin önemi başta olmak üzere, konulara duru ve ufuk açıcı açıklamalar getiriyor.

  • Künye: Alex Thomson – Kafası Karışmışlar İçin Adorno, çeviren: Arif Geniş, Dipnot Yayınları, felsefe, 255 sayfa, 2022

Brian O’Connor – Adorno (2022)

Aydınlanma diyalektiğinden şeyleşmeye negatif diyalektikten özerkliğe, Theodor Adorno felsefesinin merkezi unsurlarını aydınlatan harika bir giriş.

Brian O’Connor’ın özenli çalışması, kronoloji ve terimler sözlüğünün yanı sıra ek okuma önerileriyle de zenginleşmiş.

Adorno, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemin önde gelen filozof ve toplum kuramcılarından biridir.

Eleştirel Kuramın gelişmesinde önemli rolü olan, özgün ve de genellikle zor olan yazıları sadece temel felsefi sorular ileri sürmekle kalmayıp aynı zamanda edebiyat, sanat, müzik, sosyoloji ve siyaset kuramına ilişkin derin analizler de sunar.

Bu kapsamlı kitapta O’Connor, Adorno’nun felsefesini, onun eserleriyle ilk kez karşılaşanlara açıklıyor.

O’Connor, bu amaçla, yaşamı ve entelektüel çevresinin bağlamını oluşturan ana felsefi görüşleri aracılığıyla Adorno felsefesinin merkezi unsurlarını değerlendiriyor.

Bu bağlamda Aydınlanmanın diyalektiği, şeyleşme, bütünsellik, dolayımlama, özdeşlik, özdeşsizlik, deneyim, negatif diyalektik, içkinlik, özgürlük, özerklik ve sanatta taklit gibi kavramları, felsefesinin temel alanları üzerinden tartışıyor.

Kronoloji ve terimler sözlüğünün yanı sıra ek okuma önerileri de içeren Adorno, felsefe, edebiyat, sosyoloji ve kültürel çalışmalarla ilgilenenler için kaçırılmayacak bir giriş kitabı.

  • Künye: Brian O’Connor – Adorno, çeviren: Soner Soysal, Alfa Yayınları, felsefe, 264 sayfa, 2022