Peter L. Berger – Özgürleştiren Kahkaha (2025)

Peter L. Berger’in bu çalışması, insan deneyiminde mizahın ve komedinin derin anlamını sosyolojik, felsefi ve teolojik bir bakış açısıyla ele alıyor. Berger, kahkahanın sadece eğlence unsuru olmadığını, aynı zamanda insanın dünyaya ve kendi varoluşuna bakışında özel bir işlev taşıdığını savunuyor. Kitap boyunca mizahın, gündelik yaşamın ciddiyetini askıya alan, alışıldık düzeni sorgulatan ve varoluşsal kaygılarla baş etmede bir çıkış sağlayan bir boyutu olduğuna dikkat çekiliyor.

Berger, tarih boyunca filozofların, din düşünürlerinin ve edebiyatçıların mizahı nasıl yorumladığını inceliyor. Platon ve Aristoteles’ten Kierkegaard ve Nietzsche’ye kadar farklı düşünürlerin kahkaha üzerine görüşlerini değerlendiriyor. Ona göre mizah, kutsalla dünyevi olan arasındaki sınırları bulanıklaştırıyor ve bireyi mutlak ciddiyetin yükünden kurtarıyor. Kahkaha, bir tür özgürleşme ve mesafe koyma biçimi olarak işlev görüyor.

‘Özgürleştiren Kahkaha: İnsan Deneyiminin Komik Boyutu’ (‘Redeeming Laughter: The Comic Dimension of Human Experience’) aynı zamanda mizahın sosyal işlevlerine de değiniyor. Mizah, toplumsal normlara ayna tutuyor, iktidar ilişkilerini eleştiriyor ve bireylere geçici bir özgürlük alanı sağlıyor. Berger, mizahın yıkıcı yanının yanı sıra onarıcı bir tarafı da bulunduğunu vurguluyor. Komedi, insanı hem dünyadan koparıyor hem de dünyaya yeniden bağlayarak yaşamın ağırlığını hafifletiyor.

Sonuçta Berger, mizahın insan varoluşunun temel boyutlarından biri olduğunu ve kahkahanın, insanın trajik gerçeklik karşısında bulduğu en insani tepkilerden biri olarak görülmesi gerektiğini ileri sürüyor. Eser, mizahı yalnızca bir sanat biçimi değil, aynı zamanda derin bir varoluşsal deneyim olarak kavrayan felsefi bir inceleme sunuyor.

  • Künye: Peter L. Berger – Özgürleştiren Kahkaha: İnsan Deneyiminin Komik Boyutu, çeviren: Erdem Tilci, Albaraka Yayınları, felsefe, 336 sayfa, 2025

Filipa Fonseca Silva – Patronumdan Nefret Ediyorum (2024)

Herkesin kötü bir patronu olmuştur.

Eldeki veriler bunu gösteriyor.

İş dünyası dediğimiz şey var olduğundan beri, bu dünyaya adım atan herkes için geçerli olan evrensel bir kuraldır bu.

Bu sadece yazın çalıştığınız bilmem hangi işte de başınıza gelmiş olabilir, parasız stajınızda da.

Ama size şunu kesinlikle garanti ederiz ki, insanlık tarihinde bugüne dek bir kendini bilmezin emirleri altında sabrı sınanmamış tek bir Allah’ın kulu bile olmamıştır.

Bu patronlar en otoriterinden en cahiline, en terbiyesizinden en ahlakı şüphelisine uzanan bir çeşitlilikte ve kötülük seviyelerinde olabilirler fakat hepsinin ortak bir noktası vardır: Hayatımızı düpedüz cehenneme çevirirler ve bizler de pazartesi gelmesin diye dua eder dururuz.

Evet…

Bu kitap sadece pek çok çalışanın bugüne dek yaşadığı gerçek olayların (hepsi gerçek, inanın!) resimli bir özetidir.

Neredeyse bütün işyerlerinde her gün yaşanan ve bunlar yaşanırken derin bir iç çekişle dudaklarımızdan “Patronumdan nefret ediyorum” kelimelerinin dökülmesine yol açan saçma sapan olayların belgelenmiş halidir.

  • Künye: Filipa Fonseca Silva – Patronumdan Nefret Ediyorum, çeviren: İlknur Akman Erk, Mona Kitap, mizah, 176 sayfa, 2024

Yves Bossart – Her Şeye Rağmen Gülmek (2024)

Mizah hem içinde yaşadığımız dünyayla hem kendimizle aramıza mesafe koymamızı ve fikirlerimizi sorgulamamızı sağlar.

Fanatizme karşı güçlü bir silah olmakla kalmaz, özgür düşüncenin gelişimi için de vazgeçilmez önkoşuldur.

Felsefeci Yves Bossart ‘Her Şeye Rağmen Gülmek’te okuru mizahın düşünce dünyasında zihin açıcı bir keşif yolculuğuna çıkarıyor.

  • Neden ve neye güleriz?
  • Güldüğümüzde vücudumuzda ve ruhumuzda neler olur?
  • Komiklik zevkten zevke değişir mi?
  • Mizahın etik sınırları var mıdır?
  • Her şeye rağmen gülmek ne demektir?

Bu ve benzeri sorulara cevap arayan yazar, gülmenin hayatımızdaki yerini ve değerini anlamak isteyen okura yol gösterici bir rehber sunuyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Komiklik, şaka ve espri, çoğu zaman ölçüyü kaçırmanın oyuncu halleridir. Sağlıklı zihnin ve terbiyenin kuralları bir anlığına rafa kaldırılır, ki bu rahatlatıcı ve özgürleştiricidir.”

  • Künye: Yves Bossart – Her Şeye Rağmen Gülmek: Mizahın Felsefesi Üzerine, çeviren: Gülsen Yüksel, İletişim Yayınları, mizah, 88 sayfa, 2024

Anonim – Dünyanın En Eski Fıkra Kitabı (2016)

Antik Yunan döneminden şakalar ve fıkralar…

1600 yıl önceden kalan bu fıkralar, insanın gülme, eğlenme ve alay etme hevesinin ne kadar evrensel olduğunu gösteriyor.

Absürd durumlar, budalalıklar ve kendi kimliğini şaşırmalar, bölgelere ait klişeler ve yabancıların içine düştüğü saflıklar fıkraların temelini oluşturuyor.

  • Künye: Anonim – Dünyanın En Eski Fıkra Kitabı, çeviren: Banu Karakaş, Maya Kitap

Hilmi Köksal Alişanoğlu – Netekim! 12 Eylül’de Geldiler (2010)

Hilmi Köksal Alişanoğlu, ilk baskısı 2005’te yapılan ‘Netekim! 12 Eylül’le Geldiler’de, darbe sonrası dönemde yaşadığı trajikomik olayları okurlarıyla paylaşıyor.

Alişanoğlu, 1980’in mart ayında İstanbul Sarıyer’ de bir gecekonduda sol örgüt üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alındı.

Kendisi cezaevindeyken 12 Eylül darbesi gerçekleşti. İşkence gören Alişanoğlu, idamla yargılandı.

Yazar, bu süreçte yaşadıklarını mizahi bir dille elimizdeki kitabında kaleme getiriyor.

Darbenin gadrine uğrayanların anlatımları, genel olarak trajik bir üslup taşır. Alişanoğlu’nun tanıklığını farklı ve özgün kılan başlıca husus ise, “acıyı bal eylemesi”dir diyebiliriz.

  • Künye: Hilmi Köksal Alişanoğlu – Netekim! 12 Eylül’de Geldiler, Apollon Yayıncılık, anı, 312 sayfa

Yılmaz Okumuş – Laz Kapital 2 (2010)

Yılmaz Okumuş tarafından yaratılan “Laz Marks Emice”, siyasî mizahın iyi örneklerinden.

Projeyi nitelikli kılan başlıca husus, Okumuş’un Laz Marks Emice’yi Karadeniz ağzıyla konuşturarak Dünya’da yaşanan güncel ekonomik-politik sorunlara anlaşılabilir bir tarzla irdelemesidir diyebiliriz.

Laz Marks Emice, serinin elimizdeki ikinci kitabında da, büyük bir pervasızlıkla yol almaya devam eden kapitalist sistemi yermeye, “Laz Marksist saptamalar”da bulunmaya devam ediyor.

Ekonomik krizler, kapitalizm ve inanç dünyası, demokrasi, diyalektik materyalizm, piyasa ekonomisi, burjuva medyası, meta fetişizmi ve TEKEL işçileri, Laz Marks Emice’nin kendine has üslubuyla ele aldığı konulardan birkaçı.

  • Künye: Yılmaz Okumuş – Laz Kapital 2, O2 Yayınevi, mizah, 133 sayfa

Terry Eagleton – Mizah (2019)

Niçin gülüştüğümüz hakkında inandırıcı ve mantıklı şeyler söylemek mümkün mü?

Terry Eagleton elimizdeki kitabında, o kendine has mizahi üslubundan taviz vermeden, tam da bunu yapıyor ve kahkahadan alaya ve mizahın politikasına, mizah üzerine derinlemesine bir sorgulamaya girişiyor.

Eagleton bunu yaparken, hem bilimsel araştırmacıların aydınlatıcı yorumlarından hem komedyenlerin söylediklerinden ve hem de halk mizahından olabildiğince yararlanıyor.

Yazar kitabına, kahkahanın ne anlama geldiğini ve işlevini irdeleyerek başlıyor ve ardından da küçümseme ve mizah ile alay etmek ve mizah arasındaki ilişkiye, mizahın sınırlarının olup olmadığına, mizah ve tarih arasındaki ilişkiye ve en sonunda da mizahın politikasına odaklanıyor.

  • Künye: Terry Eagleton – Mizah, çeviren: Melih Pekdemir, Ayrıntı Yayınları, inceleme, 160 sayfa, 2019

Melike Eğilmezler Boylan – Güldürme Beni! (2016)

Çok iyi bildiğimiz gibi mizah, tahammülsüzlüklere dur demenin en etkili yollarından biri.

Melike Eğilmezler Boylan’ın bu kitabı da, baskılara, yıldırmalara ve karamsarlıklara rağmen bizi ısrarla gülmeye davet ediyor.

Tanzimat’tan tek parti dönemine, 12 Eylül’ün kapkara günlerinden bugüne taviz vermemiş güldürü sanatı konusunda otuz beş mizahçıyla yapılan ciddi söyleşiler, bu kitapta.

‘Güldürme Beni!’ Türkiye’de mizaha şekil veren; dünyamızı kahkaha yoluyla renklendiren, sorgulayan ve değiştiren üç nesille yapılmış görüşmelerden oluşuyor.

Kitaptaki otuz beş mülakat; karikatüristler, mizah yazarları, sahne sanatçıları, yönetmenler ve radyo programcılarıyla gerçekleştirildi.

Kitapta yer alan mizahçıların en genci yirmi dokuz, en yaşlısı ise yetmiş dört yaşında.

Ve bu mizahçılar, politikadan dine, cinsellikten tasavvufa, hayallerden teknolojiye kadar pek çok konuya değiniyorlar.

  • Künye: Melike Eğilmezler Boylan – Güldürme Beni!, Yapı Kredi Yayınları, mizah, 348 sayfa, 2016

Roelf Bolt – Yalancılar ve Sahtekârlar Ansiklopedisi (2015)

Aldatma olgusunu 146 bireysel vaka ile anlatan ilginç bir ansiklopedi.

Geçmişten bugüne en başarılı sahtekârlık vakalarının bir derlemesi olan kitapta, Brooklyn Köprüsü’nü başkalarına satan Georg Parker’dan kamyon dolusu taklit çikolata satanlara, kendini subay olarak tanıtıp tüm bir kışlayı kandıran kunduracı Wilhelm Voigt’ten Yeni Zelanda’nın ilk tescilli resim sahtekârı olma unvanına sahip Karl Feodor Sim’e, pek çok isim yer alıyor.

Kitapta ayrıca, deney sonuçlarını manipüle eden Albert Einstein ve kendisine suikast düzenleten François Mitterand gibi ünlü simalarla da karşılaşıyoruz.

  • Künye: Roelf Bolt – Yalancılar ve Sahtekârlar Ansiklopedisi, çeviren: Tevfik Uyar, Domingo Kitap

Aydın Boysan – Ayıp Olmadan (2009)

Aydın Boysan, ‘Ayıp Olmadan’ isimli elimizdeki eserinde, neşeli ve ufuk açıcı sohbetlerine okurlarını bir kere daha ortak ediyor.

Kitapta, demlenme, İstanbul, zaman, dünyanın kentleri, portreler, sanat, kadınlar, mimarlık ve şehir, Asya ve Pasifik kıyılarından gezi izlenimleri gibi birçok konu yer alıyor.

Kitabına “Niçin içilir?” sorusunun yanıtını aramakla başlayan Boysan, bu soruyu şöyle yanıtlıyor:

“Çoğu kişi, zorlandığı için, başarısız olduğu için, ya da başına gelen sıkıntılı işler, olaylar yüzünden, içer. Kurtulacağını sanır, büsbütün zora girer. ‘Kendini tutmasını’, kendine hâkim olmasını başaramayan kişi, avunmayı içkide ararsa, bulması bulamamasından beter olur.”

  • Künye: Aydın Boysan – Ayıp Olmadan, İş Kültür Yayınları, mizah, 214 sayfa