Tom Robbins – Geriye Uçan Yaban Ördekleri (2009)

Amerikalı roman ve öykü yazarı Tom Robbins, farklı türdeki metinlerini barındıran ‘Geriye Uçan Yaban Ördekleri’yle, uzun sürmemiş bir aranın ardından okurunun karşısına çıkıyor.

Kitapta, Robbins’in 1967’den 2003’e uzanan dönemde kaleme aldığı yolculuk yazıları, öyküleri, çoğu daha önce yayımlanmamış şiirleri, şarkı sözleri, sevdiği insanlara övgüleri, sanat eleştirileri, bir tretmanı ve çeşitli dergilerin kendisiyle yaptığı röportajlar yer alıyor.

Genellikle Thomas Phyncon, John Barth ve Kurt Vonnegut gibi postmodern yazarların edebi takipçisi olarak değerlendirilen; alaycılığı, sözcük oyunları ve metaforlara sıkça başvurmasıyla dikkat çeken Robbins, çok sadık bir okur kitlesine de sahip.

Elimizdeki kitap, daha çok romanlarıyla bilinen Robbins’in gerçek dünyasına inmek için iyi bir fırsat.

  • Künye: Tom Robbins – Geriye Uçan Yaban Ördekleri, çeviren: Aysun Babacan, Ayrıntı Yayınları, anlatı, 265 sayfa

Suraiya Faroqhi – Orta Halli Osmanlılar (2009)

Son dönemin en verimli Osmanlı tarihçilerinden Suraiya Faroqhi ‘Orta Halli Osmanlılar’da, 17. yüzyılda Ankara ve Kayseri’deki evleri, ev sahiplerini ve mülkiyet ilişkilerini inceliyor.

Faroqhi, söz konusu iki kentteki evlerin fiziksel şekilleri; bir ev satın almanın bedelleri; kentli mülk sahipleri ve kentli mülk sahibinin karşılaştığı zorluklar gibi konuları, kadı sicillerine dayanarak kapsamlı bir şekilde incelerken, Osmanlı tarihinin önemli bir evresine de ışık tutuyor.

Yazar bu esnada, “O dönemdeki Anadolu kentlerinin işleyişi nasıldı?”, “Söz konusu kentlerde ne tür binalar vardı?” ve “Bu binalar nasıl kullanılıyordu?” sorularının yanıtlarını arıyor.

  • Künye: Suraiya Faroqhi – Orta Halli Osmanlılar, çeviren: Hamit Çalışkan, İş Kültür Yayınları, tarih, 312 sayfa

J. B. Pontalis – Pencereler (2009)

Psikanalist-yazar J. B. Pontalis, alt başlığı ‘Özel Bir Sözcük Dağarcığı’ olan ‘Pencereler’de, bazı sözcüklerin kendisinde çağrıştırdığı anlamları irdeliyor.

Kişisel kullanıma yönelik bir küçük sözlük oluşturmaya çalışan Pontalis, psikanalistlerin ortak malı olan kavramların ötesinde, bu ortak mülke herkesin bir alet kutusu gibi başvurmasını amaçlıyor.

Yazar, kitaba adını veren yazısında ise pencere kavramını inceliyor. “Yaşamımın dönemlerini birbiri ardına sıralanan açık pencereler olarak tanımlayabilirim” diyen Pontalis, buradan hareketle, çocukluk odasındaki, okuldaki, uçaklardaki, trenlerdeki ve otellerdeki pencerelere doğru bir yolculuğa çıkıyor.

  • Künye: J. B. Pontalis – Pencereler, çeviren: Talat Parman, Bağlam Yayıncılık, inceleme, 159 sayfa

Koray Karabekiroğlu – Anne-Babalar İçin Ergen Ruh Sağlığı Rehberi (2009)

Çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları konusunda uzman Koray Karabekiroğlu, ‘Anne-Babalar İçin Ergen Ruh Sağlığı Rehberi’nde, ergenlikte ruhsal gelişim ve ruh sağlığı konularındaki deneyimlerini, kolay anlaşılabilir bir üslupla okurlarıyla paylaşıyor.

Ergenliğin ne olduğunu anlatmakla çalışmasına başlayan Karabekiroğlu kitabında, beden, cinsellik, akran ilişkileri, aile, toplum ve gelecek kaygısıyla ergenlik arasındaki ilişki; ergenlikte ruhsal sorunlar; dünyada ve Türkiye’de ergen sorunları ve ergenlikte gelişim gibi birçok konuyu irdeliyor.

Kitap, özellikle anne-babalar için, toplumun en dinamik yaş grubunu anlamak konusunda kaynak bir eser.

  • Künye: Koray Karabekiroğlu – Anne-Babalar İçin Ergen Ruh Sağlığı Rehberi, Say Yayınları, sağlık, 448 sayfa

Hannah Arendt – Kötülüğün Sıradanlığı (2009)

Hannah Arendt ‘Kötülüğün Sıradanlığı’nda, Nazi Almanyası’nda Yahudilerin gettolara ve toplama kamplarına naklinden sorumlu Otto Adolf Eichmann’ın, Kudüs’teki yargı sürecini izliyor ve Eichmann’ın karakter özelliklerinin kendisinde düşündürdüklerini derinlemesine tartışıyor.

Arendt’in, kötülüğün sıradan hale gelmesini, Eichmann’ın kişiliği üzerinden izlemesi, okuru, normal veya sıradan görünen üzerine daha dikkatli düşünmeye davet ediyor.

Soykırımın mimarı olarak sunulan Eichmann’ın, sadist bir canavardan ziyade, normal bir insan olduğuna dikkat çeken yazar, düşünme ve muhakeme yetisinin ortadan kaybolmasıyla birlikte kötülüğün nasıl sıradanlaştığını gözler önüne seriyor.

  • Künye: Hannah Arendt – Kötülüğün Sıradanlığı, çeviren: Özge Çelik, Metis Yayınları, sosyoloji, 315 sayfa

Kolektif – Kimlikler Lütfen (2009)

‘Kimlikler Lütfen’, 14-17 Haziran 2005 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen ‘Kimlik ve Kültür’ başlıklı sempozyuma sunulan, Türkiye Cumhuriyeti konulu bildirilerden bir seçki.

Kültürel kimlik; Cumhuriyet kurulurken kültürel kimlik arayışı; kültürel kimliğin genetik, etnik, dinsel, dilsel ve ulusal boyutları; kültürel kimliğin oluşumunda metin ve mekânın rolü ve “Öteki” olarak kimlik ya da Batı gözüyle Türk imgesi, kitaptaki makalelerin irdelediği konulardan birkaçı.

Son yıllarda sıkça tartışılan kültürel kimlik, aynı zamanda bir kimlik sorununa da işaret ediyor.

Kitap, konuyu bilimsel bir yaklaşım ve tarihsel bağlamda değerlendirmesiyle dikkat çekiyor.

  • Künye: Kolektif – Kimlikler Lütfen, derleyen: Gönül Pultar, ODTÜ Yayıncılık, kültürel çalışmalar, 478 sayfa

Gülgün Yılmaz – Tezgâhtan Tuvale (2009)

Gülgün Yılmaz ‘Tezgâhtan Tuvale’ başlıklı elimizdeki eserinde, on yedinci yüzyıl Hollanda ve Flaman resminde Osmanlı halılarının nasıl tasvir edildiğini inceliyor.

Halıları tiplerine göre sınıflandırarak veren Yılmaz, daha spesifik konularda araştırma yapmak isteyenlere kolaylık olması için, her tabloyla ilgili görsel malzemeyi de veriyor.

Çalışma, Hollandalı ve Flaman ressamların İran ve Hint halılarının yanı sıra, Batı Anadolu halılarını da severek resmettiklerini gözler önüne sermesiyle dikkat çekiyor diyebiliriz.

On yedinci yüzyılda Hollanda ile Osmanlı devleti arasındaki ticari ilişkilerle başlayan kitap, dönemin Hollanda ve Flaman resminde tasvir edilen halıların ayrıntılı bir dökümünü veriyor.

Kitabın kapağında ise, Vermeer’in ünlü Uyuyan Kız adlı tablosunda resmettiği bir Uşak halısı görülüyor.

  • Künye: Gülgün Yılmaz – Tezgâhtan Tuvale, Bağlam Yayınları, sanat, 112 sayfa

Nayan Chanda – Küreselleşmenin Sıradışı Öyküsü (2009)

Nayan Chanda ‘Küreselleşmenin Sıradışı Öyküsü’nde, dünyayı sürekli olarak ve tekrar tekrar şekillendiren tacirlerin, vaizlerin, maceraperestlerin ve savaşçıların tarih boyunca izlediği mecrayı konu ediniyor.

Küreselleşmenin, binlerce yıl önce başlayan ve bugün de giderek artan bir hızla devam eden bir çeşit bağlılık ve bağımlılık olduğu iddiası ise, Chanda’nın en dikkat çeken tezi.

Yazar, insan türünün, Buzul Çağı’nın sonlarında, daha iyi yiyecek ve güvenlik bulmak amacıyla Afrika’yı terk etmesinin, küreselleşmenin başlangıcı olduğu savıyla çalışmasına başlıyor.

İnsan uygarlığının doğuşundan bugüne, ticaretin gelişmesini izleyen yazar, binlerce yıl boyunca dünyaya şekil veren bir süreci ayrıntılarıyla analiz ediyor.

Chanda, küreselleşmenin yararlı yönlerini anlatırken, dünya çapında yarattığı adaletsizlikleri ve sorunlu geleceğini de tartışıyor.

Küreselleşme gibi çağdaş politik bir ikilemi açıkça anlatan, uzun tarihsel ve çok geniş bir coğrafi perspektif içinde küreselleşmeyi yeni bir bakışla yorumlayan, iyi bir çalışma.

  • Künye: Nayan Chanda – Küreselleşmenin Sıradışı Öyküsü, çeviren: Dilek Cenkçiler, ODTÜ Yayıncılık, tarih, 429 sayfa

Neil McKenna – Oscar Wilde’ın Gizli Yaşamı (2009)

Neil McKenna ‘Oscar Wilde’ın Gizli Yaşamı’nda, Wilde’ın kapsamlı bir biyografisini, ağırlıklı olarak onun cinsel hayatı üzerinden anlatıyor.

McKenna’nın birincil ve ikincil kaynaklara, mektuplara, günlüklere ve bazı eşcinsel şairlerin o dönem yayımlanmış şiirlerine dayanarak kaleme aldığı eseri, Wilde’ın fırtınalı hayatını da gözler önüne seriyor.

Kitap, ünlü yazarın gerçek cinsel kimliğini bulmak için atıldığı zorluklarla dolu serüvenin izlerini sürüp diğer erkeklere karşı içinde kımıldanan belli belirsiz ve sıkıntılı hislerden başlıyor; sürgündeki son yıllarında zevk temelli pagan yaşamına kadar uzanıyor.

  • Künye: Neil McKenna – Oscar Wilde’ın Gizli Yaşamı, çeviren: Cemil Büyükutku, İmge Kitabevi, biyografi, 791 sayfa

Sean O’Casey – Kırmızı Güller (2009)

‘Kırmızı Güller’, 20. yüzyılın başlarında W. B. Yeats ve Lady Gregory’nin önderliğinde adını duyuran İrlanda tiyatro hareketinin ikinci kuşak oyun yazarlarından Sean O’Casey’nin en başarılı oyunlarından.

Oyun, demiryolu işçisi olarak çalışan Ayamonn Breydon ve arkadaşlarının, ücretlerinin artırılması için sendika yoluyla harekete geçmelerini ve sonrasında yaşanan olayları anlatıyor.

İşçiler, herhangi bir anlaşmazlık sonunda grev yapmayı bile göze almıştır.

Bu işçilerden Breydon’ın, daha iyi bir hayatın yaratılabilmesi için ailesinden başlayarak çevresindeki koyu milliyetçiler ile bağnazları ikna etme çabası ise, oyunu heyecanlı ve ilgi çekici kılan hususlardan.

  • Künye: Sean O’Casey – Kırmızı Güller, çeviren: Cevat Çapan, İş Kültür Yayınları, oyun, 118 sayfa