Martin Gessmann – İnsanın Gerçek İhtiyaçları Üzerine (2012)

  • İNSANIN GERÇEK İHTİYAÇLARI ÜZERİNE, Martin Gessmann, çeviren: Hülya Yaman, Avesta Yayınları, felsefe, 200 sayfa

 

Tekniğin beraberinde getirdiği huzursuzluk, 20. yüzyılın önemli tartışma konularından olageldi. Martin Gessmann da, teknik felsefesi ve teknolojiyi hermeneutik bir analize tabi tutarak, teknolojinin yarattığı yeni ve özgün düşünce tarzını analiz ediyor. Teknik konusunda yürütülen tartışmalara yer veren Gessmann, devamında, tekniğin tarihsel boyutunu ve teknik felsefesinin konuya yaklaşımını irdeliyor. Gessmann’ın çalışması, Rousseau, Heidegger, Gehlen, Horkheimer ve Adorno gibi isimlerin düşünceleri yoluyla, tekniği olumlayan ya da tekniği bir tehdit olarak gören anlayışları tartışmaya açmasıyla da dikkat çekiyor.

Karl Löwith – Tarihte Anlam (2012)

  • TARİHTE ANLAM, Karl Löwith, çeviren: Caner Turan, Say Yayıncılık, tarih, 344 sayfa

 

Filozof Martin Heidegger’in öğrenciliğini de yapmış Karl Löwith ‘Tarihte Anlam’da, 18. ve 19. yüzyılın tarih felsefelerini Hegel, Marx, Vico, Burckhardt, Augustine ve Nietzsche gibi düşünürler üzerinden izleyerek İncil’e yaptığı geri dönüşlerle modern tarih felsefeleri ile onların teolojik öncelleri arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Felsefe, din, tarih ve teoloji arasındaki ilişkiye dair iyi bir çalışma olan kitap, Batı dünyasına egemen olan modern düşünce ile Hıristiyanlık inancı arasındaki ilişkinin tarih düşüncesini ve genel anlamda düşünce dünyasını ne şekilde etkilediğini ortaya koymasıyla ilgi çekiyor diyebiliriz.

Judith Revel – Foucault Sözlüğü (2012)

 

  • FOUCAULT SÖZLÜĞÜ, Judith Revel, çeviren: Veli Urhan, Say Yayıncılık, sözlük, 135 sayfa

Michel Foucault’nun çalışmaları karmaşık olarak bilinir. Bunun bir sebebi araştırma alanlarındaki çeşitlilikse, diğeri de başka disiplinlerden çokça yararlanması. Foucault’nun ortaya koyduğu  “Arkeoloji”, “Bedenlerin Politik Kuşatması”, “Biyopolitik”, “Delilik”, “Cinsellik”, “Disiplin”, “Kendilik Kaygısı”, “Bilgi” ve “Öznelleşme Süreci” gibi kavramlar, bu bireşimin en iyi örnekleridir. Judith Revel’in hazırladığı bu sözlük, Foucault’nun kavramlarını maddeler halinde açıklıyor. Foucault’nun dediği gibi bir “alet çantası” olarak düşünülebilecek sözlük, Foucaultcu çözümlemenin ilgilendiği sorunsalları da saptıyor.

Søren Kierkegaard – Meseller (2012)

 

  • MESELLER, Soren Kierkegaard, çeviren: Osman Çakmakçı, Pinhan Yayıncılık, felsefe, 143 sayfa

Ünlü düşünür Soren Kierkegaard, felsefi yazılarında meselleri, hikâyeleri ve metaforları yoğun bir şekilde kullanmasıyla bilinir. İşte Osman Çakmakçı’nın derleyip çevirdiği bu kitap, Kierkegaard’ın anlattığı meselleri bir araya getiriyor. ‘Ahmak İşçi’, ‘Cücenin Sekiz Fersahlık Çizmeleri’, ‘Dolandırıcı ile Dul Kadının İki Kuruşu’, ‘Ebedi Öğrenci’, ‘Geri Geri Yürüyen Adam’, ‘Gotham’ın Bilge Adamları’, ‘Kadının Yaradılışı’ ve ‘Kral ile Bakire’, burada yer alan mesellerden birkaçı. Kitapta bir araya getirilen mesellerin, Batı mesel yazma geleneğinin en önemli örneklerinden olmalarıyla dikkat çektiğini söyleyebiliriz.

Roger Woolhouse – John Locke (2012)

 

  • JOHN LOCKE, Roger Woolhouse, çeviren: Akın Terzi, İş Kültür Yayınları, biyografi, 590 sayfa

Roger Woolhouse elimizdeki kitabında, 1632-1704 yılları arasında yaşamış, klasik liberalizmin ve temsili demokrasinin kurucularından John Locke’un kapsamlı bir biyografisini kaleme getiriyor. Kitapta, Locke’un çocukluk, eğitim ve yetişkinlik dönemlerine dair ayrıntılar kadar, düşünürün kişiliği, siyasî ve felsefi düşüncelerindeki belli başlı duraklar, aldığı tıp eğitimi ve uzun zaman sürdürdüğü siyaset adamlığı gibi konular da yer alıyor. Woolhouse’un, çok sayıda arşiv malzemesi, Locke’un yazdığı mektuplar ile onun kişisel notlarından yararlanarak hazırladığı kitabı, Cambridge’in meşhur biyografi dizisinden çıkmıştı.

Michel Troper – Hukuk Felsefesi (2012)

 

  • HUKUK FELSEFESİ, Michel Troper, çeviren: Işık Ergüden, Dost Kitabevi, hukuk, 127 sayfa

Uzmanları daha iyi bilir, “hukuk felsefesi” deyiminin kullanımı 19. yüzyıl başından itibaren, özellikle de Hegel’in ‘Hukuk Felsefesi’nin İlkeleri’nin (1821) ardından yaygınlaştı. İşte Michel Troper da bu kitabında, hukuk felsefesine dair rehber bir çalışma ortaya koymuş. Yazar, konuyu, genel hukuk teorisi, filozofların hukuk felsefesi ile hukukçuların hukuk felsefesi ve doğal hukuk ile hukuksal pozitivizm gibi kavramlar üzerinden irdeliyor. Kitapta ayrıca, bir bilim alanı olarak hukuk, hukukun yapısı ve hukukta akıl yürütme gibi, bu alanda eğitim alanlar kadar akademisyenlere de hitap edecek konular yer alıyor.

İshak Arslan – Çağdaş Doğa Düşüncesi (2012)

 

  • ÇAĞDAŞ DOĞA DÜŞÜNCESİ, İshak Arslan, Küre Yayınları, felsefe, 420 sayfa

İshak Arslan ‘Çağdaş Doğa Düşüncesi’nde, bir yandan doğa felsefesinin imkan ve araçlarıyla felsefe-bilim tarihini okuyor, diğer yandan da bu tarihsel perspektiften hareketle çağdaş doğa düşüncesini kavramaya çalışıyor. Arslan, tarihsel arka planı oluşturan çalışmasının birinci bölümünde, doğanın klasik kavranışından modern kavrayışa geçiş sürecini, ikinci bölümde de İzafiyet ve Kuantum teorileri yoluyla yoğunlaşmaya başlayan çağdaş doğa düşüncesinin doğuşunu irdeliyor. Yazar devamında da, çağdaş doğa düşüncesinin meafizik, teolojik ve epistemolojik içerimlerine ve bunun ortaya çıkan genel sonuçlarına odaklanıyor.

Detlev Claussen – Son Deha: Theodor W. Adorno (2012)

 

  • SON DEHA: THEODOR W. ADORNO, Detlev Claussen, çeviren: Dilman Muradoğlu, Yapı Kredi Yayınları, biyografi, 469 sayfa

Detlev Claussen ‘Son Deha’da, Frankfurt Okulu’nun efsanevi düşünürü Theodor W. Adorno’nun bir biyografisini kaleme getiriyor. Kitap, Adorno’yu, bizzat ona ait metinler üzerinden anlamaya çalışmasıyla dikkat çekiyor. Claussen, düşünürün ağırlıklı olarak mektup, aforizma ve eleştiri yazılarından yola çıkarak onun hem hayatının hem de teorisinin sağlam bir anlatımını veriyor. Adorno’nun 1910’larda Frankfurt’taki çocukluğuk dönemiyle başlayan kitap, iki Dünya Savaşı, Nazizm, Stalin diktatörlüğü, Soğuk Savaş ve öğrenci hareketleri gibi önemli tarihi durakların Adorno’nun hayatı ile düşüncesindeki yansımalarını izliyor.

Arthur Schopenhauer – Eristik Diyalektik (2012)

 

  • ERİSTİK DİYALEKTİK, Arthur Schopenhauer, çeviren: Ülkü Hıncal, Sel Yayıncılık, felsefe, 87 sayfa

“Eristik Diyalektik”, mutlaka haklı çıkmak amacıyla girişilen ve bu amaçla çoğunlukla mantık oyunlarına, hilelerine başvurulan tartışma sanatı anlamına geliyor. İşte ünlü düşünür Arthur Schopenhauer elimizdeki denemesinde, bu tartışmalarda başvurulan hilelerin genel yapılarını açıklıyor. Tartışmadan galip çıkan kişinin, bunu, ele aldığı önermeyi kurnazlık ve beceriklilikle savunmuş olmasına borçlu olduğunu söyleyen Schopenhauer, bu tartışmalarda sıklıkla başvurulan yanlış önerme kullanma, kızdırma, zıddını sorma, tezat sunma, zafer narası atma, zorluk çıkarma ve tartışmayı sonlandırma gibi hileleri anlatıyor.

Robin George Collingwood – Kısaca Sanat Felsefesi (2012)

  • KISACA SANAT FELSEFESİ, Robin George Collingwood, çeviren: Talip Kabadayı, BilgeSu Yayınları, sanat, 111 sayfa


20. yüzyılın önemli düşünürlerinden Robin George Collingwood, bilhassa tarih felsefesi üzerine yaptığı çalışmalarla bilinir. Collingwood bu denemesinde, sanat üzerine genel bir kavrayış ortaya koymaya çalışırken, sanatın ve sanatçının kendine özgü doğasını; sanatın neden ölümsüz olduğunu; sanat ile tarih ve sanat ile felsefe arasıdaki ilişkiyi çözümlemeye koyuluyor. Biçimsel sanat ve doğalcı sanat, klasik ve romantik sanat, sanatlar arasındaki ayrımlar gibi sanattaki belli başlı konuları ele alan Collingwood, sanat kavrayışı içerisine giren “yüce”, “güzel”, “ilham” gibi kavramların kökenlerine de iniyor.