Kostas Kampourakis – Soyu Yeniden Düşünmek (2025)

Kostas Kampourakis’in bu kitabı, genetik köken testleriyle birlikte yaygınlaşan “biyolojik kimlik” anlayışını sorguluyor. Yazar, genetik bilginin tarih, kültür ve kimlik algısı üzerindeki etkilerini ele alarak, “etnik kökenin DNA’da saklı olduğu” fikrinin bilimsel bir yanılsama olduğunu savunuyor. Kampourakis, genetik verilerin yalnızca bireylerin soy ilişkilerini kısmen açıklayabildiğini, ancak bu bilgilerin sosyal anlamlar kazandığında kimlik politikalarına ve ırkçı söylemlere malzeme haline geldiğini gösteriyor.

‘Soyu Yeniden Düşünmek’ (‘Ancestry Reimagined: Dismantling the Myth of Genetic Ethnicities’), biyolojinin yanlış yorumlanmasının nasıl ideolojik bir araç haline geldiğini ayrıntılı biçimde inceliyor. Genetik çeşitliliğin, insan gruplarını keskin sınırlarla ayırmadığını, aksine türümüzün tarih boyunca süren karışım ve göç hareketleriyle şekillendiğini vurguluyor. Kampourakis, DNA testlerinin pazarlanma biçimlerinin insanlarda “genetik aidiyet” yanılsaması yarattığını; oysa atalık kavramının biyolojik olduğu kadar kültürel, tarihsel ve hatta politik bir inşa olduğunu belirtiyor.

Eser, genetik determinizmin toplumsal yansımalarını eleştirirken, bilimin popülerleştirilme süreçlerinin etik boyutlarına da değiniyor. Kampourakis, kimliği genetik bir özle tanımlamanın hem bilime hem insan deneyimine zarar verdiğini savunuyor. Ona göre, “atalık” bir biyolojik yazgı değil, çok katmanlı bir hikâyedir. ‘Soyu Yeniden Düşünmek’, genetik bilginin sınırlarını hatırlatarak kimliğin bilimle değil, anlamla kurulduğunu gösteriyor. Yazar, bizi DNA’dan ibaret bir benlik tasarımını terk etmeye ve insan olmanın kültürel, tarihsel karmaşıklığını yeniden düşünmeye davet ediyor.

  • Künye: Kostas Kampourakis – Soyu Yeniden Düşünmek: Genetik Etnisite Mitinin Çürütülmesi, çeviren: Gürol Koca, Metis Yayınları, biyoloji, 280 sayfa, 2025

Paul Craddock – Yedek Parça (2024)

Paul Craddock’un ‘Yedek Parça’sı, organ nakillerinin ele alıyor.

Kitap, nakil cerrahisinin piramitler kadar eski olduğunu ve düşündüğümüzden çok daha uzun bir geçmişe sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Craddock, bizi 16. yüzyıldaki deri nakillerinden günümüz kök hücre nakillerine uzanan bir yolculuğa çıkarıyor.

Yazar, bu süreçte beklenmedik kişiler tarafından beklenmedik yerlerde gerçekleştirilen ameliyatların hikayelerini anlatarak okuyucuyu şaşırtıyor.

Kitap, felsefe, bilim ve kültürel tarih gibi farklı disiplinleri bir araya getirerek nakil cerrahisinin insan, hayvan ve makine arasındaki sınırları nasıl sürekli olarak zorladığını ve günümüzde de bu zorlamanın devam ettiğini gösteriyor.

Kitap, nakil cerrahisinin kökenlerini Antik Mısır’a kadar uzatarak, bu konunun ne kadar eski olduğunu vurguluyor.

Craddock, tarih boyunca gerçekleşen ilginç ve bazen de tuhaf nakil deneylerinin hikayelerini anlatıyor.

Örneğin, 18. yüzyılda dişçilerin fakir çocukların canlı dişlerini satın alarak zengin müşterilerine naklettikleri gibi.

Kitap, nakil cerrahisinin sadece bir tıbbi işlem olmadığını, aynı zamanda insan kimliği, etik ve ahlaki değerler gibi önemli soruları da beraberinde getirdiğini vurguluyor.

Craddock, günümüzdeki kök hücre nakilleri gibi son gelişmeleri de ele alarak, nakil cerrahisinin geleceği hakkında fikir veriyor.

Neden bu kitabı okumalısınız?

Nakil cerrahisi hakkında bildiğiniz her şeyi unutun.

Bu kitap, size bu konuyu tamamen yeni bir perspektifle görme fırsatı sunuyor.

Kitap, tarih boyunca gerçekleşen ilginç ve şaşırtıcı hikayelerle dolu.

Sizi hem eğlendirecek hem de bilgilendirecek.

Kitap, sadece tıbbi bir konuyu değil, aynı zamanda insan doğası, etik ve ahlak gibi daha geniş konuları da ele alıyor.

  • Künye: Paul Craddock – Yedek Parça: Doku ve Organ Nakillerinin Şaşırtıcı Öyküsü, çeviren: Gürol Koca, Yapı Kredi Yayınları, bilim, 264 sayfa, 2024

Daniel M. Davis – Bedenin Sırları (2024)

‘Bedenin Sırları’ insan biyolojisinin son yıllarda gelişen teknoloji ve artan bilgi birikimi sayesinde öne çıkan ve büyük tartışmalar yaratan genetik düzenleme, mikrobiyom, beynin işleyişi gibi alanlarını, hücre düzeyinde bir araya getiriyor.

Bu gelişmeleri mümkün kılan bilim insanlarının zaman zaman eğlenceli olabilen hikâyelerine de yer veren kitap bilimsel düşüncenin gelişimine dair benzersiz bir okuma deneyimi sunuyor.

“Yakın gelecekte hayatlarımızı en çok kendi kendine giden arabalar veya robotlar değil, yeni insan biyolojisi etkileyecek” diyen Davis’in heyecanını paylaşınca kendinize de başkalarına da eskisi gibi bakamayacaksınız.

Kitap, insan biyolojisindeki hayret verici yeni keşiflerin harika bir aktarımı.

Bu keşifler bedenlerimizin nasıl işlediği ve geleceğin neler getireceğine ilişkin anlayışımızı kökten değiştiriyor.

İnsan bedeni hakkında bugün bildiklerimiz, yalnızca yüz yıl önce yaşamış insanlara büyü gibi gelirdi.

Davis bizi, günümüz kavrayışına nasıl ulaştığımızı gösteren güzel bir yolculuğa çıkartıyor; yol boyunca şaşırtıcı keşif hikâyeleri insan hikâyeleriyle iç içe geçiyor.

  • Künye: Daniel M. Davis – Bedenin Sırları: Hayatımızı Değiştirecek Yeni Bir İnsan Biyolojisi, çeviren: Gürol Koca, Yapı Kredi Yayınları, bilim, 216 sayfa, 2024

Sang-Hee Lee ve Shin-Young Yoon – İnsan Türleriyle Yakın Temas (2021)

Paleoantropoloji hakkında hiç bilgisi olmayanların da rahatlıkla anlayabilecekleri, başucu niteliğinde bir eser.

Koreli paleoantropolog Sang-Hee Lee, bu heyecan verici kitabında, insanlığın kökenlerine doğru, okurunu keyifli ve aydınlatıcı bir yolculuğa çıkarıyor.

Kitapta, aşağıdaki gibi, ufkumuzu genişleten pek çok sorunun yanıtı veriliyor:

  • Tarihin herhangi bir döneminde “yamyam” insan toplulukları var mıydı?
  • Tekeşlilik ve babalık nasıl doğdu?
  • İnsanın alametifarikası olan büyük beyin ve iki ayak üstünde yürüme bize nelere mal oldu?
  • Ete olan düşkünlüğümüz nasıl ortaya çıktı?
  • Farklı bölgelerdeki insanların ten renkleri neden ve nasıl farklılaştı?
  • Uzun ömürlü büyükanneler insan toplumuna neler kattı?
  • Neandertallerle aramızda nasıl bir ilişki vardı?
  • Medeniyetin gelişmesiyle birlikte tıp ve teknolojideki ilerlemeler evrim sürecimizi nasıl etkiledi?

  • Künye: Sang-Hee Lee ve Shin-Young Yoon – İnsan Türleriyle Yakın Temas: Bir Paleoantropoloğun Evrim Halindeki İnsana Dair İncelemeleri, çeviren: Gürol Koca, Metis Yayınları, bilim, 280 sayfa, 2021

Jennifer M. Groh – Mekân Yaratmak (2016)

Beyin neyin nerede olduğunu nasıl biliyor?

Jennifer Groh, beynin görme ve işitme duyularını nasıl harmanladığını gözler önüne seren, özgün bir çalışmayla karşımızda.

Konum ve sınır bilgimiz fiziksel nesnelerle baş etmemizi ve dünya içinde hareket etmemizi sağlar.

Beynin bu sıradan becerileri geliştirmemize yardımcı olan o muhteşem işlem gücüne yakından bakmak isteyenlere.

  • Künye: Jennifer M. Groh – Mekân Yaratmak, çeviren: Gürol Koca, Metis Yayınları

Paco Ignacio Taibo II – Ernesto Guevara Namı Diğer Che (2020)

Ernesto “Che” Guevara üzerine kapsamlı bir biyografi.

Küba Devrimi’nin adeta gün gün izlendiği ve bu devrime katkı sunmuş önde gelen isimlerin arzı endam ettiği biyografi, Che’nin yaşadığı çalkantılı zamanın enerjisini okuruna yansıtıyor.

Che’nin gerilla hayatıyla iki yıllık aşk ilişkisini merkeze alarak ilerleyen kitap, pek çok kaynağın yan sıra Guevara’nın silah yoldaşlarının raporlarından ve anılarından da yararlanmış.

Meksikalı romancı ve tarihçi Taibo’nun hünerini ustaca kullandığı bir kitap, Ernesto Guevara’yı doğumundan öldürülüşüne uzanan sürece değin izliyor ve bunu yaparken de Che efsanesini bütün canlılığıyla ete kemiğe bürüyor.

Uzun zamandır temin edilemeyen kitap, yeniden raflardaki yerini aldı.

  • Künye: Paco Ignacio Taibo II – Ernesto Guevara Namı Diğer Che, çeviren: Gürol Koca, Alfa Yayınları, biyografi, 2020

Dorothy H. Crawford – Ölümcül Yakınlıklar (2019)

Mikroplar yaklaşık 4 milyar yıl önce yeryüzünde görülmeye başladı ve maymunsu atalarımızdan evrimleştiğimizden beri bizimle birlikteler.

Bu minik yaratıklar vücutlarımızı sömürgeleştirerek evrimimizi derinden etkiledi ve çok sayıda atamızın ölümüne neden olan salgın hastalıklara yol açarak tarihimizi şekillendirdi.

İşte mikrobiyolog Dorothy Crawford’ın bu kitabı da, mikropların ortaya çıkışı ile insan ırkının kültürel evrimi arasındaki bağlantıları araştırıyor.

Kitapta önemli salgın hastalıkların tarihsel hikâyesi ile bu hastalıklara neden olan mikroplarla ilgili en son bilgiler bir arada sunuluyor.

Yarattıkları etkiler günümüzün toplumsal ve kültürel olayları bağlamında ele alınarak bu salgın hastalıkların neden tarihin belli dönemlerinde ortaya çıktıklarına ve neden yıkıma neden olduklarına cevap aranıyor.

Mikroplar insanlara kolayca bulaşıp yayılacak şekilde nasıl evrimleştiği, avcı-toplayıcı topluluklardan tarım toplumlarına geçiş neden mikroplara yaradığı, ilk şehirler kurulduğunda hangi koşulların mikropların serpilip palazlanmasına yol açtığı, tarihte yaşanan şiddetli salgın ve kıranların insan toplum ve kültürlerini nasıl etkilediği, mikroplarla etkili bir şekilde mücadele etmeye başlamamızı sağlayan icat ve keşiflerin neler olduğu, hangi mikropları alt ettiğimizi, hangilerinin bizi alt etmeye devam ettiği ve giderek kalabalıklaşan bir dünyada bizi nasıl tehlikelerin beklediği, kitapta açıklanan kimi önemli konular.

  • Künye: Dorothy H. Crawford – Ölümcül Yakınlıklar: Mikroplar Tarihimizi Nasıl Şekillendirdi?, çeviren: Gürol Koca, Metis Yayınları, bilim, 248 sayfa, 2019

Lewis Mumford – Tarih Boyunca Kent (2019)

Kent nedir?

Nasıl ortaya çıktı?

Hangi süreçleri daha da ileriye taşır?

Hangi işlevleri yerine getirir, hangi amaçları karşılar?

Lewis Mumford’un bizde ilk baskısı 2007 yılında yapılan ‘Tarih Boyunca Kent’i, Amerika’da Ulusal Kitap Ödülü ile Amerikan Özgürlük Madalyası’nı kazanmış muazzam bir eser.

Mumford’un kitabı, kendisinin kent planlaması, kültür ve sanat tarihi, teknoloji ve toplumsal eleştiri gibi geniş alanlardaki çalışmalarının ürünü.

Yazar burada, kentin geçirdiği evrime odaklandığı gibi, kent yaşamında gelişen uygarlık tarihinin dönüm noktalarını da saptıyor.

Yazar, kentin tarihte ilk oluştuğu coğrafyalar olan Mezopotamya ve Mısır’dan başlayarak sırasıyla, Yunan, Roma, Ortaçağ kentleri, Avrupa monarşilerinin başkentleri, sanayi kentleri ve nihayet günümüzün kentlerini geniş bir çerçevede ele alıyor.

Edebiyat eleştirisi, Amerikan araştırmaları, kentler tarihi, mimarlık, uygarlık ve teknolojinin yanı sıra bölge planlaması, çevrecilik ve Amerika’da toplumsal yaşam da dahil olmak üzere çok farklı konularda yapıtlar veren Mumford, ekolojinin öncülerindendir.

Yirminci yüzyılın en özgün seslerinden biri olan Mumford, Malcolm Cowley’e göre “büyük hümanistlerin sonuncusu”ydu.

  • Künye: Lewis Mumford – Tarih Boyunca Kent: Kökenleri, Geçirdiği Değişimler ve Geleceği, çeviren: Gürol Koca ve Tamer Tosun, Ayrıntı Yayınları, inceleme, 736 sayfa, 2019

Ursula K. Le Guin – Lavinia (2009)

Vergilius ‘Aeneas’ta, kahraman savaşçı Aeneas’ın girdiği birçok savaşı kazanışını ve ardından Latium kralının kızı Lavinia’yla evlenişini anlatır.

Burada Lavinia, kendisi hakkında çok az bilgi verilen, genellikle arka planla bırakılan silik bir karakter olarak karşımıza çıkar.

İşte Ursula K. Le Guin bu romanında, olup bitenleri Lavinia’nın gözünden anlatıyor.

Le Guin bir kadının yaşadıklarından hareket ederek, Vergilius’un tasvir ettiği erkek dünyasını da tersine çeviriyor.

Dolayısıyla “Şairim bana hiç söz hakkı tanımadı. Sözü ondan almak zorunda kaldım.” diyen Lavinia, kahramanlık öyküleri yerine, savaşın insanları yozlaştıran doğasını ve erkek egemen toplumu sorguluyor.

  • Künye: Ursula K. Le Guin – Lavinia, çeviren: Gürol Koca, Metis Yayınları, roman, 285 sayfa

William H. Calvin ve George A. Ojeman – Neil’in Beyniyle Konuşmalar (2009)

‘Neil’in Beyniyle Konuşmalar’, iki doktorla hasta arasında, beyni çok boyutlu bir şekilde ele alan konuşmalara dayanıyor.

Nörobiyolog Calvin ve beyin cerrahı Ojemann’ın birlikte kaleme aldıkları kitap, beyin ameliyatı geçirmek üzere olan epilepsi hastası Neil’le yapılan konuşmalardan oluşuyor.

İki doktor ve hasta arasındaki uzun soluklu konuşma, beynin karmaşık, mucizevi ve kendine has özellikleri konusunda okuru bilgilendiriyor; bilinçten benliğe, düşünmeden algılamaya, ruhsal bozukluklardan dilin öğrenilmesine kadar birçok konuyu anlatıyor.

  • Künye: William H. Calvin ve George A. Ojeman – Neil’in Beyniyle Konuşmalar: Düşünce ve Dilin Sinirsel Doğası, çeviren: Gürol Koca, Metis Yayınları, bilim, 363 sayfa