Kolektif – Dışarıdan Düşünmek (2023)

Acılı topraklarda yaşıyoruz, ölüm mahalleden kapı komşumuz oldu; hastanelere barış pankartlarında yaralılar taşınıyor, ölüm severlik kurumsallaşıyor ve kitleselleşiyor…

Artık kabul edelim: Devlet ve hükümet arasına sıkışmış olan bir politika yapma tarzı “nekropolitika”yı tek seçenek olarak yeniden ve yeniden üretiyor.

Düşündüklerini bağırarak dikte ettiren kaşarlanmış siyasetçiler akan kanı durdurma yeteneklerini çoktan yitirmiş durumdalar.

“Dinsel, milliyetçi sağ”ın ve “devletsi örgütlenmelerle iktidarı ele geçirmeye talip olan sol”un düşünce biçimlerinde sorun var!

Hem de çok!

‘Dışarıdan Düşünmek’ bu durumu saptayan, daha ötesi kimi önerilerde bulunan makalelerden oluşuyor.

Bu topraklarda hemen hiç girişilmeyen bir çabaya, “düşünce”nin kendisini sorunsallaştırmaya girişiyor.

Dolaylı ifadelerden kaçınarak, şairce, “Göte göt denir hâkim bey!” cüretkârlığında ve sarihliğinde yapıyor bunu.

Zihnimizi, bedenimizi ve duygularımızı kendisine hapseden düşünceden beslenen “temsil”in her seferinde yeniden üretilen “haysiyetsiz (= özsaygı yoksunu)” boyutunu deşifre ediyor.

Hatip’in, kürsüde bağırdığından daha az; Şair’in, kuytuda fısıldadığından daha çok olduğuna dikkat çekiyor.

Dünyaya giriş aracı olarak kullandığımız dil’in yalana kayıtlı olduğunu belirtiyor.

“Emirlerden müteşekkil bir grameri zihnimize kim ve neden işledi?” gibi sahih sorularla meşgul oluyor.

“Emir yukarıdan gelir ama aşağıdan yukarıya yeniden üretilir!” benzeri saptamalarda bulunuyor.

“Hâkim anlamların ve kurulmuş düzenin” parçası olan yazı’yı sorgulamaktan ve “devlet-dışı” olduğunu iddia eden yazar’ın ona ihanet de etmesi gerekliliğinden söz ediyor.

Yasaya boyun eğen, grameri kusursuz kullanan, terbiyeli, steril ve düzenli normal bireyin iktidarın kara kutusu olduğunu, Aşk’ı bile devletleştirdiğini örneklerle gösteriyor.

Ve “yenme-yenilme” ikileminde işleyen düşünce biçiminin tüm bu sorunların kaynağını oluşturduğuna, Gezi Parkı Şenliği’nin bu topraklardaki en “haysiyetli (= özsaygılı)” kitlesel hareket olduğuna işaret ederken; T.C.’nin 100 yıllık geçmişine Gezi Parkı Şenliği’nin 10. yıldönümünden bakmayı deniyor.

“Düşünmek (= yaratmak) temsilden çıkmaktır” diyen bir “devlet-dışı” düşünce arayışına girişmeye cesareti olanlar için.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Ali Akay, Çetin Balanuye, Melih Başaran, Can Batuhan, Cengiz Başsoy, Sercan Çalcı, Mustafa Demirtaş, Fahrettin Ege, Süreyyya Evren, Ömer Faruk, İlke Karadağ, Onur Eylül Kara, Oğuz Karayemiş, Sinem Özer, John Protezi, Emre Sünter, Daniel W. Smith ve Levent Şentürk.

  • Künye: Kolektif – Dışarıdan Düşünmek: Deleuze ve Guattari Perspektifinden Felsefe, Siyaset ve Sanat Yazıları, editör: Ömer Faruk, Yeni İnsan Yayınevi, siyaset, 584 sayfa, 2023

Mustafa Demirtaş – Radikal Bir Yenilik Umudu (2023)

Badiou’nun “olay” kavramı üzerine düşünen bu kitap, olay siyasetini hâkim siyasete alternatif bir özgürleştirici ve eşitlikçi müdahale olarak ele almayı öneriyor.

Bunu yaparken de başka bir dünyanın, yeni bir dünyanın olanaklılığını işaret eden olay kavramını yine Badiou’nun “İdea”, “örgütlenme”, “özne” ve “karar” kavramlarıyla ilişkilendiriyor.

Böylece “olay”ın nasıl vuku bulduğunu, nasıl oluyor da yerleşik düzenden, kapitalizmden bir kopuş momenti olduğunu soruşturma imkânı sunuyor.

  • Künye: Mustafa Demirtaş – Radikal Bir Yenilik Umudu: Badiou ve Siyaset, Otonom Yayıncılık, siyaset, 96 sayfa, 2023

Kolektif – Kavramsal Ritimler (2021)

Edebiyat ile felsefe arasında sıkı bir ilişki vardır.

Bu nitelikli derleme de, filozofların kullandıkları kavramları merkeze alarak, filozofların edebiyata yönelik tutumlarını ve kendi düşünceleriyle edebiyat arasında nasıl bağ kurduklarını aydınlatıyor.

Felsefe edebiyatın yerini alamaz; edebiyat da felsefenin yerini tutamaz.

Edebiyat bir şey yapar, etkileri vardır; bazı sonuçlar doğurur, felsefe bu sonuçların ne olduğunu, böylelikle edebiyatın ne olduğunu anlamak ve açıklamak ister.

Fakat aslında bu, felsefenin daima önünde duran zor bir meseledir.

Zira edebiyatın sonsuz evreninde hep keşfedilecek başka yollar, anlaşılmayı bekleyen başka sonuçlar var olacaktır.

İnsana dair kavranabilir ve hissedilebilir olanı arayan bu iki faaliyet arasındaki bağlar, her zaman kavramların gücüyle eleştirel bir biçimde tartışılmayı bekleyecektir.

Elinizdeki derlemede, edebiyat ile felsefe arasındaki ilişkiler filozofların edebiyata yaklaşırken kullandıkları kavramlar merkeze alınarak tartışmaya açılmaktadır.

Derlemede bir araya getirilen metinler, filozofların edebiyata yönelik tutumlarının ne olduğunu, kendi düşünceleriyle edebiyat arasında nasıl bir bağ kurduklarını ve bu bağın genel olarak felsefe ile edebiyata yönelik kavrayışları ya da kabulleri ne şekilde değiştirdiğini göstermektedir.

Kitaba katkıda bulunan isimler şöyle: Ömer Küçük, Sercan Çalcı, Burcu Canar, Hakan Yücefer, P. Burcu Yalım, Emre Koyuncu, Mustafa Demirtaş, Uğur Ermez, Özgür Taburoğlu, Zeliha Dişçi ve Yüce Aydoğan.

  • Künye: Kolektif – Kavramsal Ritimler, editör: Mustafa Demirtaş, Nika Yayınevi, inceleme, 316 sayfa, 2021

Mustafa Demirtaş – Dostluk (2021)

Antik Yunan’ın kişisel dostluklarından neoliberal çağın faydacı dostluklarına, dostluk üzerine sağlam bir tarihsel, felsefi ve toplumsal sorgulama.

Mustafa Demirtaş, dayanışmacı ve özgürleştirici bir dostluğun insanlar kadar dünyaya da ne denli yararlı olabileceğini gözler önüne seriyor.

Dostluk nedir ve nasıl yaşanır, hangi güç ilişkilerini kurar ve işletir gibi soruların yanıtını arayan çalışma, dostluk kavramının tarihselliği ve uğradığı dönüşümleri izliyor.

Dostluk kavramına atfedilen çeşitli felsefi anlamları sorgulayan Demirtaş, dostluk kavramının tarihselliği ile felsefi anlamlarının kesiştiği alana kavramın politik tezahürlerini yerleştiriyor.

Antik Yunan’ın kişisel dostluklarını, erken modern ve modern yaklaşımların dost-düşman ikiliğine dayandırdığı dostluk fikrini, neoliberal çağın faydacı dostluk tanımını boydan boya kat eden çalışma, dostluk kavramını duygu, çıkar, vefa, güven, ortak yaşam, yeni toplumsal biçimler gibi kavramlarla ilişkilendirip hem dostluğun güç ilişkilerinde açtığı imkânları hem de bu güç ilişkilerinin dostluğu kapattığı imkânsızlıkları tartışıyor.

Demirtaş, sadece insanlarla değil tüm dünyayla kurulacak dostlukların, dayanışmacı, güçlendirici, kurucu ve özgürlükçü ilişkileri yeşertip çoğaltacak toplumsallıkların oluşumu için vazgeçilmez olduğunu gösteriyor.

  • Künye: Mustafa Demirtaş – Dostluk: Felsefi, Politik ve Toplumsal Tezahürler, Otonom Yayıncılık, felsefe, 128 sayfa, 2021

Kolektif – Direnişin Mikropolitikası (2019)

Kapitalizm onurumuzu ayaklar altına alır, bizi her adımda aşağılar.

Peki, hem toplum olarak hem de bireysel anlamda ne gibi direniş imkânları ve pratikleri yaratabiliriz?

Bu güzel derleme, mikropolitikaya ilişkin güncel tartışmaları bir araya getirerek bu soruya ufuk açıcı yanıtlar vermesiyle büyük önem arz ediyor.

Özellikle mikropolitikanın her türlü iktidar karşısında faillerin özgürleşmesini, toplumsal ve politik olanın yeniden üretiminde mikropolitikanın nasıl bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymasıyla dikkat çeken derleme, faillik, direniş, toplumsallık ve siyasete dair sorulara farklı bakış açılarından yanıt arıyor.

Baskıcı oluşumların bu kadar egemen olduğu çağımızda, yeni bireysel ve kolektif mücadele biçimlerini nasıl yaratabileceğimiz üzerine derinleşmek isteyenlere tavsiye ediyoruz.

  • Künye: Kolektif – Direnişin Mikropolitikası, editör: Mustafa Demirtaş, Pinhan Yayıncılık, siyaset, 280 sayfa, 2019

Kolektif – Felsefe ve Devrim (2018)

Devrimci olmayan bir felsefe, gerçek anlamda felsefe midir?

Felsefede tarihten bu yana en çok tartışılan sorulardan biri, budur.

İşte bu kitap da, felsefe ve devrim ilişkisini farklı pencerelerden tartışan makaleleri bir araya getiriyor.

Bu makaleler, hem felsefenin devrimci olması gerektiği hem de bunun tam zıddı fikirleri bir arada tartışarak okuru zengin bir söylem alanına davet ediyor.

Konuya dair güncel tartışmaları izlemek isteyen, özellikle de felsefenin tam olarak ne anlama geldiği üzerine derinlemesine düşünmek isteyen okurlar, çalışmayı kaçırmamalı.

Kitaptan iki alıntı:

“Ne kadar güç görünürse görünsün –ki hiç de güç değildir– kapitalizmden sonrasını düşünmeliyiz.”

“Felsefe, kapitalist sistemde radikal bir alternatife dair tüm fikirlerin silinmeye ve değersizleştirilmeye çalışıldığı dönemde bize neyi düşünmemizin doğru olduğunu ve neyi umut edebileceğimizi gösterir.”

  • Künye: Kolektif – Felsefe ve Devrim, editör: Senem Kurtar ve Mustafa Demirtaş, Pinhan Yayıncılık, felsefe, siyaset, 296 sayfa, 2018

Mustafa Demirtaş – Özgürleşme Siyasetinde Fark ve Olay (2018)

“Bir olay tam olarak bir farklılığı kurar ve ikamet ettiğimiz dünyada birdenbire belirerek dünyanın egemen güçleri açısından olanaksız gibi görünen şeylerin yolunu döşer; mevcut duruma karşın bir yenilik olanağını açığa çıkarır… Olay ve fark, siyasi mücadelelerde yeniliğin yaratıcı gücüdür.”

Mustafa Demirtaş bu önemli kitabında, fark ve olay kavramını, siyasette iktidar yerine özgürleşmeyi olumlamanın kavramsal araçları olarak tanımlıyor.

Demirtaş buradan hareketle Michel Foucault, Antonio Negri & Michael Hardt, Alain Badiou, Jacques Rancière, Jacques Derrida ve Jean-Luc Nancy’nin düşüncelerini, fark ve olay kavramına getirdikleri katkılar bağlamında ele alıyor.

Bilhassa fark ve olay kavramlarının çağdaş felsefede kazandığı farklı boyutları ortaya koymasıyla önemli bir boşluğu dolduran çalışma, bunun yanı sıra, söz konusu düşünürlerin felsefi-politik kişilikleriyle özdeşleşmiş olan tarih, çokluk, devrim, eşitlik, adalet ve dünya gibi kavram ve meseleleri yorumluyor.

  • Künye: Mustafa Demirtaş – Özgürleşme Siyasetinde Fark ve Olay, Otonom Yayıncılık, siyaset, 136 sayfa, 2018

Kolektif – Göçebe Düşünmek (2014)

Gilles Deleuze felsefesinin sınırlarında gezinen, düşünürün belli başlı kavramlarını serimleyen makaleler.

Kitapta, Deleuze’den yola çıkılarak irdelenen kimi konular şöyle:

  • Yaratıcılık ve öznellik,
  • Aşkınlık, aşkınsallık ve içkinlik,
  • Deleuze’un anti-Hegelciliği,
  • Organlı/organsız toplum,
  • Deleuze ve Guattari’de postkolonyalizm,
  • Bilim ve siyasetin yöntemsel birliği,
  • Temsil’den Kaçış’a minör siyaset,
  • Deleuze’un sinema kuramı,
  • Deleuze’un şizo-ensest kavramı,
  • Minör edebiyat…

Kitabın bir diğer artısı ise, tümüyle Türkçe telif bir eser oluşu.

  • Künye: Kolektif – Göçebe Düşünmek, hazırlayan: Ahmet Murat Aykaç ve Mustafa Demirtaş, Metis Yayınları