Cem Şancı – Çocuğunuzu İnternetten Koruma Rehberi (2011)

  • COCUĞUNUZU İNTERNET’TEN KORUMA REHBERİ, Cem Şancı, Destek Yayınları, eğitim, 79 sayfa

 

İnternet, birçok faydasının yanı sıra, zararlı birçok içeriğiyle de, özellikle çocuklar için büyük tehditler barındıran bir mecra. Cem Şancı, ebeveynlere hitap ettiği elimizdeki kitabında, internetin tehlikeleri hakkında okurlarını uyarıyor ve bunların nasıl üstesinden gelinebileceği konusunda önerilerde bulunuyor. Yazar, internette çocukları bekleyen tehditleri madde madde inceleyip yaşanmış örnekleri anlatırken, hem anne babaları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor hem de hangi tehdide karşı ne önlem alınabileceğini inceliyor. Verilen bu önlemlerin basit olduğunu ve okurun, bilgisayar uzmanı olmasını gerektirmediğini de belirtelim.

Jan Pryor ve Bryan Rodgers – Değişen Ailelerde Çocuk (2011)

  • DEĞİŞEN AİLELERDE ÇOCUK, Jan Pryor ve Bryan Rodgers, çeviren: İbrahim Enis Köksaldı, Doruk Yayınları, çocuk, 444 sayfa

 

Bugün daha fazla çocuk, ailevi dünyasındaki değişimlerle yüz yüze geliyor. Ebeveynlerin ayrılığı, tek başına ebeveynlik, çocukların yaşamlarına üvey ebeveynlerin girişi ve üvey kardeşlerin varlığı, artık çocuklar için pek istisnai deneyimler değil. İki yazarlı ‘Değişen Ailelerle Çocuk’, bu değişimlerin çocukların gelişim ve adaptasyonları açısından ne anlama geldiğini araştırıyor. Çocukların aile değişimlerine verdiği farklı tepkileri, İngiltere, Kuzey Amerika, Avusturalya ve Yeni Zelanda kapsamında inceleyen kitabı nitelikli kılan hususlardan biri de, konuya dair söz konusu ülkelerde yapılmış çalışmalardan olabildiğince yararlanması.

David Elkind – Oyunun Gücü (2011)

  • OYUNUN GÜCÜ, David Elkind, yayına hazırlayan: Bekir Onur, çeviren: Demet Erol Öngen, İmge Kitabevi, eğitim, 310 sayfa

Çocuk gelişimi uzmanı David Elkind ‘Oyunun Gücü’nde, oyunun, çocukların evdeki, okuldaki ve topluluk içindeki yaşamlarında nasıl daha etkin hale getirilebileceğini irdeliyor. Bilişsel/güdüsel bir oyun gelişimi kuramını geliştiren yazar, yaratılan yüksek teknolojili ticarileştirilmiş dünyanın çocuğun gelişimi üzerindeki olumsuz etkilerini eleştiriyor. “Çocukların kendiliğinden ve kendi girişimleriyle başlattıkları oyunlara girişememelerinin psikolojik sonuçları, önemli olduğu kadar kaygı verici bir sorundur,” diyen Elkind, oyuncakların edilgin tüketim alışkanlıklarının ötesine geeçemediğini belirtiyor. Çocukların oyunlara girişmesini engelleyen toplumsal gelişmeleri değerlendirmekle başlayan kitap, oyunların, çocukların bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimlerini beslemeleri konusundaki hayati rolünü ortaya koyuyor.

Koray Karabekiroğlu – Çocuğuma Nasıl Davranmalıyım? (2011)

  • ÇOCUĞUMA NASIL DAVRANMALIYIM?, Koray Karabekiroğlu, Say Yayınları, eğitim, 397 sayfa

Koray Karabekiroğlu ‘Çocuğuma Nasıl Davranmalıyım?’da, çocuklarında bazı ruhsal, gelişimsel sorunlar yaşayan veya bu konularda bilgi sahibi olmak isteyen ebeveynlere, bir çocuk psikiyatri uzmanı olarak bilgi veriyor. 2-15 yaş arası çocukları kapsayan çalışma, çocuk ruh sağlığının temel kavramlarını, tıbbi terminolojiden özellikle kaçınarak vermesiyle, bilhassa anne-babalar için iyi bir rehber eser. Kitapta, inatçılık, yemek yememe, kıskançlık, okul korkusu, çocuklarda zeka, uyku bozuklukları, ergenlikte yaşanan sorunlar gibi, çocuk ruh sağlığı alanındaki temel duygu ve durumlara dair Karabekiroğlu’nun verdiği aydınlatıcı bilgiler yer alıyor. Karabekiroğlu’nun çalışması bu yönüyle, çocuk ruh sağlığını anlamak ve karakterin gelişimine ne gibi katkılar sunacağı konusunda bilgilenmek isteyen anne-babalara hitap ediyor.

Oya Güngörmüş Özkardeş – Baba Olmak (2011)

  • BABA OLMAK, Oya Güngörmüş Özkardeş, Remzi Kitabevi, eğitim, 135 sayfa

Türkiye’de baba olmak, belki üzerinde en az durulan, fakat en çok da ihtiyaç duyulan konulardan biri. Bir yönüyle Doğulu bir toplum olan Türkiye’de babalar çocuklarıyla, annelere oranla daha mesafeli, otoriter bir ilişki içindedir. Oysa çocuğun dünyasında babanın işlevi, döllenmiş yumurtayla birlikte başlar. İşte Oya Güngörmüş Özkardeş bu çalışmasında, Türkiye’de çok az işlenen bir alana, babanın çocuğun gelişimindeki rolüne odaklanıyor. Annelik üzerine yapılan araştırmaların çokluğu düşünüldüğünde, Özkardeş’in babalık konulu çalışmasının ne denli büyük bir boşluğu doldurduğu da açık. Çocuğun eğitiminde babaların ikinci planda kalmasının nedenleri; hamilelik döneminden başlayarak baba-bebek arasındaki sürekli etkileşim ve babanın çocuğun zekâsını ve akademik başarısını nasıl etkilediği, kitaptaki bazı konular.

Sigmund Freud – Çocukta Fobinin Analizi (2011)

  • ÇOCUKTA FOBİNİN ANALİZİ, Sigmund Freud, çeviren: Dilman Muradoğlu, Say Yayınları, psikanaliz, 158 sayfa

Sigmund Freud ‘Çocukta Fobinin Analizi’nde, Hans isimli çocuğun hastalığını ve tedavi sürecini anlatıyor. Hans’ın hastalığının ilk raporları, çocuk üç yaşındayken kaleme alınmış, tedavi süreci de beş yaşındayken sona ermişti. Hans deneyimi, Freud’un birçok çalışmasında karşımıza çıkar. Örneğin Freud, Hans’ın hastalığını takıntılar, semptomlar, anksiyete, totemizm, fobi, hayvan korkuları ve “Kurt Adam” vakası gibi konular bağlamında, farklı çalışmalarında irdelemişti. Burada, genel olarak çocukluk nevrozu bağlamında Hans’ın yaşadığı sorunlara odaklanan Freud’un yaklaşımı, çocuğun masumiyetini elinden almakla suçlanıp eleştirilmişti.

Neslim Güvendeğer Doksat – Çocuk Ruh Sağlığı (2011)

  • ÇOCUK RUH SAĞLIĞI, Neslim Güvendeğer Doksat, Som Kitap, psikoloji, 176 sayfa

Neslim Güvender Doksat ‘Çocuk Ruh Sağlığı’nda, çocukların zihinsel-ruhsal gelişimini ve çocuğun ruhsal hastalıklarını kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Kendisi de çocuk ruh sağlığı alanında deneyimli bir isim olan Doksat, çocuğun normal gelişiminden ergenliğine uzanarak, bu sürecin kendine özgü koşullarını anlatıyor. Çocuğun biyolojik ve psikolojik gelişiminin yapı taşlarını irdeleyen yazar, bebeklik ve çocukluk dönemlerinde ortaya çıkabilecek ruhsal hastalıklara ebeyvenlerin nasıl yaklaşması gerektiği konusunda da bilgiler veriyor. Kitap, anne-babalara olduğu kadar, eğitimcilere ve çocuk ruh sağlığı alanında çalışanlara da hitap ediyor.

Kolektif – Anne Karnında Yaşama Yolculuk (2007)

  • ANNE KARNINDA YAŞAMA YOLCULUK, Kolektif, çeviren: Zeynep Canan Özatalay, Saga Yayınları, belgesel, 223 sayfa

‘Anne Karnında Yaşama Yolculuk’, hamilelik ve doğum hakkında fotoğrafik bir belgesel kitap. Burada çocuğun anne karnında oluşmasından dünyaya gelmesine kadar olan süreci belgeleyen 300 adet üç boyutlu fotoğraf bulunuyor. Hücrelerden embriyona geçiş, bebeğin biçimlenmesi, bebeğin beyin işlevlerinin başlaması, beslenmesi, kalp işleyişi, kız mı erkek mi olduğu, hareketlenme, görmenin başlaması, pozisyon alma, doğum hazırlığı ve doğumun gerçekleşmesi, bu fotoğraflarda sırasıyla okuyucunun karşısına çıkacak kareler. Fotoğraflar, dölemeyi sağlayan spermatozoitlerden ve döllemenin gerçekleşmesinden sonraki dokuz ayı, ayrıntılı fotoğraflarla anlatıyor.

Aliye Mavili Aktaş – Aile İçi Şiddet: Kadının ve Çocuğun Korunması (2007)

  • AİLE İÇİ ŞİDDET: KADININ VE ÇOCUĞUN KORUNMASI, Aliye Mavili Aktaş, Elma Yayınevi, kadın, 232 sayfa

Prof. Dr. Aliye Mavili Aktaş, Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nda danışmanlık yapmış bir isim. Aktaş bu kitabında, aile içi şiddetin boyutlarını, Türkiye’den ve dünyadan örnekler vererek ortaya koymayı amaçlıyor. Aktaş, şiddet kavramının fiziksel şiddetten ibaret olmadığını, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddettin de yaygın olduğunu vurguluyor. Aktaş, aile içi şiddeti önlemede iletişimin önemini, eşler arası beklentileri, toplum içinde kadın ve erkeğe atfedilen tutum ve davranış kalıplarını ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Kitap, aile içi şiddet sorununun iki mağduru olan kadın ve çocuğun, bu şiddetten korunması için yapılması gerekenleri irdeliyor.

Orhan Miroğlu – Ona Zarfsız Kuşlar Gönderin: Uğur Kaymaz Kitabı (2006)

  • ONA ZARFSIZ KUŞLAR GÖNDERİN: UĞUR KAYMAZ KİTABI, Orhan Miroğlu, Agora Kitaplığı, anlatı, 197 sayfa

Çocuklar dünyanın kirli savaşlarında öldürüldü ve hâlâ savaşlara, kendilerinin hiç anlamadıkları hesaplara kurban ediliyor. İşte, babası Ahmet Kaymaz’la birlikte, polisler tarafından göz göre göre öldürülen Uğur Kaymaz da bu çocuklardan biri. Orhan Miroğlu’nun kitabı, 13 yaşındayken kendi yaşı kadar kurşunla öldürülen Uğur için kaleme alınmış bir destan, bir anı-anlatı. Kitapta Uğur’un ailesi, ailesinin zorunlu göç yüzünden Bakaysê köyünden koparılması, Uğur’un babasıyla birlikte Kızıltepe’de öldürülüşü ve olaydan sonraki gelişmeler yer alıyor.