İsimsiz – Karamanlı Rum Ortodoks Bir Askerin Seferberlik Hatıraları (2017)

Bu isimsiz günlük, 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusunda görev almış Karamanlı bir Rum askere ait.

Günlük, bu askerin 9 Mart 1915’ten 16 Mart 1919’a kadarki dört yıllık dönemde Çanakkale Cephesi’nde yaşadıklarını kapsamasıyla önemli bir tarihi belge niteliğinde.

Asker, bu süreçte Arıburnu, 3. Kirte ve Kanlısırt gibi Çanakkale Cephesi’nde tarihe yön vermiş muharebelere katılmış.

Ayrıca askerin mensup olduğu tümen, Çanakkale Cephesi’nden geniş Kafkas Cephesi’ndeki Doğu Anadolu ve İran cephelerine kadar taşınmış ve böylece Rum asker savaşın üç farklı cephesinde ve Osmanlı İmparatorluğu’nun çok farklı bölgelerinde bulunmuş oluyor.

Günlük,

  • Seferberliğin Osmanlı toplumunda yiyecek kıtlığı, yetersiz giyim-kuşam ve kötü sağlık koşulları gibi etkileri,
  • Osmanlı’nın coğrafi, etnik ve sosyal özellikleri,
  • Savaş yıllarında askeri ve siyasi gelişmeler,
  • Devletin savaş döneminde yürüttüğü iç siyasetin yansımaları,
  • Savaşın cephe gerisinde neden olduğu siyasi ve sosyal gelişmeler,
  • Ve 1. Dünya Dünya Savaşı’nın rütbesiz askerlerin yaşantısına etkileri gibi konularda çok iyi bir kaynak.

Künye: İsimsiz – Karamanlı Rum Ortodoks Bir Askerin Seferberlik Hatıraları, yayına hazırlayan: Evangelina Balta, çeviriyazı: Thanasis Nikolaidis, Kitap Yayınevi, tarih, 180 sayfa, 2017

Başrahip Der Nerses Babayan – Günlüğümden Sayfalar (2017)

1887’de Antep’te doğan ve 1913’te rahip olan Der Nerses Babayan, 16 Mayıs 1915 tarihinde tutuklanır ve Birecik’te hapsedilir.

Halkının diğer üyelerinin aksine, bir şekilde soykırımdan kurtulan Babayan, ölüm kalım savaşı vereceği zorlu bir sürgüne gönderilir.

Ümit Kurt’un derlediği ve çevirdiği bu günlük ise, başrahibin bu korkunç süreçte yaşadıklarının bir belgeseli.

Kendisi ve ailesiyle beraber, binlerce Ermeni’yle birlikte sürgüne gönderilen Babayan, bu dönemde tanık olduğu zulümleri ve gaddarlıkları gün gün kayıt altına almış.

Mısır’a bağlı Port Said’deki mülteci kampında on beş ay geçiren Babayan, burada yaşadıklarını ayrıntılı olarak günlüğüne kaydetmiş.

Bu günlüğü önemli bir tarihi belge kılan yönü ise, Antep Harbi’ne dair çok önemli veriler barındırması.

1 Nisan 1920’de başlayıp, Fransızların Antep’i Aralık 1921’de boşaltmasıyla son bulan Antep Harbi’ni adım adım takip eden Babayan, bu savaşın Ermeniler açısından nasıl başlayıp sona erdiğini kapsamlı bir şekilde anlatıyor.

Kitabın, Antep Harbi’ne dair, literatüre Ermenice kaynaklardan kazandırılan ilk eserlerden olduğunu özellikle belirtelim.

  • Künye: Başrahip Der Nerses Babayan – Günlüğümden Sayfalar, derleyen ve çeviren: Ümit Kurt, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, günlük, 112 sayfa, 2017

Murat Bardakçı – Mahmud Şevket Paşa’nın Sadaret Günlüğü (2014)

Bilindiği gibi Sadrazam Mahmud Şevket Paşa, bir suikasta kurban gitmişti.

Paşa’nın elimizdeki bu günlüğü, Osmanlı’nın son dönemine dair çok önemli bilgiler barındırıyor.

Ordunun siyasetin içerisinde yer almasından ve müdahalelerde bulunmasından rahatsızlık duyan, günlük tutan tek sadrazam olan Paşa, bu günlüğünde, Osmanlı’nın görkemli çöküşünün detaylı bir panoramasını çiziyor.

  • Künye: Murat Bardakçı – Mahmud Şevket Paşa’nın Sadaret Günlüğü, İş Kültür Yayınları

Eyüp Durukan – Sofya Esaretinden Çanakkale Zaferine (2014)

Çanakkale’de tabur komutanı olarak görev almış Durukan’ın günlüklerinin 1913-1915 arasını kapsayan ikinci cildi.

Durukan, Sofya’da geçirdiği esaret günlerini, Çanakkale muharebeleri ile Büyük Harp’in ilk yıllarını ve bu dönemde ülkenin içinde bulunduğu askeri ve siyasi ortamı anlatıyor.

  • Künye: Eyüp Durukan – Sofya Esaretinden Çanakkale Zaferine, hazırlayan: Murat Uluğtekin, İş Kültür Yayınları

T. E. Lawrence – Bilgeliğin Yedi Sütunu (2014)

Osmanlı’ya karşı Arap isyanının bizzat yürütücüsü ve yönlendiricisi Arabistanlı Lawrence’ın ordu günlüğü.

Bu kitapla hayalleri, iyi hafızası ve cesaretiyle öne çıkan ünlü bir ajanın iç dünyasına iniyoruz.

Dönemin nevrotik Batılı bireyinin simgesi olmuş Lawrence’ın günlüğü, Ortadoğu yakın tarihine dair önemli ayrıntılar barındırdığı gibi, edebi tasvirleriyle de dikkat çekiyor.

  • Künye: T. E. Lawrence – Bilgeliğin Yedi Sütunu, çeviren: Bilal Çölgeçen, Chiviyazıları Yayınevi, günlük, 704 sayfa

Adil Okay – 12 Eylül ve Filistin Günlüğü (2008)

’12 Eylül ve Filistin Günlüğü’, 12 Eylül darbesi yapıldıktan sonra Lübnan’a kaçan ve orada İsrail-Filistin savaşına tanık olan Adil Okay’ın, burada bulunduğu bir buçuk yıllık zaman dilimi içinde tuttuğu günlüğünden oluşuyor.

Günlük, kaleme alındığı zaman dilimi içerisinde, hem 12 Eylül darbesini hem de Filistin’de yaşanan savaşı, o zamanlar henüz yirmili yaşlarının ortalarında bir genç olan Okay’ın gözlerinden anlatıyor.

Okay’ın günlüğü, Türkiye’nin sıkıntılı yakın dönemine dair önemli ayrıntılar sunduğu kadar, aynı zaman diliminde, en çatışmalı dönemlerini yaşayan Güney Lübnan’daki Filistin kamplarında yaşananlara dair tanıklığını sunmasıyla da ilgi çekiyor.

  • Künye: Adil Okay – 12 Eylül ve Filistin Günlüğü, Ütopya Yayınları, günlük, 301 sayfa

Ester Ruben – Bakırköy Güncesi (2007)

‘Bakırköy Güncesi’, Ester Ruben’in Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Ergen Psikiyatrisi Kiliniği’nde kalan gençler için gönüllü yürüttüğü okuma etkinliğine dair günlüğünden oluşuyor.

Ruben, 2005 Ekim’inden beri, bu klinikte 14-20 yaş aralığındaki gençler için, haftada bir kez bu etkinliği düzenliyor.

İlk başlarda sıkıntılı olan bu etkinlik, daha sonra hem Ruben hem de klinikte yatılı kalan gençler için coşkulu bir deneyime dönüşmüş.

Bunu, Ruben’in coşku dozu gittikçe artan satırlarından da açıkça görmek mümkün. Ruben’in günlüğü, okuma ediminin hayatın kıyısına itilmiş bu gençler için taşıdığı önemi, hayatlarına getirdiği mucizevi değişimi göstermesi açısından okunmaya değer.

  • Künye: Ester Ruben –  Bakırköy Güncesi, Epsilon Yayıncılık, günlük, 144 sayfa

Witold Gombrowicz – Günlük (2017)

  • GÜNLÜK, Witold Gombrowicz, çeviren: Neşe Taluy Yüce, Yapı Kredi Yayınları

gunluk

Gombrowicz, üç ciltlik meşhur günlüğünün ikinci cildiyle karşımızda. Acıdan aşka, bilinçten değerlere kimi temalar ile Beethoven’dan Dante’ye ve Sartre’a farklı isimlerin ele alındığı günlükler, hem yazarın nevi şahsına münhasır kişiliğini aydınlatmaları hem de kendisinin hayata, yazarlara ve edebiyata bakışını ortaya koymalarıyla önemli.

Mehmed Uzun – Bir Romanın Hatıra Defteri (2007)

  • BİR ROMANIN HATIRA DEFTERİ, Mehmed Uzun, çeviren: Muhsin Kızılkaya, İthaki Yayınları, günlük, 162 sayfa

bir-romanin-hatira-defteri

Mehmed Uzun, ‘Bir Romanın Hatıra Defteri’nde, Kürtçe yazdığı ‘Hawara Dicleyê’ isimli romanının, gün gün yazılış serüvenini anlatıyor. Günlük, Uzun’un romanın ilk notlarını almaya başladığı 6 Ekim 1998’den, romanının ikinci cildini de tamamladığı 29 Nisan 2003’e kadar devam ediyor. Bu beş yıllık süreyi kapsayan günlükte, yazarın romanına doğru yol alırken yaşadıkları, tanık olduğu olaylar, hayatına girmiş isimler, edebiyatçılar ve kitaplar yer alıyor. Günlüğün en dikkat çekici yönünün, Uzun’un romanını yaratırken yaşadığı kaygılara, sancılara, sorunlara ve sevinçlere yer vermesidir diyebiliriz. Bir romanın yazılma serüvenini merak edenlere önerilir.

Oliver Sacks – Oaxaca Günlüğü (2013)

  • OAXACA GÜNLÜĞÜ, Oliver Sacks, çeviren: Deniz Koç, Yapı Kredi Yayınları, günlük, 128 sayfa

OAXACA

Oliver Sacks’ın, çocukluğundan beri eğreltiotlarına karşı büyük bir ilgisi olmuş. Bu ilgi belli ki kendisini çok etkilemiş, zira bu sayede elimizdeki kitap ortaya çıkmış. Sacks, 2000 yılında Amerika Eğreltiotu Derneği’nin Meksika’daki Oaxaca’ya düzenlediği eğrelti turuna katılmış. Kitap, bu gezinin gün gün tutulmuş notlarından oluşuyor. Tahmin edilebileceği gibi anlatının merkezinde eğreltiotları yer alıyor. Fakat günlükte bunun yanı sıra, Sacks’ın Meksika ve Oaxaca’nın tarihine dair anlatımları ile Maya kültürü, ülkenin yerli halkları, pazaryerleri, bitki örtüsü ve kuşları konusundaki izlenimleri de yer alıyor.