Kolektif – Kelimelerin Kıyısında (2019)

Halide Edip Adıvar, Sabiha Sertel, Azra Erhat, Mina Urgan, Tomris Uyar ve Pınar Kür, Türkiye’de kadın çevirmenler dendiğinde ilk akla gelecek isimlerdendir.

Kuşkusuz bu isimler, bu alanda en çok tanınan kişilerdir, fakat emeği hiç görünmeyen pek çok kadın çevirmenden de bahsedilebilir.

Bu derleme de, Cumhuriyet tarihinin özellikle birinci ve ikinci kuşak kadın çevirmenleri hakkında muazzam bir tarih çalışması oluşuyla büyük önem arz ediyor.

Boğaziçi Üniversitesi Çeviribilim Bölümü’nün doktora programında Şehnaz Tahir Gürçağlar’ın rehberliğinde başlayan çalışma, pek çok kadın çevirmenin portresini sunuyor ve bunları, somut bir tarihsel-kültürel bağlam içinde, sosyolojinin ve çeviribilimin gözünden inceliyor.

Cumhuriyet tarihi boyunca, kültür hayatımıza büyük katkılarda bulunmuş kadın çevirmenlerin olağanüstü emeğini görünür kılan kitapta, yukarıdaki isimlerin yanı sıra ele alınan kadın çevirmenler şöyle:

Seniha Bedri Göknil, Melahât Togar, Adalet Cimcoz, Güzin Dino, Nihal Yeğinobalı, Gönül Suveren, Gülten Suveren, Belgin Dölay, Fatma Artunkal ve Zeynep Bekdik.

  • Künye: Kolektif – Kelimelerin Kıyısında: Türkiye’de Kadın Çevirmenler, İthaki Yayınları, derleyen: Şehnaz Tahir Gürçağlar, İthaki Yayınları, inceleme, 382 sayfa, 2019

Umut Akgündüz – II. Meşrutiyet Döneminde Kadın Olmak (2016)

1908-1918 arasında çıkan düşünce ve kadın dergilerinde, kadın tartışmalarını irdeleyen sağlam bir çalışma.

Ana tanrıça figüründen bugüne kadın kimliğinin tarihsel gelişimi, Osmanlı kadınının toplumsal ve siyasi konumu, II. Meşrutiyet döneminde ilk feminist tartışmaların ortaya çıkışı ve daha fazlası, bu incelemede.

  • Künye: Umut Akgündüz – II. Meşrutiyet Döneminde Kadın Olmak, Yeni İnsan Yayınevi

Kolektif – Türkiye’de Cinsiyet Kültürleri: Dicle Koğacıoğlu Kitabı (2019)

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi, 2010 yılından bu yana, çok erken yaşta aramızdan ayrılan Dicle Koğacıoğlu anısına makale ödülü vermek gibi, Türkiye’de toplumsal cinsiyet alanında yapılan çalışmalar açısından çok değerli ve anlamlı bir proje yürütüyor.

Elimizdeki kitap ise, hukuk sosyolojisi, cinsiyet çalışmaları, eşitsizlik ve ayrımcılık gibi konular üzerinden ilerleyen söz konusu makalelerden yapılmış çok iyi bir seçki.

Dicle Koğacıoğlu’nun çalışmaları ve mirasına odaklanan yazılarla açılan kitapta,

  • Kürt kadınların dilinde köy boşaltmalarının yer alma biçimleri,
  • Kadınların kendi mekânını oluşturması,
  • Kadının kent deneyimi,
  • Dersim’in Ermeni kadınlarının bellek aktarım pratikleri,
  • Dersim’de sözlü şiir ve ağlama pratikleri,
  • Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki Kürt kadınlarının eğitimi,
  • İstanbul’da eşcinsel ve biseksüel erkeklerin mekânsal sosyalleşmesi,
  • Trans kadın cenazelerindeki pratikler,
  • Ve Doğu Karadeniz’de bir ritüel olarak kız kaçırma gibi ilgi çekici konular irdeleniyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler de şöyle: Cenk Özbay, Ayşecan Terzioğlu, Ferhunde Özbay, Leyla Bektaş Ata, Melike Gül Demir, Pınar Karababa Kayalıgil, Derya Acuner, Meral Akbaş, Nihan Bozok, Mehtap Tosun, Aylin Demir, Pınar Ensari, Özlem Ezer, Ozan Soybakış, Aslı Zengin, Dilara Çalışkan, Fethiye Beşir ve Ayşe Gül Altınay.

  • Künye: Kolektif – Türkiye’de Cinsiyet Kültürleri: Dicle Koğacıoğlu Kitabı, derleyen: Cenk Özbay ve Ayşecan Terzioğlu, İletişim Yayınları, toplumsal cinsiyet çalışmaları, 351 sayfa, 2019

Kolektif – Didem Madak’ı Okumak (2015)

Türkiye şiirine ‘Grapon Kâğıtları’, ‘Ah’lar Ağacı’ ve ‘Pulbiber Mahallesi’ gibi üç şaheser armağan etmiş şairimiz Didem Madak’ı kimlik, zaman ve mekân, dil ve kadınlık halleri bağlamında ele alan metinler.

Kadına yönelik siyasi ve kültürel baskıların giderek arttığı yaşadığımız dönemin sağlam bir kaydı niyetine de okunabilecek çalışma, Madak’a sadece edebiyat eleştirisinin perspektifinden bakmak yerine, daha geniş, farklı disiplinler tarafından beslenen bir bakış açısını benimseyerek bizlere Türkiye’de kadın olmanın, hem kadın hem şair olmanın deneyimlerini hatırlatan bir niteliğe sahip.

  • Künye: Kolektif – Didem Madak’ı Okumak, hazırlayan: Solmaz Zelyüt, Metis Yayınları, edebiyat kuramı, 376 sayfa, 2015

Kutsiye Bozoklar – Sosyalizm ve Kadın İnsan (2009)

‘Sosyalizm ve Kadın İnsan’, Kutsiye Bozoklar’ın kadın sorunu hakkında çeşitli zamanlarda yazmış olduğu yazılarından yapılan bir derleme.

Yazılarıyla, kadın mücadelesini daha görünür kılmaya çalışan Bozoklar, kadına yönelik şiddetin özel mülk sistemiyle ilişkili olduğunu ve tecavüzün bir kirli savaş yöntemi olduğunu örnekler eşliğinde anlatıyor.

Birçok yazının, emperyalist saldırganlığın kadını hedefleyen son dönem örneklerine ayrıldığı kitap, Irak, Afganistan ve Bosna gibi dünyanın farklı coğrafyalarında kadına yönelen kitlesel tecavüzü gözler önüne seriyor.

Bozoklar, söz konusu örneklerden hareketle, kadın mücadelesine katkıda bulunacak teorik bir arka plan kuruyor.

  • Künye: Kutsiye Bozoklar – Sosyalizm ve Kadın İnsan, Akademi Yayınları, kadın, 160 sayfa

N. Ekrem Düzen – Ayrımcılık, Ötekileştirme, Dışlama Rehberi (2015)

Bugün ayrımcılığın sıradanlaşması nedeniyle, toplumun bütün kesimleri birbirini ötekileştirebilir hale geldi.

İşte Ekrem Düzen de burada, herkesin rahatça ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlama yapabilmesini kolaylaştıran bir rehber sunuyor.

Kitap, ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlamanın içimize nasıl işlediğini, bütün eylemlerimizin içine nasıl sızdığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.

Kitabın ilk bölümü, cinsiyet, etnik köken mezhep gibi, ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlama alanlarını açıklıyor.

Çalışmanın ikinci bölümü ise ayrımcılık, ötekileştirme ve dışlamanın varoluşsal-psikolojik kökenlerini irdeliyor.

Daha çok, daha kaliteli, daha etkili ayrımcılık yapmak ve bir “uzman ayrımcı” olmak isteyenlere.

  • Künye: N. Ekrem Düzen – Ayrımcılık, Ötekileştirme, Dışlama Rehberi, Pharmakon Yayınevi, deneme, 157 sayfa, 2015

Laura Sjoberg – Toplumsal Cinsiyet, Savaş ve Çatışma (2015)

Vaka çalışmalarıyla zenginleşen, çatışma ve savaşları toplumsal cinsiyet perspektifiyle irdeleyen özgün bir çalışma.

Savaşlarda, cinsiyetler arasındaki hiyerarşilerin nasıl kurulduğunu ve cinsiyetin ırk, sınıf, etnik kimlik ve dinle kesişme noktalarını iyice kavramak isteyenlere, Laura Sjoberg imzalı bu eseri okumalarını tavsiye ederiz.

  • Künye: Laura Sjoberg – Toplumsal Cinsiyet, Savaş ve Çatışma, çeviren: Onur Aydın, Altın Bilek Yayınları

Ferhunde Özbay – Kadın Emeği (2019)

KADIN EMEGI

Daha önce burada, Ferhunde Özbay’ın kadın emeği, aile, nüfus dinamikleri ve politikaları alanlarındaki bütün üretimlerini ortaya koyan, harika bir derleme olan ‘Dünden Bugüne Aile, Kent ve Nüfus’ adlı kitaba yer vermiştik.

Kolektif bir çalışmayla gün yüzüne çıkan bu kitap ise, Özbay’ın kadın emeği üzerine 1979 ile 2011 tarihleri arasında kaleme aldığı seçme makalelerini bir araya getiriyor.

Makaleler, Özbay’ın arkadaşları, öğrencileri ve genç araştırmacı ve akademisyenlerin sunuşları ve açıklayıcı notlarıyla da zenginleşmiş.

Özbay’ın külliyatına çok önemli bir katkı olarak düşünülebilecek çalışma, Yıldız Ecevit’in, Özbay’ın Türkiye’de kadın ve çocuk emeğinin kavramsallaştırılmasına yaptığı katkıları ortaya koyduğu giriş yazısıyla açılıyor.

Kitabın devamında da,

  • Türkiye’de kadın emeği ve istihdamına ilişkin çalışmaların gelişimi,
  • Kadın istihdamının politika söyleminde 1970’lerden bugüne geçirdiği dönüşümler,
  • Türkiye’de kırsal/kentsel kesimde eğitimin kadınlar üzerindeki etkisi,
  • Kırsal yörelerde kadının statüsü, işgücüne katılımı ve eğitim durumu,
  • Kırsal ve kentsel kesimlerde kadın emeği,
  • Ücretli ve ev içi ücretsiz emek tartışmaları bağlamında kadın emeğinin bütünlüğü,
  • Türkiye’de kadın ve çocuk emeği,
  • Ev içinde sosyal sınıf dinamikleri,
  • Evlerdeki cariyeler, evlatlıklar ve gelinlerin emeği,
  • Türkiye’de ev emeğinin dönüşümü gibi konular ele alınıyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Saniye Dedeoğlu, Ayşe Durakbaşa, Yıldız Ecevit, İpek İlkkaracan ve Şemsa Özar.

  • Künye: Ferhunde Özbay – Kadın Emeği: Seçme Yazılar, yayına hazırlayan: Şemsa Özar, İletişim Yayınları, toplumsal cinsiyet çalışmaları, 325 sayfa, 2019

Rümeysa Akgün – Adam Öldüren Kadınlar (2019)

Türkiye’de kadın cinayetleri sınır tanımıyor ve bu durum, gittikçe büyüyen devasa bir sorun olarak karşımızda duruyor.

Erkek şiddetinin pervasızlığı, toplumun duyarsız kaldığı ve devlet kurumlarının da yeteri kadar koruma sağlamadığı kadınları da kendilerini şiddete başvurarak savunmaya sevk ediyor.

Ç.K.ve N. Y. gibi, eşini öldüren birçok kadın bu durumun somut örneği olarak karşımızda duruyor.

İşte Rümeysa Akgün’ün bu kitabı, şu an adam öldürme suçundan cezaevlerinde yaşayan kadınların tanıklıklarını ilk elden vermesiyle çok önemli ve değerli bir çalışma.

Her şeyden önce, kadınları bu suçu işlemeye sevk eden asıl dinamikleri daha iyi kavramamızı sağlamasıyla büyük öneme haiz kitap, bunun yanı sıra kadınların cezaevi yaşamlarını, cezaevlerinden önceki hayatlarını, ataerkinin kadın üzerinde kurduğu muazzam baskıyı ve kadınların bu baskıya nasıl yanıt verdiklerini aydınlatıyor.

Kitabın bize anlattığı acı gerçek ise, tamı tamına şudur: Kadınların başvurduğu şiddet aniden belirivermiş değil.

Bu, toplumun ve siyasi erkin dönüşümüyle iç içe, kökenleri derinlere uzanan ve üstelik acil çözüm bulunmadığı halde önü alınamayacak denli ciddi bir sorundur.

Kitaptan iki alıntı:

“Kız olduğumuz için baskı gördük. Bir şeyi fazla yiyemiyorsun, bir yere gidemiyorsun. Kız çocuğu bu kadar yemez, kız çocuğu her yere gitmez diye sürekli engellendik. Ama erkek kardeşime her şey serbestti. Bu durum bende kıskançlık oluşturdu. Ben de köşelerde onu sıkıştırıp vururdum.”

“Olay günü eşim beni dövdü. Ölmüş anneme küfretti. Zoruma gitti. Aramızda münakaşa başladı ve beni dövdü. Bir ara elinden kurtulup diğer odaya kaçtım. Tüfek vardı. Elinden kurtuldum öldürdüm. Bir anda olay oldu. Daha önce öldürmeyi hiç düşünmedim. Çok kötü dövmüştü.”

  • Künye: Rümeysa Akgün – Adam Öldüren Kadınlar, Nika Yayınevi, kadın, 194 sayfa, 2019

Kate Schatz – Radikal Kadınlar (2019)

Gözlerinizi kapatın ve hayal edin:

Korsan bir kadın.

Casus, başkan, savaşta asker ya da ressam olarak bir kadını düşünün.

Veya bilgisayar programcısı, doktor, futbolcu, firavun bir kadını.

İşte bu kitapta, kelimenin gerçek anlamıyla radikal kadınlar anlatılıyor.

Her kıtadan ve binlerce yıllık bir zaman diliminin içinden kırk hikâye anlatan Kate Schatz, her biri hayranlık uyandırıcı, heyecan verici, devrimci, tarihi öneme sahip ve dünyayı değiştiren yaşamlar sürdürmüş güçlü ve cesur kadınların, başka bir deyişle radikal kadınların hayatlarını ve başarılarını anlatıyor.

Miriam Klein Stahl’in zengin çizimleriyle de göz dolduran buradaki hikâyeler, bir bütün olarak ele alındığında kadınların yaptıklarının ve yapabileceklerinin aslında ne kadar geniş bir yelpazeye yayıldığını bize bir kez daha gösteriyor.

  • Künye: Kate Schatz – Radikal Kadınlar, resimleyen: Miriam Klein Stahl, çeviren: Utku Özmakas, Sel Yayıncılık, kadın, 112 sayfa, 2019