Ulaş Töre Sivrioğlu – İslam Sanatında Antik Figürler (2018)

İslam sanatı erken dönemlerinde mozaik, fresk, kitap resmi, kabartma ve heykel gibi Yunan-Roma ve Eski Önasya kültürlerine özgü sanat biçimlerine sıklıkla başvurmuştu.

Bu, bilmeyenler açısından oldukça şaşırtıcı bir durumdur.

Zira İslam sanatı denilince akla doğal olarak ebru, tezhip, minyatür ve hat gibi geleneksel dallar gelir.

Öte yandan İslam sanatındaki antik etkiler, arkeologlar tarafından ilk keşfedildiğinde de şaşkınlıkla karşılanmıştı.

Örneğin, arkeolojinin bir disiplin olarak doğduğu dönemlerde, mozaiklerle, erotik temalı duvar resimleriyle ya da Hellenistik üslupta heykellerle bezeli Emevi sarayları keşfedildiğinde, kimse bunların Müslümanlar tarafından inşa edildiğine inanmamıştı.

İşte Ulaş Töre Sivrioğlu’nun bu değerli çalışması, Erken İslam sanatında yaygın olan, fakat bugün unutulmuşluğa terk edilen söz konusu sanatsal ve estetik tavrı ayrıntılı bir şekilde ortaya koyuyor.

Sivrioğlu kitabında, bu etkiyi gözler önüne sermekle kalmıyor, aynı zamanda bu etkiyi doğuran siyasi ve sosyal etkenleri de çözümlüyor.

Hellenistik ve antik dönem kültür, felsefe ve edebiyatının İslam dünyası üzerindeki etkileri hakkında yapılmış muhtelif çalışmalar bulunuyor.

Sivrioğlu’nun eserini özgün kılan bir diğer husus ise, Hellenistik ve antik kültürün İslam kültür ve medeniyeti üzerindeki maddi etkilerini açıklaması.

Kitap, bu konuda aydınlanmak isteyenlerin fazlasıyla ilgisini çekecektir diye düşünüyoruz.

  • Künye: Ulaş Töre Sivrioğlu – İslam Sanatında Antik Figürler, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, sanat tarihi, 99 sayfa, 2018

Bruno Nardini – Leonardo da Vinci (2009)

Bruno Nardini asıl ününü, kaleme aldığı Michelangelo ve Leonardo da Vinci’nin yaşamöykülerine borçlu.

Bunlardan biri olan ve ‘Bir Ustanın Portresi’ alt başlıklı elimizdeki eser, da Vinci’nin yaşamı ve yapıtlarını çok yönlü bir biçimde okura sunuyor.

Nardini’nin bakış açısı da Vinci’yi, ‘Kayalıklar Madonnası’ ve ‘Mona Lisa’nın ressamı, doğanın gizini çözmeye çalışan bir Rönesans aydını, su bentleri, köprüler tasarlamış bir mimar ve hep uçmayı hayal etmiş bir çocuk olarak tasvir ediyor.

Leonardo da Vinci’nin renkli kişiliği, Bruno Nardini’nin yetkin üslubuyla karşımızda.

  • Künye: Bruno Nardini – Leonardo da Vinci: Bir Ustanın Portresi, çeviren: Kemal Atakay, Can Yayınları, biyografi, 199 sayfa

Simge Özer Pınarbaşı – Dante’yi Betimlemek (2015)

Dante’nin başyapıtı olan ‘İlahi Komedya’ ile onu işleyen sanat yapıtlarını irdeleyerek, sanat tarihi ve edebiyatı buluşturan ilgi çekici bir inceleme.

Kitap Dante’nin eserinin ortaya çıktığı tarihsel ve toplumsal koşulları, eserin sanata konu olma sürecini irdeliyor, böylece plastik sanatlar tarihinde bir yolculuğa çıkıyor.

  • Künye: Simge Özer Pınarbaşı – Dante’yi Betimlemek, Tekhne Yayınları

Ekrem Akurgal – Hatti ve Hitit Uygarlıkları (2015)

Hatti ve Hitit uygarlıklarının sanat eserlerini, ikonografik analiz bağlamında irdeleyen bir çalışma.

Akurgal’ın uzun yıllara yayılan araştırmalarının bir dökümü.

Yazar, Hitit sanatında egemen olan stilleri, bunların üretildiği çağın özgünlüğünü ve Hitit sanat eserlerinin Hellen sanatına ne gibi etkilerde bulunduğunu ortaya koyuyor.

  • Künye: Ekrem Akurgal – Hatti ve Hitit Uygarlıkları, Phoenix Yayınları

Ernst H. Gombrich – Sanat ve Yanılsama (2015)

Ernst Gombrich imzalı ‘Sanat ve Yanılsama’, bilhassa sanatta üslup kavramının ortaya çıkışını, gelişimini ve betimlemenin psikolojisini derinlemesine irdelemesiyle dikkat çeken, sanat teorisi kitapları alanında öncü çalışmalardandır.

Sanatta betimleme yöntemleri; doğanın taklidi; sanatta yanılsama; sanatta öykünmenin ortaya çıkışı ve gelişimi; geleneğin işlevi; soyutlama sorunu; resim sanatında yayılma etkisi; sanatta perspektifin geçerliliği ve sanatta ifadenin yorumu, Ernst Gombrich’in burada tartıştığı kimi ilgi çekici konular.

Resimde betimlemenin tarihi ve psikolojisi hakkında, eşi benzeri olmayan bir inceleme.

  • Künye: Ernst H. Gombrich – Sanat ve Yanılsama: Resim Yoluyla Betimlemenin Psikolojisi, çeviren: Ahmet Cemal, Remzi Kitabevi

Hans Belting – Floransa ve Bağdat (2015)

 

Rönesans resminde perspektifin kullanımı devrim yarattı.

Ünlü tarihçi ve sanat kuramcısı Hans Belting ise, perspektifin teorisini Bağdat’ta, 11. yüzyılda İbnü’l-Heysem’in oluşturduğunu hatırlatıyor.

Yazara göre, Ortaçağda Arap matematiği perspektif teorisini doğurdu ve sonradan bu teori Batı’da sanata dönüştürüldü.

  • Hans Belting, bu saptamadan yola çıkarak bizi sanat tarihinde çok keyifli ve aydınlatıcı bir yolculuğa çıkarıyor.
  • Arap matematiğinin Batı sanatına etkileri,
  • Arabesk geometri ve süsleme sanatı,
  • Rönesans ile birlikte perspektifin küreselleşmesi,
  • İslamda görme eleştirisi,
  • Resim yasağı ve din,
  • İslam’da canlı varlıklara ihanet olarak resim,
  • Allah’ın kelamı ve Kuran yazısı anlayışının sanata etkileri,
  • İbnü’l-Heysem’in ışık ölçümü,
  • Arap icadı Camera Obscura,
  • İbnü’l-Heysem’in ‘Perspectiva’ adlı optik kitabı,
  • İslam sanatında matematik ve geometri,
  • Görme teorisinin resim teorisine dönüşmesi,
  • Skolastizmde algı ve bilgi çatışması,
  • Perspektiften önce, Giotto’nun resminde bakış,
  • Pelacani’nin matematiksel mekânı İcadı,
  • Piero’nun matematiksel sanatı,
  • Ve simgesel biçim olarak perspektif, Belting’in burada ele aldığı kimi konular.

Künye: Hans Belting – Floransa ve Bağdat: Doğu’da ve Batı’da Bakışın Tarihi, çeviren: Zehra Aksu Yılmazer, Koç Üniversitesi Yayınları

Nathan Kravis – Plato’dan Freud’a Terapi Divanının Gizli Tarihi (2018)

Terapi divanı psikanaliz kadar,  hatta muhtemelen ondan da ünlüdür.

Örneğin birçok filme, romana, hikâyeye konu olmuştur.

Ve en önemlisi de, başlı başına bir moda ikonu haline gelmiştir.

İşte Nathan Kravis’in keyifli ve aydınlatıcı bu kitabında, terapi divanı başrolü oynuyor.

Psikanaliz, sanat tarihi, felsefe, tarih, mobilya tarihi ve tıp tarihinin iyi bir bireşimi olarak okunabilecek kitap, Freud’un kendi yazılarından olabildiğince yararlanarak, terapi divanının uzun macerasını bizimle paylaşıyor.

Güzel ve ufuk açıcı resimlerle de zenginleşmiş kitap, analisti ziyaret ettiğimizde uzandığımız kadar okumak, hayallere dalmak, çağrışım yapmak için de uzandığımız divanı bize farklı yönleriyle anlatıyor.

  • Künye: Nathan Kravis – Plato’dan Freud’a Terapi Divanının Gizli Tarihi, çeviren: Denis Gürcü, Sola Yayınları, psikoloji, 216 sayfa, 2018

Silvia Naef – İslam’da “Tasvir Sorunu” Var mı? (2018)

Uzun zamandır Arap ve İslâm dünyasında modern sanat, görsel temsil ve tasvir konularını inceleyen Silvia Naef’ten, İslam’da tasvir sorununu çok yönlü bir bakışla irdeleyen ufuk açıcı bir eser.

İslam’ın tasviri tabu olarak görüp görmediği konusu, evveliyatı çok eski tartışmalardandır.

Naef ise, İslam’da tasvirin hep var olduğunu, başka bir deyişle Müslümanların geçmişten bugüne, özellikle de 19. yüzyıldan itibaren canlı bir imge dünyasına sahip olduğunu belirtiyor.

Naef, çalışmasına, İslam dininin kurucu metinlerinin tasvir konusunda aldığı tavırdan yola çıkıyor ve devamında,

  • İslam’ın ilk zamanlarından başlayarak, öncelikle Ortadoğu’da, sonra da İran ve esas olarak Osmanlı İmparatorluğu’nda yapılan figüratif tasvirlere bakarak İslam medeniyetinin bünyesinde tasvirin nerede ve nasıl var olabildiğini,
  • Modern çağda ve bugün, yani Müslüman dünyanın tarihindeki algısıyla 19. yüzyıldan günümüze uzanan dönemde “resmin çoğaltılması”nı,
  • yüzyılın başından itibaren fotoğrafın, heykel sanatının, resmin, sinema ve televizyonun İslam coğrafyasında kendilerini nasıl ifade ettiklerini ve din adamlarının bu fiilî duruma verdikleri tepkileri,
  • Gündelik hayatta tasvire yeni bir yer açan bu yeni medya aygıtlarının, gelişen toplumla dinin arasına nasıl girdiğini,
  • Bu durum karşısında, özgün metinlerin yeni duruma uyarlanarak nasıl yeniden yorumlandığını,
  • Bu yeniden yorumların tasvirin tamamen ya da kısmen kabulünden tamamen yasaklanmasına kadar uzanan bir yelpazede yer alışını,
  • Peygamberlerin ve başka kutsal kişiliklerin temsilindeki tutumları,
  • Ve bunun gibi, birçok ilgi çekici konuyu irdeliyor.

Naef’in çalışması, konuya, İslam dünyasını bugün hâlâ yaygın bir biçimde sırf din adamlarının düşüncelerinden yola çıkarak açıklamak isteyen ve oryantalist bakışın uzantısı olan yorumların dışında bakmasıyla çok önemli.

  • Künye: Silvia Naef – İslam’da “Tasvir Sorunu” Var mı?, çeviren: Can Belge, Ayrıntı Yayınları, sanat, 128 sayfa, 2018

Hélène Prigent – Melankoli (2009)

Melankoli, özellikle Batı kültürünü tarih boyunca en çok meşgul eden konuların başında gelir.

İşte Hélène Prignent, melankolinin kapsamlı bir tarihini verdiği bu rehber kitabında, antik mezar taşlarından başlayarak, Dürer, Valentin, Goya, Delacroix, Friedrich, Munch, Redon, Hopper ve Kiefer gibi isimlerin yapıtlarında melankoliye uzanıyor.

“Bugün melankoli sözcüğünü de içeren bunalım, her dönemin üstüne bir taş eklediği, iki bin yıldan daha yaşlı, eski bir anıtın yüzeyindeki pastan başka bir şey değil aslında,” diyen Prignent, tarih boyunca melankoli’nin aldığı “kara safra”, “kutsal hastalığı”, acedia, spleen, nevrasteni ve bunalım gibi farklı adların ve merkezinde Dürer’in ünlü gravürü Melancolia I’ın bulunduğu zengin ikonografinin izini sürüyor; melankolinin yaratıcılıkla ilişkilendirilmesi ve sahip olduğu sürekliliğin nedenlerini irdeliyor.

  • Künye: Hélène Prigent – Melankoli: Bunalımın Başkalaşımları, çeviren: Orçun Türkay, Yapı Kredi Yayınları, psikoloji, 159 sayfa

Michel Foucault – Manet, Velázquez ve Estetik Modernizm (2018)

Elimizdeki güzel derleme, Michel Foucault’nun Manet ve Velázquez üzerine yaptığı incelemeleri bir araya getiriyor.

Foucault bu iki sanatçının eserlerini, estetik modernizmin doğuşu ve gelişimi bağlamında inceliyor.

Düşünür bunun yanı sıra, iki sanatçıyı da, yaşadıkları dönemdeki egemen dünya görüşü ve onların kendilerini bu görüşler karşısında nasıl konumlandırdıklarını da tartışıyor.

Manet’nin empresyonizmin kurucusu olduğu gibi, bütün bir 20. yüzyıl resmine yön verdiğini belirten Foucault, ardından, sanatçının aralarında ‘Tuileries’de Müzik’, ‘Opera’da Maskeli Balo’, ‘Maximilian’ın İnfazı’, ‘Bordeaux Limanı’, ‘Argenteuil’ ve ‘Garson Kız’ın da bulunduğu eserlerini derinlemesine yorumluyor.

Düşünür kitabının ikinci bölümünde de, ünlü eseri ‘Kelimeler ve Şeyler’in açılışında yer verdiği Velázquez’in ‘Las Meninas’ tablosunu değerlendiriyor.

Kitapta bütün bunların yanı sıra, Carole Talon-Hugon ve David Marie’nin Foucault’nun Manet üzerine düşüncelerini çok yönlü bir bakışla irdeledikleri metinleri de yer alıyor.

  • Künye: Michel Foucault – Manet, Velázquez ve Estetik Modernizm, çeviren: Savaş Kılıç, İletişim Yayınları, sanat, 123 sayfa, 2018