Philippe J. Dubois ve Élise Rousseau – Kuşların Felsefesi (2020)

Kuşlar ne güzeldir.

Örneğin, kendi varlıklarından tatmin olmuş görünürler.

Hayatımızdan onlar kadar doygunluk duysaydık günlük yaşantımız belki daha hafif olurdu.

Yılların kuş gözlemcisi Philippe Dubois ile felsefeci Élise Rousseau da, hayatımızı daha anlamlı ve iyi kılmak için kuşlardan neler öğrenebileceğimizi irdeliyor.

Yazarların, hem son zamanlarda yapılmış araştırmaların verilerine hem de tüm dünyadaki nehirler, tropikal ormanlar ya da çöllerin rüzgârlı kumullarında uzun saatler boyu yaptıkları gözlemler ve kuşlarla kurdukları mahrem yakınlığın sonuçlarına dayanan kitapları, bize kanatlı dünyadan alınacak önemli dersler olduğunu ortaya koyuyor.

Kuşların aslında düşünme ustaları olduğunu gösteren çalışma, kendini dünyanın efendisi olarak algılayan bizlerin biraz zahmete girmesi halinde, örneğin kuşların sosyal yaşamlarından, kur yapma tarzlarından, ebeveynliklerinden ve hatta yıkanma biçimlerinden çok şey öğrenebileceğimizi ortaya koyuyor.

  • Kuşlar aşkı nasıl tasavvur eder?
  • Sadık mıdırlar yoksa çokeşli mi?
  • Dingin midirler yoksa başıboş mu?
  • Neden bazıları iflah olmaz gezginlerken diğerleri tam birer ev kuşudur?
  • Yavruları uzun zaman büyütmek mi iyidir yoksa bir an önce başlarının çaresine bakabilmeleri için onlara yardım eli uzatmak mı?
  • Neden kumrular ev işlerini paylaşmanın şahıyken dövüşken kuşlar korkunç birer maçodur?
  • Kuşlar yağmura, rüzgâra, geceye göğüs gerer, ayın doğmasını ve yıldızların yerlerini alacakaranlığa bırakmasını gözlerken günlük hayatlarını nasıl geçirirler?
  • Ölecekleri zaman saklandıkları doğru mudur?

Kafamıza takılan bu ve bunun gibi pek çok soruya doyurucu yanıtlar veren ‘Kuşların Felsefesi’, hem kuş hem de doğa tutkunu her okurun kitaplığında bulunmayı hak ediyor.

  • Künye: Philippe J. Dubois ve Élise Rousseau – Kuşların Felsefesi, illüstrasyonlar: Joanna Lisowiec, çeviren: Murat Erşen, Domingo Kitap, hayvan, 172 sayfa, 2020

Shane Brennan – On Binler’in İzinde (2020)

‘On Binler’in İzinde’, Pers tahtına oturma hevesindeki Genç Kyros ile askerlerinin izinden giderek okurunu Türkiye, Suriye ve Irak boyunca sürükleyici bir yolculuğa çıkarıyor.

Shane Brennan’ın bu harikulade çalışması, 2500 yıl önce yaşanmış bir seferin anlatıldığı Ksenophon’un ‘Anabasis’inin çok iyi bir özeti.

2000-2001 zaman aralığında bu coğrafyayı adeta adım adım kat eden Brennan, Ksenophon’un yolculuğuna tanıklık etmiş anıtlar, kentler ve yeryüzü şekillerinin izini sürerek gezi edebiyatının benzersiz bir örneğini oluşturuyor.

Çalışma, hem tarihsel konular hakkında bilgilendiriyor, hem yolculuğun getirdiği mutlulukları ve zorlukları yalın bir şekilde tasvir ediyor, hem de bölgenin coğrafyası ve kültürü hakkında sağlam gözlemler barındırıyor.

  • Künye: Shane Brennan – On Binler’in İzinde: Adım Adım Türkiye, Suriye ve Irak, çeviren: Nihal Naiboğlu, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, tarih, 440 sayfa, 2020

Stanislas Dehaene – Sayı Duyusu (2020)

Matematiksel zihin tam olarak nasıl işler?

Başka bir deyişle, zihin matematiği nasıl yarattı?

Şimdiye kadar Türkçeye farklı eserleri çevrilmiş, bilişsel nörobilim alanında dünyanın en aktif araştırmacılarından olan Stanislas Dehaene, son yapılan keşiflerin ışığında matematiksel zihin hakkında çok ilginç bilgiler veriyor.

Sıçan, güvercin, şempanze gibi hayvanların basit matematik işlemleri yapabildiği ve insan bebeklerinin de nüve halinde bir sayı duyusuna sahip olduğu gibi heyecan verici son keşiflerden birini açıklayarak kitabına başlayan Dehaene, söz konusu sayı duyusunun, beynimizin dünyayı kavraması için renk ya da uzay algısı kadar temel olduğunu ve aynı onlar gibi beyinde yapılandığını savunuyor.

Kitapta ayrıca, aptal dehalardan hesap dâhilerinin benzersiz yeteneklerine, ufak bir beyin hasarı sonucu matematiksel yeteneklerini kullanamaz hale gelen insanlardan tek tek nöronların sayıyı nasıl kodladığına ve hesap yaparken hangi beyin bölgelerinin aktive olduğuna kadar pek çok ilgi çekici konu yer alıyor.

Öğrenme, matematik ve zihinle ilgilenen her okurun edinmek isteyeceği bir çalışma.

  • Künye: Stanislas Dehaene – Sayı Duyusu: Zihnin Matematiği Yaratışı, ODTÜ Yayıncılık, bilim, 472 sayfa, 2020

Umberto Eco – Ertelenmiş Kıyamet (2020)

Farklı alanlarda yazdığı pek çok eseri bulunan Umberto Eco, kitle kültürü üzerine de derinlemesine düşünmüş ve çalışmıştı.

İşte ‘Ertelenmiş Kıyamet’ de, Eco’nun kitle kültürü üzerine yazdığı makaleleri bir araya getiriyor.

1960’lı ve 80’li yıllarda kaleme aldığı bu makalelerinde Eco, kıyametçiler olarak tanımlanan kitle kültürüne tümüyle karşı çıkanlar ile bütünleşmişler olarak tanımlanan ve çoğu zaman farkında olmadan kitle kültürüne hizmet eden çağdaş entelektüellerin tezlerini karşılaştırıyor ve bunları kendine has ayrıntıcı tarzıyla tartışıyor.

Eco bunu yaparken de, çizgi romandan televizyona ve müziğe, popüler kültürün pek çok ürününden yararlanıyor.

  • Künye: Umberto Eco – Ertelenmiş Kıyamet, çeviren: Leyla Tonguç Basmacı, Nora Kitap, kültür, 424 sayfa, 2020

Jeremy Black – Kısa İspanya Tarihi (2020)

İspanyollar ve İspanya, yalnızca Dünya tarihini şekillendiren başlıca aktörlerden biri değildir, aynı zamanda Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki din savaşlarının en önemli sahnesidir.

Jeremy Black bu kitabında, en eski Avrupa uygarlığı olarak bilinen Keltlerin de vatanlarından biri olmuş İspanya’nın zengin ve inişli çıkışlı tarihini anlatıyor.

Çalışma, İspanya’nın sömürgecilik geçmişinden engizisyon sürecine, Orta Çağ’dan Aydınlanma ve modernite süreçlerine, Altamira’daki 36 bin yıllık duvar resimlerinden Elhamra Sarayı ve Kordoba Camii gibi mimarlık şaheserlerine, Goya ve El Greco’dan Dali ve Picasso’ya, bu sıra dışı uygarlığa daha yakından bakmak için çok iyi fırsat.

  • Künye: Jeremy Black – Kısa İspanya Tarihi, çeviren: Yavuz Alogan, Say Yayınları, tarih, 280 sayfa, 2020

Hans-Georg Gadamer – Hegel’in Diyalektiği (2020)

 

Hans-Georg Gadamer, felsefi hermeneutiğin gelişiminde çok etkili olmuş, felsefede ve felsefe tarihinde diyaloğun önemini vurgulamış, bunu da özellikle Platon ve Aristoteles, ayrıca Hegel ve Heidegger felsefeleri bağlamında göstermiştir.

Gadamer bu kitabında bir araya getirilen makalelerinde ise, Hegel’in özgün diyalektik yöntemini çok yönlü bir bakışla irdeliyor.

Gadamer, diyalektik kavramının gelişimini Antik Yunan düşüncesinden modern düşünceye kadar izliyor ve bunu yaparken de, hermeneutik yöntemi ustaca kullanıyor.

Kitapta tartışılan kimi konular şöyle:

  • Yabancılaşma kavramının başlatıcısı olarak düşünülebilecek tersyüz edilmiş dünya,
  • Arzunun hareketinin ortaya koyulduğu öz-bilinç diyalektiği,
  • Mantığın en özgün formlarından olan Hegel mantığı,
  • Hegel’in Heidegger’in düşüncesiyle ilişkisi,
  • Kendine yabancılaşmanın belirtisi olarak yalıtılmışlık…

Gadamer’in çalışması, Hegel felsefesini daha iyi kavramak açısından çok özgün bir katkı sunuyor.

  • Künye: Hans-Georg Gadamer – Hegel’in Diyalektiği, derleyen: Güçlü Ateşoğlu, çeviren: Muazzez Uslu, Güçlü Ateşoğlu, Özlem Berk Albachten, Çetin Balanuye, Meryem Uçar, Murat Turan, Emrah Günok, Hasan Ünal Nalbantoğlu ve Deniz Soysal, Ayrıntı Yayınları, felsefe, 176 sayfa, 2020

Jan Gehl – İnsan İçin Kentler (2020)

Biliyoruz ki kentler insan odaklı değildir, zira arabalar ve beton yığınları için, daha doğrusu rant için tasarlanmışlardır.

Jan Gehl de, insanı merkeze alan bir yaklaşımı esas alarak modern kent yaşamındaki sorunların aşılabileceğine inanıyor.

Şimdiye kadar Kopenhag, Stokholm, Rotterdam, Londra, Amman, Melbourne, Sydney, San Francisco, Seattle ve New York gibi dünyanın önemli kentleri için iyileştirme projeleri geliştirmiş olan Gehl, yaşanamaz hale gelmiş modern kentlerin alternatifsiz olmadığını, olumsuzlukların insan odaklı ve ölçek duyarlı bir kentsel tasarım yaklaşımıyla hafifletilebileceğini, yitirilen değerlerin geri kazanılabileceğini savunuyor.

Pek çok görselle de zenginleşen çalışma, yalnızca kentsel tasarım konusunda değil, yeni kamu alanlarını ve kamusallıkları, parçalanmamış kentsel komünitelerin oluşumunu düşünme ve değerlendirme açısından da önemli ipuçları sunuyor.

Kentte gündelik yaşam, kamusal alan pratikleri, kent tasarımı, kent komünleri ve yerel demokrasi üzerine düşünen okurların muhakkak edinmesi gereken bir çalışma.

  • Künye: Jan Gehl – İnsan İçin Kentler, çeviren: Erdem Erten, Koç Üniversitesi Yayınları, kent çalışmaları, 280 sayfa, 2020

Thomas Trappe ve Johannes Krause – Genlerimizin Yolculuğu (2020)

Görece rahat bir dönemde yaşamış olsak da, göç ve pandemi insanlık tarihi kadar eskidir.

Thomas Trappe ve Johannes Krause, atalarımızın kemikleri üzerinde yapılan DNA analizlerinden yola çıkarak insanoğlunun geçmişine dair pek çok ilginç bilgi sunuyor.

Örneğin kitaptan, göç eden halkların beraberlerinde yeni genler, yeni diller, yeni teknolojiler ve yeni salgınlar getirdiğini, göç alan bölgelerin halklarının da bu yeni konuklardan önemli oranda etkilendiklerini öğreniyoruz.

Trappe ve Krause’nin kitabını ilgi çekici kılan hususlardan biri de, geleceğe dair çarpıcı öngörülerde bulunması.

Yeni arkeolojik ve bilimsel bulgular ile yeni arkeogenetik biliminin olanaklarından yararlanan yazarlara göre pandemiler de göçlerle birlikte devam edecek, bu olaylar ırkçılık ve milliyetçiliği aşındıracak, aşınan ve zorlanan bu yapıların savunucuları da gitgide saldırganlaşacaktır.

  • Künye: Thomas Trappe ve Johannes Krause – Genlerimizin Yolculuğu: Bize ve Atalarımıza Dair Bir Öykü, çeviren: Mehmet Ali Erbak, Say Yayınları, bilim, 256 sayfa, 2020

Barbara Tversky – Hareket Halindeki Zihin (2020)

Düşüncenin temeli dil mi uzam mı?

Psikoloji profesörü Barbara Tversky, düşüncenin gerçek temelinin dil olmadığını, hareket ve uzamdaki etkileşimlerimiz olduğunu savunuyor.

Yazara göre uzamsal düşünüş, bedenlerimizden ve bedenlerimizin dünyadaki eylemlerinden anlam çıkarmamıza olanak sağlıyor.

Tversky, haritaları yaratma ve kullanma becerimizin, mobilya montajı yapabilmemizin, futbol stratejileri oluşturmamızın, binalar tasarlayabilmemizin, sanat üretebilmemizin, insanların, trafiğin, suyun ve fikirlerin akışını anlayabilmemizin altında yatan şeyin, uzamsal düşünüş olduğunu söylüyor.

‘Hareket Halindeki Zihin’, nasıl düşündüğümüz üzerine derinlemesine düşünmek ve bu konuda ilginç bilgilere ulaşmak için iyi fırsat.

  • Künye: Barbara Tversky – Hareket Halindeki Zihin, çeviren: Barış Gönülşen, Tellekt Kitap, bilim, 416 sayfa, 2020

David Adams Leeming – Mitoloji: Kahramanın Yolculuğu (2020)

Dünyanın dört bir yanından mitoloji örneklerine yer veren nitelikli bir çalışma.

David Adams Leeming, birbirinden farklı kültürlerin mitlerindeki evrensel temaları bulup çıkardığı gibi, bunları ilginç mitolojik hikâyelerle harmanlayarak anlatıyor.

Mitlerdeki evrensel anlam arayışı üzerine James Frazer, C. G. Jung ve Karl Kerényi gibi gelen isimlerin metinlerine de yer veren antoloji, kahramanın doğumundan sınav ve arayışlarına, düşüş ve yükselişine, ölümüne ve yeniden doğumuna uzanan geniş kapsamlı bir mit araştırması sunuyor.

“Mitler, insanlığın hayalleri olarak da adlandırılabilir,” diyen Leeming, kadın kahraman mitlerinin yanı sıra Navajo, Endonezya, Hint, Çin ve Afrika masallarından örnekler de sunuyor.

  • Künye: David Adams Leeming – Mitoloji: Kahramanın Yolculuğu, çeviren: Ilgın Yıldız, Say Yayınları, mitoloji, 408 sayfa, 2020