Cevdet Kadri Kırımlı – Çin Mucizesinin Sonu mu? (2023)

‘Çin Mucizesinin Sonu mu?’, bugünkü Çin’i farklı yönleri ve yakın geçmişi ile anlamaya yönelik bir el kitabı.

Cevdet Kadri Kırımlı, Çin hakkında doğru bilinen yanlışları açıkladığı bu kitabında, bu gizemli ülke hakkında bütüncül bir değerlendirme sunuyor.

Kırımlı, Çin’in sadece siyasal gelişme seyrini, ekonomik büyüme dinamiğini, toplumsal hayatını tasvir etmekle kalmıyor, Çin’in zihniyet dünyasını inceliyor.

Afyon Savaşları’ndan bağımsızlığa, Kültür Devrimi’nden “Mao2.0”a…

Her yerde hazır ve nazır partinin krizinden, ekonomik büyüme krizine, nüfus krizine…

Fotoğraflar, grafikler ve canlı gözlemlerle…

‘Çin Mucizesinin Sonu mu?’, tam anlamıyla bir Çin’i anlama kılavuzu.

Kitaptan bir alıntı:

“Napoléon’un ‘Çin uyuyan bir aslandır, bırakalım uyusun, uyandığında dünyayı titretecek,’ dediği rivayet edilir. Bir de geçmişi 14. yüzyıla kadar giden ‘kâğıttan kaplan’ var. Mao ilk kez 1956 yılında Amerika için kullanmaya başlayarak bu Çin deyişinin bütün dünyada tanınmasını sağlamıştı. Yeni dönemde rejimin içeride baskıcı karakteri, dış ilişkilerde ise şahin ve müdanasız tavrı… ülke içinde ve dışında gerginliklere, hatta sıcak temasa yol açar mı? ‘Çin Mucizesi’nin sonu mu yoksa her şey asıl şimdi mi başlıyor? Dünyayı titretecek bir aslan mı olacak, kâğıttan kaplan mı?”

  • Künye: Cevdet Kadri Kırımlı – Çin Mucizesinin Sonu mu?: Uyuyan Aslan, Kâğıttan Kaplan, İletişim Yayınları, inceleme, 208 sayfa, 2023

Ren Xiaosi – Çin Rüyası (2022)

Çin Rüyası sözü ilk kez Kasım 2012’de Xi Jinping tarafından dillendirildi.

Amacı sadece Çin’in aldığı yolu işaret etmek değil, sömürge sürecinden geçmiş ya da yarı sömürge ülkelere de ilham vermekti.

İşgale uğrayan her halk, bir aşağılanma ile karşı karşıya kalır.

Bu algı, halkın mücadele ve özgüvenini erozyona uğratır.

1840 Afyon Savaşı’ndan sonra Çin’in de yaşadığı süreç budur.

Ancak üzerinden bu ötekileştirmeyi atan Çin, mesafe kat etmek için hangi yollardan yürüdü, nasıl mücadele etti; bahsedilen rüya budur.

Çin’in özellikle son senelerde gösterdiği çıkış, doğal olarak bazı çevreleri tedirgin etti.

Çin’in bir tehdit, gelecekte batı toplumunun yerini ikame edecek bir güç olacağı algısı yaygınlaştı.

‘Çin Rüyası’ bu düşüncede olanlara cevap veriyor.

Alışılagelmiş ve sömürü üzerine kurulmuş günümüz modern dünyasına, alternatif bir yaşayış ve ilişkiler ağı sunuyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Çinlilerin her zaman büyük hayalleri olmuştur. Kağıt yapımı, barut, taşınabilir daktilo ve pusula gibi eski icatlar, yenilik, bilim ve teknolojiye yaptığı modern katkılar kendi halkına ve dünyanın geri kalanındaki halklara fayda sağlamıştır. Ulusal istikrar, barış ve halkın refahı için uğraşmanın yanında Çin Rüyası küresel barışı da aktif olarak destekliyor.”

  • Künye: Ren Xiaosi – Çin Rüyası: Çin ve Dünya’nın Geri Kalanı İçin Ne Anlama Geliyor?, çeviren: Daniyar Kassymov, Yeni İnsan Yayınevi, inceleme, 128 sayfa, 2022

Helwig Schmidt Glintzer – Eski Çin (2022)

Bugünkü Çin’in dinamiklerini daha iyi kavramak isteyen okurlara bu kitabı öneriyoruz.

Helwig Schmidt Glintzer, Antik dönemlerden 19. yüzyıla uzanarak yüzyıllar boyu “izole olmuş” ülkenin siyasi, ekonomik ve toplumsal tarihi hakkında önemli bilgiler veriyor.

Kitap, her şeyden önce Çin’in bugünkü dinamiklerini anlaşılır kılan belli başlı gelişmeleri göstermesiyle önemli bir boşluğu dolduruyor.

Yüzyıllar boyu Çin, gerek yakın komşularıyla gerekse de uzak komşularıyla yaşadığı birtakım problemlerle gündeme gelmiş ancak kendi içindeki sorunlar genel anlamda dünyayı ilgilendirmediğinden pek itibar görmemişti.

Oysa Çin, asırlardır kültürü, tarihi ve coğrafyasıyla birçok araştırmanın odak noktası olmuştur.

Günümüzde hammadde ve üretim dendiğinde akla ilk gelen ülke olan Çin, kuşkusuz dev bir ekonomi olmanın çok ötesinde, birçok halkı ve kültürü bünyesinde barındırarak bir medeniyet olma özelliğini de hâlihazırda devam ettiriyor.

Bu itibarla, bu “izole olmuş” medeniyete kısa bir bakış atmak, dahası belli başlı özelliklerini bilmek, şüphesiz küreselleşen dünyada okuyucuya bir avantaj sağlayacaktır.

  • Künye: Helwig Schmidt Glintzer – Eski Çin: Başlangıçlardan 19. Yüzyıla Kadar, çeviren: İclal Cankorel, Runik Kitap, tarih, 129 sayfa, 2022

Joel Andreas – Haklarını Yitirenler (2021)

Mao döneminde işçiler, iş güvenceli kadrolu güvenceli işlere sahipti, hatta çalıştıkları fabrikalarda pay sahibiydi.

Bugünse Çin, dünyanın en büyük emek sömürücülerinden biridir.

Joel Andreas’ın bu özgün çalışması, dünya çapındaki en uzun süreli endüstriyel yurttaşlık deneyiminin yükseliş ve düşüşünü kayıt altına alıyor.

1949’da iktidarı ele geçiren Çin Komünist Partisi sınıfsal eşitlik sağlamak amacıyla iktisadi, kültürel ve siyasal sermayeyi hedef alan bir dizi kampanya başlattı ve 1949 devrimini takip eden onyıllarda, Çinli işçiler iş güvenceli kadrolu çalışma ve fabrikalarda meşru paydaşlık anlamına gelen bir “endüstriyel yurttaşlık” elde ettiler.

1990’ların ortalarından itibaren sürekli kadrolu çalışma sisteminden büyük ölçüde esnek, güvencesiz çalışmaya dayalı bir sisteme geçilmesiyle birlikte, Çin’de endüstriyel yurttaşlık radikal bir değişime uğradı.

Bu komünist projenin başarısızlığının sebeplerini anlamak için nüfusun yönetildiği temel mekân olan işyerindeki hiyerarşik yapılara odaklanan ve araştırmasını o dönemde fabrikalarda çalışmış kişilerle yaptığı görüşmelere dayandıran Andreas, dünya çapındaki en uzun süreli endüstriyel yurttaşlık deneyiminin yükseliş ve düşüşünü kayıt altına alıyor.

Bunun Çin Komünist Partisi açısından ne anlama geldiğini, işçiler arasında nasıl yankı bulduğunu, Maocu dönem boyunca ne yönde gelişim gösterdiğini ve 1990’lardaki yapısal reformun işçilerin yoğun muhalefetine rağmen hangi yollardan uygulandığını belgeleriyle ve tanıklıklarla ortaya koyuyor.

‘Haklarını Yitirenler’, Çin’in yirminci yüzyılda giriştiği sosyalist deneylerin tarihine, mirasına ve geleceğine ilgi duyanların okuması gereken bir çalışma.

  • Künye: Joel Andreas – Haklarını Yitirenler: Çin’de Endüstriyel Yurttaşlığın Yükselişi ve Çöküşü, çeviren: Onurcan Ülker, Koç Üniversitesi Yayınları, tarih, 408 sayfa, 2021

Yüksel Görmez – Çin (2016)

Çin’de iki yıl sürmüş ekonomi müşavirliği görevini yürütmüş Yüksel Görmez’den, bu sıra dışı ülkeye dair izlenimler.

Özellikle son yarım yüzyılda Çin’in yaşadığı akıl almaz dönüşümü aktarmasıyla dikkat çeken bu iki ciltlik kitap, ülkenin kendine has sosyalist ekonomi deneyimine, küresel dünyadaki belirleyici rolüne ve bu bağlamda piyasa ekonomilerinin geleceğine dair çok şey söylüyor.

  • Künye: Yüksel Görmez – Çin, Alfa Yayınları

Harry G. Gelber – Çin ve Dünya (2010)

Tarihçi Harry G. Gelber ‘Çin ve Dünya’ başlıklı kapsamlı çalışmasında, M.Ö. 1100’den günümüze, dünyanın en eski ve en büyük devletlerinden Çin uygarlığının farklı hanedanlar altında, farklı türden yabancılarla ilişkilerini aydınlatıyor.

Çalışmanın özgünlüğü, bu Asyalı devin, özellikle yabancıların gözünden ve yabancılarla ilişkileri üzerinden tarih boyunca nasıl kurgulanıp idare edilmeye çalışıldığını göstermesidir diyebiliriz.

Çin’in tekrarlanıp duran bazı döngülerden geçtiğini, çalkantı ve karmaşadan güçlü merkezi hükümete, oradan gene çalkantı ve karmaşaya dönüştüğünü söyleyen Gelber, görünürdeki her döngüye yol açan, Çin devletinin belli başlı üç sorununa işaret ediyor.

Yazara göre bunlar, nüfus artışı, şahsa dayalı merkezi idare ve oynak, değişken sınırlardır.

Yazar, her üç sorunu da ayrıntılı bir biçimde irdeliyor.

  • Künye: Harry G. Gelber – Çin ve Dünya, çeviren: H. Hülya Kocaoluk, Yapı Kredi Yayınları, tarih, 437 sayfa

Michael Dillon – Modernleşen Çin’in Tarihi (2016)

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından yirmi birinci yüzyılın başlangıcına, köklü ve çok çeşitli çatışmalara sahne olmuş Çin tarihi konusunda bir başyapıt.

Çin-Batı ilişkilerinden Afyon savaşlarına, Müslüman isyanlarından restorasyon sürecine ve Japon işgaline pek çok önemli detay, burada.

University of Durham’da bulunan Centre for Contemporary Chinese Studies’in  kurucu yöneticisi ve aynı üniversitede modern Çin tarihi üzerine dersler veren Michael Dillon, modern Çin’in 19. yüzyılın ikinci yarısı, 20. yüzyılın tamamı ve 21. yüzyılın başlangıcındaki tarihini ayrıntılı bir şekilde izliyor, bu süreçte meydana gelmiş tarihsel değişimlerin karmaşıklığını ve birbiriyle ilişkisini gözler önüne seriyor.

  • Künye: Michael Dillon – Modernleşen Çin’in Tarihi, çeviren: Aydın Atılgan ve Eylem Ümit Atılgan, İletişim Yayınları, tarih, 484 sayfa, 2016

Albert Einstein – Einstein Seyahatnamesi (2019)

Albert Einstein, hayatının en şöhretli zamanlarında, 1922’nin sonbaharında Japonya, Çin, Singapur, Filistin ve İspanya’yı ziyaret etmişti.

Einstein’ın biyografilerinden hiçbiri seyahatleri hakkında, titizlikle belgelendirilmiş olan bu kıymetli kitap denli anlaşılır ve önemli bir katkı sunmamıştı.

Einstein’ın beş buçuk ay süren bu yolculuğuna dair notlarından oluşan bu kitap, Einstein’ın kişisel dünyasına güçlü bir ışık tutuyor ve onun bilim, felsefe, sanat ve siyaset hakkındaki düşüncelerini oldukça samimi bir biçimde ortaya koyuyor.

Einstein, Japon İmparatoriçesi’nin ev sahipliği yaptığı bir bahçe partisi, İspanya Kralı ile tanışması ve önde gelen bilim ve devlet yöneticileriyle görüşmesi gibi olayların kendisinde bıraktığı izleri de bizimle paylaşıyor.

Günlüğün en ilginç taraflarından biri, Einstein’ın farklı milletlere mensup insanlar ve ırk kavramı hakkındaki tartışmaya açık fikirlerini de ilk elden sunması.

Kitabın çok sayıda fotoğraf, mektup, kartpostal, harita ve çizelgeyle zenginleştiğini de ayrıca belirtelim.

  • Künye: Albert Einstein – Einstein Seyahatnamesi: Uzakdoğu, Filistin & İspanya 1922-1923, çeviren: Yusuf Selman İnanç, Kronik Kitap, seyahatname, 352 sayfa, 2019

Okan Okumuş – Doğu Asya (2016)

Daha önce okurunu, Latin Amerika’da alternatif bir geziye çıkaran Okumuş, şimdi de yüzünü Doğu Asya’ya çeviriyor.

Japonya, Vietnam, Kamboçya, Tayland, Laos, Myanmar, Çin, Moğolistan ve Rusya Sibirya’ya uzanan geniş bir coğrafyada alternatif rotaların izini süren yazar, konuklarını güler yüzle karşılayan, sıra dışı bir kültüre sahip Uzakdoğu coğrafyasını adımlıyor.

  • Künye: Okan Okumuş – Doğu Asya, Kolektif Kitap

Jin Jie – Çin Müziği (2015)

Farklı biçimleri ve zarif anlatımları olan Çin müziğinin eski çağlardan modern zamanlara kapsamlı bir hikâyesi.

Çin müziğinde kalıplar, Çin milli müzik aletleri, başlıca icracılar, halk şarkıları, Çuyi müziği ve Uygur, Moğol ve Tibet gibi Çin etnik gruplarında şarkı ve dans, kitaptaki ilgi çekici konulardan.

  • Künye: Jin Jie – Çin Müziği, çeviren: Hasan Bögün, Kaynak Yayınları