Julia Annas – Erdemler ve Beceriler (2025)

Julia Annas bu eserinde, erdemi donmuş kurallar bütünü olarak değil, pratik zekâyla gelişen dinamik bir yetkinlik olarak ele alıyor. Ona göre erdemli davranmak, hazır reçetelere uymaktan çok, yaşamın içinde tekrarlanan karar alma süreçlerinde ilerleyen bir beceri kazanmayı gerektiriyor. Bu yaklaşım, erdemi tıpkı bir zanaat ya da sanatsal yetenek gibi öğrenilebilir ve derinleşebilir bir pratik olarak yorumluyor. Böylece moral yaşam, dış baskılarla şekillenen bir zorunluluk değil, kişinin karakterini bilinçli seçimlerle geliştirdiği yaratıcı bir alan haline geliyor.

Annas, erdemin yalnızca doğru eylemi seçmekle sınırlı olmadığını, aynı zamanda neden o eylemin doğru olduğunu kavrama kapasitesiyle bütünleştiğini vurguluyor. Bu yüzden erdem, bilgi ve alışkanlığın birleştiği bir akıl yürütme sürecine dayanıyor. Kişi iyi bir yaşam sürmek için hem duygularını hem de düşüncelerini uyum içinde yönlendiren bir iç tutarlılık geliştirmeye çalışıyor. Böylece ahlaki karakter, tekil eylemlerden çok yaşamın geneline yayılan bir pratik bilgelik haline dönüşüyor.

‘Erdemler ve Beceriler’ (‘Intelligent Virtue’), erdemin değişen durumlara uyum sağlayabilen esnek bir akıl yapısı gerektirdiğini savunuyor. Bu esneklik, kişinin yeni koşullarda doğruyu bulmasını sağlayan yaratıcı bir yetenek olarak öne çıkıyor. Annas, modern etik tartışmalarında sıkça görülen kuralcılığı geride bırakarak, erdemin kişinin kendi yaşam projesiyle kurduğu ilişki içinde anlam kazandığını belirtiyor. Bu çerçevede erdemli yaşam, teorik ilkelerin mekanik uygulanışı değil, akıllı ve özgürce şekillenen bir karakter inşası olarak sunuluyor.

  • Künye: Julia Annas – Erdemler ve Beceriler, çeviren: Reha Kuldaşlı, İş Kültür Yayınları, felsefe, 280 sayfa, 2025

Simon Blackburn – Etik (2025)

Simon Blackburn, etik kavramının hem günlük yaşamda hem de felsefi tartışmalarda oynadığı merkezi rolü ele alıyor. ‘Etik’ (‘Ethics: A Very Short Introduction’), etiğin ne olduğu sorusundan başlayarak doğru ve yanlışın belirlenmesinde hangi ölçütlerin kullanılabileceğini sorguluyor. İnsanların nasıl yaşaması gerektiği, hangi eylemlerin ahlaki olduğu ve neden ahlaki davranmanın önemli olduğu gibi temel sorulara odaklanıyor.

Blackburn, etik düşüncenin tarihsel kökenlerini açıklarken, Antik Yunan’dan günümüze uzanan bir çizgide farklı yaklaşımları karşılaştırıyor. Aristoteles’in erdem etiğinden Kant’ın görev ahlakına, Bentham ve Mill’in faydacılığından çağdaş etik teorilerine kadar pek çok perspektifi anlaşılır bir şekilde sunuyor. Bu bağlamda kitabın amacı, okuyucuya belli bir öğretiyi dayatmak değil, farklı görüşleri anlamak ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek oluyor.

Eserde ayrıca görelilik, bencillik, özgür irade ve sorumluluk gibi konular derinlemesine inceleniyor. Etik değerlerin kültürden kültüre değişip değişmediği, bireysel çıkarlarla toplumsal iyiliğin nasıl dengeleneceği gibi sorular tartışılıyor. Blackburn, bu tartışmaların sadece akademik birer egzersiz olmadığını, gündelik kararlarımızda somut etkileri bulunduğunu vurguluyor.

Sonuç olarak kitap, etiğin karmaşık görünen yapısını sade bir dille çözüyor ve okuyucuya ahlaki düşünmenin hem kişisel hem toplumsal yaşamda neden vazgeçilmez olduğunu gösteriyor. Simon Blackburn, bu kısa ama yoğun çalışmasıyla felsefi etik tartışmalarına giriş yapmak isteyen herkes için güçlü bir rehber sunuyor.

  • Künye: Simon Blackburn – Etik, çeviren: Erkan Uzun, İş Kültür Yayınları, felsefe, 144 sayfa, 2025

Petrus Abelardus – Etik (2024)

Ortaçağ felsefesinin aydınlık yüzlerinden biri olan Petrus Abelardus, diyalektik ve mantıksal yaklaşımıyla modern etik ve ahlâk tartışmalarının önünü açtı.

Abelardus ünlü akıl yürütmeleri ve hiç elden bırakmadığı sorgulayıcı yaklaşımıyla din ve ahlâk meselelerini son derece rasyonel bir zemine taşıdı.

Abelardus’un bu eserinde Ortaçağ felsefesinin en özgün ahlâk anlayışlarından biri görülecektir.

Onun etiği niyet etiği olarak adlandırılabilir.

Abelardus’a göre niyet bir şeyi kendi iyiliği için istemektir.

Günah ise istemekle değil razı olmakla meydana gelir.

Örneğin bir kişinin meşru müdafaa ederken kazayla birini öldürmesi gibi kişinin isteği dâhilinde olmadan da günah işlenebilir.

Kişinin kendi denetiminde olmayan ve içsel yapısında bulunan arzulara sahip olması da bir gerçektir.

Niyet, bütün günahların isteyerek işlendiği, kaçınılmaz durumlar olmadığı ve bir iradenin ya da başka bir iradenin sonuçları olarak meydana gelmesidir.

Maksat veya razı olma ise bir zihin durumudur ve niyetten ziyade daha çok bilgi ile ilgilidir.

Bu nedenle Abelardus, bir kişinin yasak bir eylemi masum bir maksatla gerçekleştirebileceğini öne sürerek kötülüğün eylemin gerçekleştirilmesi ile değil, maksat veya razı olma ile ortaya çıktığını vurguladı.

Bir amaç henüz gerçekleştirilmemiş olsa bile, iyi bir niyet belki de iyi bir eylem kadar takdir edilmeyi hak edebilir.

  • Künye: Petrus Abelardus – Etik: Kendini Tanı, çeviren: Fırat Çelebi, Doğu Batı Yayınları, felsefe, 96 sayfa, 2024

Murad Omay – Çağdaş Etik Tartışmaları (2023)

Çağdaş Felsefe Tartışmaları dizisi, okuru güncel felsefeyle tanıştırmayı ve akademik çalışmalarda çerçeve sunacak bir başvuru kaynağı olmayı amaçlıyor.

Dizideki her bir kitap, ilgili alanın güncel sorunlarını tanıtmasının yanı sıra belirli bir konu bağlamında yazarının kendine özgü problematiğini da ortaya koyuyor.

Bu bakımdan dizi, bütünlüklü bir bakış sunan özgün eserlerden oluşuyor. Akademik çalışmalarını etik alanında yoğunlaştıran Murad Omay, dizinin ilk kitabı ‘Çağdaş Etik Tartışmaları’nda, 20. yüzyıldan günümüze dek Batı felsefesinde, etik alanında ortaya çıkan temel tartışmaları ve filozofların geliştirdiği görüşleri ana hatlarıyla inceliyor.

Yazar, değer teorisi; normatif etik; uygulamalı etik ve metaetiğin sorunlarını ele alırken, temel kavramları tarih ve bağlamlarıyla açıklığa kavuşturuyor.

Eser, çağdaş etiğin sorunlarını Türkçe düşünmek isteyenler için önemli bir imkân sağlıyor.

  • Künye: Murad Omay – Çağdaş Etik Tartışmaları, Vakıfbank Kültür Yayınları, felsefe, 176 sayfa, 2023

Doğan Özlem – Etik (2017)

Doğan Özlem, konu ve sorunlarının çeşitliliği ve teori bolluğu açısından en zengin felsefe konularından biri olan “etik”e odaklanıyor.

Dört bölümden oluşan kitapta ilk olarak, belli başlı etik konuları ve problemleri betimleniyor.

İkinci bölümde, etik tipleri bu konu ve problemlere tanıdıkları önceliklere göre sınıflandırılıyor; üçüncü bölümde, etik tiplerine eleştirel açıdan yaklaşılıyor.

Kitabın dördüncü bölümünde ise, felsefi etiğin olabilirliği ve ortonomi etiği gibi, etik üzerine değerlendirmeler yer alıyor.

Özlem’in ahlak felsefesi dersi için hazırladığı kitap, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen, konuya dair rehber niteliğini halen koruyor.

  • Künye: Doğan Özlem – Etik: Ahlak Felsefesi, Notos Kitap, felsefe, 201 sayfa

Jean-Pierre Changeux ve Paul Ricoeur – Neden, Nasıl Düşünürüz? (2009)

 

‘Neden, Nasıl Düşünürüz?’, sinir biyoloğu ile bir filozofun etik, insan doğası ve beyin konularına uzanan tartışmalarından oluşuyor.

Kitapta Jean-Pierre Changeux beyinle ilgili bilimsel açıklamalarda bulunurken, Paul Ricoeur ise, felsefi bakışıyla bu açıklamaları yorumluyor.

Changeux ve Ricoeur böylece, “Beynin yapısı ve işleyişi hakkında bilgi edinmek kendi benliğimize dair bilgimize nasıl bir katkıda bulunur?”, “Beynimizi tanımak günlük yaşamdaki deneyimimizi, dünyayla ve ‘öteki’yle olan ilişkimizi nasıl etkiler?” ve “Beyin ile düşünce/bilinç arasında nasıl bir ilişki vardır?” gibi soruların muhtelif yanıtlarını tartışıyor.

  • Künye: Jean-Pierre Changeux ve Paul Ricoeur – Neden, Nasıl Düşünürüz?: Etik, İnsan Doğası ve Beyin Üzerine Bir Tartışma, çeviren: İsmet Birkan, Metis Yayınları, bilim, 294 sayfa

Simon Blackburn – Etik (2018)

Belki yozlaşmanın sınır tanımadığı günümüzde etik, kimi zaman pek karşılığı olmayan bir kavram ve olgu olarak görünebilir.

Öyle ya, Tanrı’nın olmadığının ilan edildiği günümüzde, ayrıca bilim de insanın hepten bencil, çıkarcı ve saldırgan bir varlık olduğunu her fırsatta yüzümüze vurmuşken.

Oysa etik, tam da zorlu zamanlarda sınanır ve asıl önemini ve vazgeçilmezliğini de böylesi zamanlardan alır.

Simon Blackburn, elimizdeki kitabında tam da bunu anlatıyor.

Yazar, şimdiye kadar arzu, mutluluk, özgürlük ve ölüm gibi temalar etrafında yürütülmüş etik tartışmaları bir baştan diğer başa kuşatıyor.

Blackburn bunu yaparken, hayatın anlamı üzerine bizi düşünmeye davet ediyor ve yaşadığımız dünyanın dehşetine ve yarattığı karamsarlığa rağmen etik değerler konusunda neden ümidimizi yitirmememiz gerektiğini gözler önüne seriyor.

  • Künye: Simon Blackburn – Etik, çeviren: Erkan Uzun, Dost Kitabevi, felsefe, 194 sayfa, 2018

Pyotr Alekseyeviç Kropotkin – Etik (2007)

  • ETİK, Pyotr Alekseyeviç Kropotkin, çeviren: Sinan Altıparmak, Öteki Yayınevi, siyaset, 414 sayfa

‘Etik’, Anarşizmin babası sayılan Pyotr Alekseyeviç Kropotkin’in son kitabıydı. Kitap Kropotkin’in etik konusundaki bilimsel, felsefi ve sosyolojik görüşlerine yer veriyor. Kropotkin, ilkel toplumların zamanından modern zamanların iyi örgütlenmiş devletlerine kadar, insanların gündelik hayatlarındaki etik anlayışını ele aldığı bu kitabı, yazarın ‘Evrimin Bir Etkeni Olarak Karşılıklı Yardımlaşma’nın devamı niteliğinde. Kropotkin’in etiğin din ve metafik ile bağlantısını reddedip, ahlakı salt doğalcı temeller üzerine kurmaya çalışması bu kitabın ilginç noktalarından biri. ‘Ahlakın Temellerini Belirlemeye Yönelik Mevcut İhtiyaç’, ‘Yeni Etiğin Yavaş Yavaş Evrilen Zemini’, ‘Doğada Ahlak İlkesi’, ‘Ahlak Öğretilerini Gelişimi-Antik Yunan’, ‘Hıristiyanlık-Ortaçağ-Rönesans’ ve ‘Modern Devirde Ahlak Öğretilerinin Gelişimi’ kitabın başlıca bölümleri.

Hüsamettin Çetinkaya – Ahlak ve Politika (2007)

  • AHLAK VE POLİTİKA, Hüsamettin Çetinkaya, Ara-lık Yayınları, siyaset, 216 sayfa

Ahlaklı olmak her durum için geçerli, özellikle de siyaset için. Siyasetin bireyi ahlaktan uzaklaştırdığı, siyasete dair çok önceden dillendirilen bir şikayet. Hüsamettin Çetinkaya’nın bu siyaset kuramı çalışması, ahlaklı bir siyaseti mümkün kılacak önerilerden oluşuyor. Çetinkaya’nın bunun mümkün olabilmesi için önerdiği ilk yol, “yurttaş özne”nin, “evrensel insanlığın ahlaki öznesine” dönüşmesi şeklinde özetlenebilir. Çetinkaya, Kant ahlakının bir çözümlemesiyle çalışmasına başlarken, ahlakın evrensel, insani bir kabul olması halinde gerçekçi olabileceğini savunuyor. Çalışma bu yönleriyle, bir teori kitabı olmaktan çok, günümüz ahlak anlayışını kapsamlı olarak eleştiriyor.

Bernard Williams – Hakikat ve Hakikatlilik (2006)

  • HAKİKAT VE HAKİKATLİLİK, Bernard Williams, çeviren: Ertürk Demirel, Ayrıntı Yayınları, sosyoloji, 350 sayfa

Bernard Williams’ın ‘Hakikat ve Hakikatlilik’ isimli bu çalışması, düşünsel yaşamda hakikat kavramının merkezi önemiyle, ilgilenen bir kitap. Williams çalışmasını, modernitede hakikate karşı gösterilen iki tutum üzerine inşa ediyor. Bunlardan biri, hakikate duyulan inanç, diğeriyse bu inanca karşı duyulan şüphe. Williams, çağımızda bu ikili yaklaşım arasındaki gerilime dikkat çekerek, gerilimin salt felsefi bir ayrıntı olmadığını, büyük bir öneme haiz siyasî ve etik sonuçlara uzandığını savunuyor. Williams söz konusu gerilimden hareket ederek, hakikate niçin ihtiyaç duyulduğunu, hakikatin soykütüğünü izleyerek irdeliyor.