Joseph Frank – Dostoyevski Üzerine Dersler (2024)

Joseph Frank, Rus edebiyatının en önemli isimlerinden Fyodor Dostoyevski üzerine yaptığı kapsamlı çalışmalarıyla tanınan bir akademisyen.

‘Dostoyevski Üzerine Dersler’ adlı bu eserinde, Frank, Dostoyevski’nin eserlerini ve düşüncelerini detaylı bir şekilde analiz ederken, aynı zamanda yazarın yaşadığı dönemin sosyal, siyasi ve kültürel atmosferini de gözler önüne seriyor.

Kitap, Dostoyevski’nin romanlarının tematik yapısı, karakterleri, dil kullanımı ve dönemin Rusya’sı üzerindeki etkileri gibi konuları ele alır.

Frank, Dostoyevski’nin romanlarını sadece edebi metinler olarak değil, aynı zamanda 19. yüzyıl Rusya’sının aynası olarak da görür. Bu sayede, okuyucu hem Dostoyevski’nin eserlerinin derinliklerine inme fırsatı bulur hem de Rusya’nın o dönemdeki karmaşık siyasi ve sosyal yapısını daha iyi anlar.

Frank, Dostoyevski’nin romanlarında sıklıkla yer alan temaları (din, özgür irade, suç ve ceza, insanın iç çatışmaları) detaylı bir şekilde inceler. Yazarın, karakterlerinin psikolojilerini ne kadar başarılı bir şekilde ortaya koyduğunu ve okuyucuda derin izler bırakan bu karakterlerin nasıl yaratıldığını açıklar. Ayrıca, Dostoyevski’nin dilinin zenginliği ve karmaşıklığı üzerine de durur.

Kitapta, Dostoyevski’nin diğer yazarlarla ve filozoflarla olan ilişkileri de incelenir. Özellikle, Nietzsche ve Dostoyevski arasındaki benzerlikler ve farklılıklar üzerinde durulur. Frank, Dostoyevski’nin felsefi düşüncelerinin, o dönemdeki Rus entelektüel çevrelerinde büyük yankı uyandırdığını ve günümüzde bile hala güncelliğini koruduğunu vurgular.

Dostoyevski üzerine beş ciltlik bir biyografinin de yazarı olan Frank’in, Stanford Üniversitesi’nde verdiği ve ilk kez yayımlanan Dostoyevski derslerinden oluşan bu kitap bizi alışık olmadığımız bir okuma biçimine davet ediyor.

  • Künye: Joseph Frank – Dostoyevski Üzerine Dersler, çeviren: Ayhan Koçkaya, Vakıfbank Kültür Yayınları, inceleme, 256 sayfa, 2024

László F. Földényi – Dostoyevski Sibirya’da Hegel Okuyup Gözyaşlarına Boğuldu (2022)

“Dostoyevski Sibirya’da Hegel okuyup gözyaşlarına boğuldu.”

İnsan böyle bir cümleyi iki defa okuyor, inanamıyor.

Macar düşünür László Földényi ilk yayınlandığı günden bu yana büyük ilgi çekmiş bu denemesiyle Sibirya sürgünündeki Dostoyevski’nin Hegel’le karşılaşmasını, modern varoluşun en sert edebi eleştirisinin doğum anını ele alıyor.

Dostoyevski dünya tarihinin dışından, yani Sibirya’dan modern uygarlığın “akılcılık”ın elinde ruhsuz, somuta indirgenmiş, tekdüze, gri bir cehenneme dönüşmesini görüyor.

Dostoyevski’yi tarumar eden dehşeti Földényi, karşı-Aydınlanmacı bir hattan yorumluyor.

Földényi’nin denemesine gene Dostoyevski üzerine yazdığı iki metin eşlik ediyor: ilkinde Ölüler Evinden Anılar’ı ele alırken ikincisinde Karamazov Kardeşler’in meşhur vecizesi “Tanrı yoksa her şey mubahtır”a eğiliyor.

Cees Nooteboom, bu kitap hakkında şöyle diyor:

“Sanrılara sürükleyen bir an: ölüme mahkûm edilmiş Dostoyevski Sibirya’nın sonu olmayan boşluğuna asker olarak gönderilir, Hegel’in Tarih’in soyut inşası üzerine düşüncelerini okur; bu ne Sibirya’ya ne de Afrika’ya yer veren bir inşadır, Weltgeist’da (dünya-ruhu) nihayet bulan kutsal sonuyla camdan yapılma duygusuz bir inşadır bu, bu inşada insanlığın tüm şahsi acıları gözden yiter. László Földényi bu meseleyi öyle bir üslupla ele alıyor ki kutsalın onunla birlikte ürperiverdiğini hissedebiliyorsunuz.”

  • Künye: László F. Földényi – Dostoyevski Sibirya’da Hegel Okuyup Gözyaşlarına Boğuldu, çeviren: Nihan Soyöz ve Emre Güler, Dergah Yayınları, deneme, 62 sayfa, 2022

Funda Çoban – Dostoyevski Politikasının Sorunları (2021)

Dostoyevski edebiyatını siyasal sosyoloji bağlamında yeniden yorumlayan özgün bir inceleme.

Funda Çoban, Aristotelesçi politikadan Bahtinyen karnavaleske uzanarak Dostoyevskiyan dünyaya yakından bakıyor.

‘Dostoyevski Politikasının Sorunları’, Platon’un sempozyumundan Aristotelesçi politika ve Bahtinyen karnavaleske; kapitalizm, modernite, ilerleme sarmalından isyan ve ütopyaya; cinsellik söyleminden keşişler, soytarılar ve budalalara Dostoyevskiyan bir yolculuğa davet ediyor.

Çalışma, yazarın Raskolnikov, Nastasya Filippovna, Ivan Karamazov, Yeraltı Adamı, Gruşenka, Prens Mişkin, Stavrogin ve daha nice karakterin oluşturduğu dünyalar içinden geçerek modern sorunları yeni bir bakışla okuyor.

“İlle de dekadans” diyordu Dostoyevski’nin Yeraltı Adamı.

Dekadans çağında edebiyat ve siyasetin yaratıcı yıkımına atfen, eser hem Dostoyevski severleri hem de siyaset sosyolojisi ve tarihle ilgilenen okurlar için önemli bir kaynak.

Kitaptan bir alıntı:

“Fransızların dediği gibi her şey mistik olarak başlar, politik olarak sona erer. Bunu doğrularcasına gizemli bir tutkuyla bağlı olduğum sanatçı dostu Dostoyevski’den yola çıkıp felsefeye, siyaset bilimine, edebiyat eleştirisine ve sosyolojiye gönül vermiş olanlara sesleniyorum. İncelemeyi bitirdikten sonra elinize (yeniden) bir Dostoyevski eseri almaya heves duymanızsa en büyük temennim. Çünkü Dostoyevski tüm karanlığı ve ışıltısı ile kaldırıldığı kitap rafından bize bakmaya devam ediyor.”

  • Künye: Funda Çoban – Dostoyevski Politikasının Sorunları, Nika Yayınevi, inceleme, 384 sayfa, 2021

Nikolay Aleksandroviç Berdyayev – Dostoyevski’nin Dünya Görüşü (2021)

Büyük yazar Dostoyevski, Rus Rönesans’ının inşasında nasıl katkı sağlayabilir.

Nikolay Aleksandroviç Berdyayev, Dostoyevski’yi olağanüstü bir diyalektikçi ve en büyük Rus metafizikçisi olarak görüyor.

‘Dostoyevski’nin Dünya Görüşü’ adını taşıyan çalışma, varoluşçuluğun teist kanadında yer alan Rus filozof Berdyayev’in bakış açısından Dostoyevski’nin dünya görüşünü irdeliyor.

Dostoyevski’yi aynı zamanda bir Hristiyan antropoloğu olarak niteleyen Berdyayev, Rus insanının içine düştüğü ruhsal ikilemden, Dionysosçu esrimeden nasıl kurtulacağı konusunda, yazarın ‘Delikanlı’, ‘Budala’, ‘Yeraltından Notlar’, ‘Ecinniler’, ‘Suç ve Ceza’, ‘Karamazov Kardeşler’ gibi pek çok eserinde ortaya koyduğu temel düşünceleri inceliyor.

Dostoyevski’nin romanlarını ve romanlarındaki karakterleri titiz ve ayrıntılı bir şekilde analiz edip kendi cephesinden yorumlayan Berdyayev, Dostoyevski’nin düşüncelerinin Rus Rönesans’ının inşasına katkı sağlayacağını göstermeye çalışmıştır.

Berdyayev için, Dostoyevski’nin düşünceleri Rus kültürünün yeniden inşasında çok önemli ve çok değerli bir kaynak durumundadır.

Dostoyevski’nin özgürlük, insanın kaderi, sevgi ve kötülük gibi problemlere yönelik ortaya koyduğu düşüncelerinin, Hristiyan teolojisi açısından önem taşıdığını Berdyayev, bunu da felsefi açıdan temellendiriyor.

Kitapta ayrıca, hümanizm krizi, sosyalizm eleştirisi, Tarihsel Ortodoksluk ve Katoliklik eleştirileri de özgün bir şekilde ele alınıyor.

  • Künye: Nikolay Aleksandroviç Berdyayev – Dostoyevski’nin Dünya Görüşü, çeviren: Kasım Müminoğlu, Hece Yayınları, inceleme, 192 sayfa, 2021

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Öteki (2010)

‘Öteki’, dünya edebiyatının önde gelen isimlerinden Dostoyevski’nin, kişilik bölünmesini hikâye ettiği öncü romanlarından biri.

Romanın başkahramanı Yakov Petroviç Goladkin’in evhamlı kişiliği, bir yolculuk esnasında parçalanacaktır.

Goladkin günün birinde, kendisinin tıpatıp aynısı olan, kendisi gibi paltosunu, şapkasını çıkarmadan yatağın kenarına oturan esrarlı bir “öteki” Goladkin’le karşı karşıya gelir.

Bu durum, kahramanımızın olmasından en çok korktuğu, öte yandan da olacağını en çok sezdiği kötü olaylardan biridir.

Dostoyevski kendine has tarzıyla, ikili bir hayat sürmeye adeta mahkûm edilmiş Goladkin’in, yaşadığı çelişkileri ve normalleşme çabalarını anlatıyor.

  • Künye: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Öteki, çeviren: Tansu Akgün, İş Kültür Yayınları, roman, 188 sayfa

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Stepançikovo Köyü (2010)

Dostoyevski’nin Sibirya’daki sürgün döneminde yazdığı ‘Stepançikovo Köyü’, ilginç karakterleri mizahi bir üslupla işlemesiyle dikkat çekiyor.

Roman, bir üniversite öğrencisi olan Sergey’in, dayısının evinde tanıdığı Foma Fomiç’e dair anlatımlarına dayanıyor.

Evin hâkimiyetini eline almış şarlatan ruhlu Foma Fomiç’in komik maceraları romanın omurgasını oluşturuyor.

Tabi Fomiç’in yanı sıra, Nastya, Tatyana İvanovna, Mizinçikov, Bahçeyev, Falaley ve Vidopliyasov gibi özgün karakterler de kendi öyküleriyle karşımıza çıkıyor.

1859’da yayımlanan roman, yazarın ‘Budala’ ve ‘Karamazov Kardeşler’ eserlerinin habercisi niteliğinde.

  • Künye: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Stepançikovo Köyü, çeviren: Nihal Yalaza Taluy, İş Kültür Yayınları, roman, 290 sayfa

Yeşim Dinçer – Ecinniler’in Gölgesinde (2009)

Roman ve öykü eleştirileriyle kitap tanıtım yazıları çeşitli dergilerde yayımlanmış Yeşim Dinçer ‘Ecinniler’in Gölgesinde’ başlıklı kitabında, dünya edebiyatının çığır açan eserlerinden, Dostoyevski’nin ‘Ecinniler’inin gölgesinde yazılan, bu eserden etkilenen Türk romanlarını inceliyor.

Orhan Pamuk’un ‘Kar’, Leyla Erbil’in ‘Mektup Aşkları’ ve Kaan Arslanoğlu’nun ‘İntihar’, romanlarının Dostoyevski’den açık etkiler taşıdığını söyleyen Dinçer, bu yazarların nereden ve hangi dertlerle yola çıkarak eserlerini kaleme aldıklarını irdeliyor.

Dinçer’in bunu, Dostoyevski’nin karakterlerini, kurgusunu, yaşamını ve polemiklerini de hatırda tutarak yapması, çalışmayı nitelikli kılan hususlardan.

  • Künye: Yeşim Dinçer – Ecinniler’in Gölgesinde, Yordam Kitap, inceleme, 190 Sayfa

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Delikanlı (2015)

‘Delikanlı’, “Baba sorunu”nu sıra dışı karakterleri üzerinden işleyen, çok özgün bir Dostoyevski hikâyesi.

Kadın düşkünü toprak sahibi bir baba: Varsilov…

Onun gayrimeşru çocuğu: Dolgorukiy.

Günün birinde St. Petersburg’ta bir araya gelen baba ile oğul, duygusal, ideolojik ve ahlaki konulara uzanan hararetli bir tartışmaya girecek ve bu münakaşa, iki karakter arasında büyük bir çatışmaya ve kopuşa dönüşecektir.

Romanın bu baskısı, Joseph Frank’in önsözü ve Edward Hallet Carr’ın sonsözüyle zenginleşiyor.

  • Künye: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Delikanlı, çeviren: Ergin Altay, İletişim Yayınları

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Cinler (2015)

Çarlık Rusya’sının bir taşra gölünde, genç bir adamın cesedinin bulunuşunu ve en önemlisi de bu korkunç olayın öncesinde yaşananları hikâye eden ‘Cinler’, Doytoyevski’nin siyasi vurgusu en baskın romanlarından.

Adı Şatov olan bu genç adam,  uzun zamandır bağlı olduğu devrimci örgütten ayrılmayı tasarlamaktadır.

Bu örgüt etrafında bir araya gelen sıra dışı karakterlerin dünyasına inen roman, muhteşem bir dönem atmosferi sunuşuyla dudak uçuklatıyor.

Dostoyevski, Çar’ı devirmeyi amaçlayan örgüte dâhil olmuş aydınların, sosyalistlerin, anarşistlerin ve ateistlerin yetkin bir fotoğrafını çekiyor.

Stepan Trofimoviç’ten Pyotr Stepanoviç’e, Nikolay Vsevolodoviç Stavrogin’den Liputin’e, Kirilov’dan Şatov’a ve Yüzbaşı Lebyadkin’den Darya Pavlovna’ya, edebiyat tarihinin pek çok ölümsüz karakteri bu romanda karşımıza çıkıyor.

Bizde daha önce ‘Ecinniler’ adıyla da çevrilmiş roman, Ergin Altay çevirisi, Mary Mccharty’nin önsözü, Irving Howe’un sonsözüyle, yazar ve dönem kronolojisiyle birlikte.

  • Künye: Fyodor Dostoyevski – Cinler, çeviren: Ergin Altay, İletişim Yayınları

George Steiner – Tolstoy mu Dostoyevski mi? (2015)

İki roman dehasının dramatik ve öğretici yaşamlarını, romanın tarihindeki yerlerini, siyasetleri ve inançlarının düşünce tarihindeki rolünü irdeleyen ufuk açıcı bir çalışma.

Ünlü edebiyat eleştirmeni George Steiner’ın kaleminden, Tolstoy’un bir iyimser, Dostoyevski’nin ise, trajik bir metafizikçi olarak portresi.

  • Künye: George Steiner – Tolstoy mu Dostoyevski mi?, çeviren: Sevda Çalışkan, İş Kültür Yayınları