Premesh Lalu – Apartheid’ı Ortadan Kaldırmak (2023)

Premesh Lalu’nun ‘Apartheid’ı Ortadan Kaldırmak’ kitabı, Güney Afrika’nın karmaşık tarihine derinlemesine bir bakış sunan bir entelektüel çalışma olarak öne çıkıyor.

Lalu, kitabında ırkçılığın tarihini ve etkilerini detaylı bir şekilde incelerken, bu olguların estetik, duyusal ve algısal boyutlarını da ele alıyor.

Kitap, apartheid dönemi ve sonrası Güney Afrika’nın zorlu geçiş sürecini anlamamıza yardımcı olacak özgün bir bakış açısı sunuyor.

Lalu, “küçük apartheid”ın insan duyularını nasıl etkilediğini ve manipüle ettiğini sistematik bir şekilde açıklar.

Lalu, ırk hakkındaki modern düşüncenin izini sürmek ve ırkçılığın sonuçlarına dair derinlemesine bir anlayış geliştirmek için önemli kaynaklar olan William Kentridge, Jane Taylor ve Handspring Puppet Company gibi sanatçıların teatral eserlerini analiz ederek, apartheid sonrası dönemin sanatsal ifadesinin ırkçılıkla nasıl ilişkilendirildiğini gözler önüne serer.

‘Apartheid’ı Ortadan Kaldırmak’, bir öğrenmeyi unutma ve öğrenmeyi öğrenme süreci olarak estetik eğitimin, apartheid sonrası uzlaşmayı yeniden canlandırmak için gerekli olan duyu ve algı ilişkilerinin yeniden kurulmasında ve böylelikle apartheid’ın izlerini silmedeki potansiyelini aydınlatan bir eser.

  • Künye: Premesh Lalu – Apartheid’ı Ortadan Kaldırmak, çeviren: Akın Emre Pilgir, Afrika Vakfı Yayınları, siyaset, 266 sayfa, 2023

Todd McGowan – Irkçı Fantazi (2023)

Felsefe, psikanaliz, siyaset teorisi ve eleştirel teorinin kesişimindeki çalışmalarıyla tanınan Todd McGowan’ın ‘Irkçı Fantezi’ adlı kitabı, modernitenin asli sorunlarından biri olan ırkçılığa bakışımızı kökten değiştirecek, ırkçılık karşıtı mücadele için elzem bir metin.

McGowan kitabında kendi deyimiyle ırkçılığın psişik rezonansını irdeliyor, diğer bir ifadeyle bilinçdışının ırkçılıkta oynadığı rolü ele alıyor.

Ona göre ırkçılığın bilinçdışı yanı, yıkıcılığı ya da adaletsizliği değil, ırkçı için keyif üretmesidir.

Kitap boyunca toplumsal linç ve polis cinayetlerinden, antisemitizme, Hollywood filmlerine ve müziğe uzanan geniş bir yelpazede bu keyfin izlerini sürüyor.

Kapitalist modernitede gelişen, çağdaş toplumun temelini oluşturan bu ırkçı psişenin altında yatan temel fantazi yapısını ortaya koyan bu çalışma, ırkçı fantaziye yapılan bu muazzam bilinçdışı yatırımın ırkçılığın devamlılığını sağladığını iddia ediyor.

Söz konusu fantazi yapısını yerinden oynatmadan ve bunu gerektiren kapitalist ilişkileri değiştirmeden ırkçılıkla mücadeleyi hakkıyla sürdürmenin mümkün olmadığını açıkça gösteriyor.

  • Künye: Todd McGowan – Irkçı Fantazi: Nefretin Bilinçdışı Kökleri, çeviren: Erkal Ünal, Axis Yayınları, siyaset, 270 sayfa, 2023

Francesca Mereu – Güneyin Şarkısı (2023)

Bu kitapta anlatılanlar gerçek hikâyelere ve tarihsel olarak belgelenmiş olgulara dayanıyor.

Kitap, İtalyan gazeteci Francesca Mereu tarafından Amerika Birleşik Devletleri’nin Güney eyaletlerinde Afro-Amerikalılar ile yaptığı görüşmelerin tutanaklarından damıtılmış.

Yazarın mahremiyetlerini korumak için isimlerini değiştirdiği konuşmacılar ona kendi geçmişlerini ve aile tarihçelerini anlatmış.

Okudukça suratınıza tokat yemiş gibi hissettiren bu satırların yazarını 2022 yılında yitirdik.

Black Live Matter olarak bilinen toplumsal akıma değerli bir katkı olan bu eser şimdi de Türkçede!

  • Künye: Francesca Mereu – Güneyin Şarkısı, çeviren: Ünver Alibey, Kalkedon Yayınları, inceleme, 176 sayfa, 2023

Guido Barbujani – Irkların İcadı (2022)

 

“Bugün DNA’ya baktığımızda, göçlerin ve binlerce yıl içinde birbiriyle kaynaşma sonucunda genomlarımızın birbirine karışmasının, gözlerimizin önüne serilen rengarenk elbiseyi hepimize giydirmiş olmasının izlerini takip ediyoruz.”

Irk kelimesi yeniden moda oldu.

Ancak bunun tam olarak ne anlama geldiğini bildiğimizden emin miyiz?

Farklı kültürlerden insanlar arasındaki ilişkiler ve sosyal eşitsizlikler genlerimize ne kadar bağlı?

Guido Barbujani’nin ‘Irkların İcadı’ kitabı, büyüleyici bir tarihsel-eleştirel yolculukla, ırksal sınıflandırmaya yönelik ilk girişimlerden modern DNA çalışmalarına kadar insan çeşitliliğinin biyolojik temeline ilişkin tartışmanın aşamalarının izini sürüyor.

Genetiğin, Afrika kökenlerimizden beş kıtanın kolonileştirilmesine kadar insanlığın yolculuğunun en uzak aşamalarını yeniden inşa etmeyi nasıl başardığını gösteriyor.

Bu bilginin, insanlığın biyolojik olarak farklı gruplara, diğer türlerde ırk olarak adlandırılan gruplara bölündüğü yönündeki 19. yüzyıl fikrini nasıl çürüttüğünü anlatıyor.

Irk kavramının beslediği ırkçılıkla mücadele için değerli bilgiler sunuyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Aramızdaki farklılıkların biyolojik temellerini anlamak istiyorsak, ırk kavramının gereksiz ve zarar verici olduğu giderek daha aşikâr hale geliyor. Bunun nedeni, insanın başka türlerde ırk olarak adlandırdığımız biyolojik gruplardan oluşmamış olmasıdır. Bizi hiçbir yere vardırmamış olan, bir önem taşımayan ırk sınıflandırması gayretimizi terk ederek, araştırmamızı gerçekten önemli olan konuya yönlendirebilirdik: bireyler ve toplumlar arasındaki farklılıklar. Bu toplumları, atalarımızdan aralıksız olarak bize kadar aktarılan farklı DNA’ya sahip birçok insan oluşturdu. Bugün DNA’ya baktığımızda, göçlerin ve binlerce yıl içinde birbiriyle kaynaşma sonucunda genomlarımızın birbirine karışmasının, gözlerimizin önüne serilen rengarenk elbiseyi hepimize giydirmiş olmasının izlerini takip ediyoruz.”

  • Künye: Guido Barbujani – Irkların İcadı: Irkçılığa Karşı Bilim, çeviren: Volkan Çandar, İletişim Yayınları, bilim, 223 sayfa, 2022

Christian Geulen – Irkçılığın Tarihi (2021)

Irkçılık nasıl ortaya çıktı ve zaman içinde nasıl dönüştü?

Christian Geulen, antik çağlardan bugüne ırkçı ideolojilerin ve uygulamaların tarihine genel bir bakış sunuyor.

Burada anlatılan ırkçılığın dönüşümüne ilişkin tarih, tamamlanmış olmaktan ne yazık ki çok uzaktır.

Özellikle popülizmin uluslararası yükselişi, bir zamanlar ırk kavramıyla işleyen düşünce biçimlerinin dönüşümünde yeni bir adıma tanıklık ediyor.

Irkçılığın ne olduğunu ve nasıl ayırt edilebileceğini bildiğimizi düşünsek de, ırkçılık olgusuna dair algımızda bir belirsizlik olduğu açıktır.

Irkçılığı, insan eşitsizliğinin sabit oluşu ve özü olarak görüyoruz.

Dünya görüşüne olan etkisini fark etmediğimizden, onun işleyişini çok fazla tanımlamadığımızı gözden kaçırıyoruz.

Ayrıca ırkçılığın, tarihe ve medeniyete en başından beri eşlik ettiğini ve sonsuza kadar yok olmayacağını düşündüğümüzden onu irdeleme gereksinimi hissetmiyoruz.

Irkçılığın yalnızca bilimsel aydınlanma ile çürütülebilecek yalanlara dayandığını kabul ediyoruz.

Fakat onu açıklarken sıklıkla bilime de göndermeler yapıldığını göz ardı ediyoruz. Geulen’in ‘Irkçılığın Tarihi’ adlı bu yapıtı, farklı bakış açıları sunarak bu düşüncelerden uzaklaşmayı amaçlıyor.

Geulen; antik çağlardan bugüne ırkçı ideolojilerin ve uygulamaların tarihine genel bir bakış sunuyor.

Daha antik dönemde ve Orta Çağ’da bile belirli gruplar, içlerinde yaşadıkları toplumlardan soyutlanmış ve dışlanmıştı.

Bununla birlikte ırkçılığın tutarlı bir tarihinin yazılması, “ırk” terimin ortaya çıkışı ve 15. yüzyıl sonlarından itibaren bazı toplumlarda uygulamaya konmasının anlaşılmasıyla mümkün olabilir.

Avrupa’nın bilhassa köle ticareti ve emperyalist genişlemesiyle birlikte 19. ve 20. yüzyıllardaki totaliter yönetim biçimleri bağlamında sürekli gelişen ve yeni veçheler kazanan ırkçılığın tam olarak ortadan kaldırılamayacağını bilsek de onun tarih boyunca geçirdiği dönüşümleri anlamak, ırkçılığa karşı mücadelede önemli bir yer tutuyor.

  • Künye: Christian Geulen – Irkçılığın Tarihi, çeviren: Simin Şahin, Runik Kitap, trih, 120 sayfa, 2021

Hür Sinan Özbek – Teori ve Pratikte Irkçılık (2021)

Irkçılığın tarihsel ve ekonomik kökenleri nelerdir?

Hür Sinan Özbek, ırkçılığa ve ırk kuramlarına giriş niteliğinde bu eseriyle karşımızda.

Burada, Kant, Marx, Lévi-Strauss ve Fanon ile beraber, çağdaş düşünürler Foucault, Balibar ve Bernasconi’de ırk kuramlarının izi sürülüyor.

Kitapta, “Milliyetçilik ve cinsiyetçilikle ilişkisi nedir?”, “Irkçılık kapitalizmin ürünü müdür, yoksa insanlık tarihinin bir parçası mıdır?”, “Aristoteles‘e göre ‘barbarlar’ın kölelik için doğması ne anlama gelir?” ve “Ksenofobi, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık aynı şey midir?” gibi önemli soruların yanıtları aranıyor.

Kitapta ayrıca, Türkiye’de ırkçılığın ekonomik ve kültürel kökleri ve farklı görünümleri de sorgulanıyor.

  • Künye: Hür Sinan Özbek – Teori ve Pratikte Irkçılık, Fol Kitap, siyaset, 160 sayfa, 2021

Stokely Carmichael – Siyah İktidarı (2019)

Kısa sayılabilecek hayatını, kesintisiz bir arayış hali ve kendini baştan yaratma çabası içinde geçirmiş bir devrimci olan Stokely Carmichael ve onun kült yapıtı ‘Siyah İktidarı’, ırkçılık ve beyaz iktidarı hakkında muazzam bir kaynak.

Bu kitaptaki metinler, Carmichael’ın yazı ve konuşmalarından oluşan ‘Stokely Speaks’ ve Charles V. Hamilton’la birlikte yazdığı ‘Black Power’ adlı kitaplarından derlenmiş.

Bu metinlerde, medeni haklar mücadelesi; Siyahların güçlenmesi; Panafrikanizm; Siyahların öz-gururu, öz-sevgisi ve öz-saygısı; Siyahların beden dili; siyah müziği, siyah sineması ve edebiyatı; siyahların eyleyiş ve düşünüş biçimleri gibi pek çok konu ele alınıyor.

Kitap, bizde de beğeniyle okunmuş Steve Biko’nun ‘Siyah Bilinci’nin devamı olarak okunsa da bundan çok daha fazlasıdır.

Çünkü tarihsel olarak Carmichael ve ‘Siyah İktidarı’ hareketi, Biko ve ‘Siyah Bilinci’ hareketinden önce gelir.

Daha ‘Siyah Bilinci’ hareketi ortaya çıkmadan önce, ‘Black Power’ Güney Afrikalı devrimcilerin de başucu kitabıydı.

  • Künye: Stokely Carmichael – Siyah İktidarı, çeviren: Galip Doğduaslan, Dipnot Yayınları, siyaset, 190 sayfa, 2019

Achille Mbembe – Zenci Aklın Eleştirisi (2019)

Zencinin ve ırkın Avrupa toplumlarının tahayyülündeki yeri, beş yüz yıldan beridir ilkellikle eş tutuluyor.

Peki, Avrupalının bu hezeyanı tam olarak neye dayanıyor?

En temel göstergeleri nelerdir?

Günümüzün önde gelen post-kolonyal düşünürlerinden Achille Mbembe, zenci olma konumu ve ondan kaynaklanan toplumsal tasarımları inceliyor.

Bunu yaparken yükselen yeni ırkçılık biçimlerine ışık tutmasıyla da önem arz eden çalışma, modern dünya tarihinin zencilerinin farklı biçimler altında nasıl yeniden üretildiğini gözler önüne seriyor.

“Zenci, göze göründüğü her yerde, duygusal dinamikleri açığa çıkartıyor ve her seferinde akıl sisteminin kendisini sınava tabi tutan akıl dışı bir taşkınlığa neden oluyor.” diyen Mbembe’nin ‘Zenci Aklın Eleştirisi’, hem tarihsel hem de güncel ırkçılık biçimleri üzerine derinlemesine bir tartışma.

  • Künye: Achille Mbembe – Zenci Aklın Eleştirisi, çeviren: Özge Arasan Simon ve Volkan Çandar, İletişim Yayınları, siyaset, 272 sayfa, 2019

Yaman Akdeniz – İnternette Irkçılık (2016)

İnternette pek çok kişi, pervasızca nefret söylemi ve ırkçı ifadeler ortaya koyabiliyor.

Bu çalışma, başta Avrupa olmak üzere birçok bölgeden örneklerle, ırkçılık ve nefret söyleminin nasıl yayıldığını gözler önüne sermesiyle, bir başucu kitabı.

Çalışmanın önemli bir katkısı da, devletlerin bu içeriği kontrol etme yöntemlerini irdelemesi.

Kitapta,

  • Kamu otoritelerinin, uluslararası, bölgesel ve ulusal organların ırkçılık ve nefret söylemiyle nasıl mücadele ettiği,
  • Devletlerin ırkçılık ve nefret söylemleri ile yayılan içeriği yönetme ve kontrol etme yöntem ve modelleri,
  • Çevrimiçi nefret söylemi, ırkçılık ve ırkçı şiddet arasındaki ilişki ve bunların tarihsel kökenleri,
  • Ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde ırkçılık ve nefret ile mücadeleye dönük hukuk ve politika oluşturma girişimleri,
  • Ve bunun gibi önemli konular ele alınıyor.

Künye: Yaman Akdeniz – İnternette Irkçılık, çeviren: Özgür Bircan, Bilgi Üniversitesi Yayınları, hukuk, 206 sayfa, 2016

Daniel Höra – Vahşi Sürü (2015)

Nefretin, faşizmin ve ırkçılığın zorla değil, insancıl gibi görünen söylemlerle mahvettiği insanların hikâyesi.

Yolları Almanya’nın ücra bir köyüne düşen altı gizemli yabancı, burada heyecan yaratır.

Fakat bunların gelişinin ertesinde, gizemli bir tehdit de köye sızmıştır.

İşin ilginci, galeyana gelen, ayrımcılığın zehirlediği tüm halkın içinde, bir sanatçının dışında kimse gerçeklerin farkında değildir.

  • Künye: Daniel Höra – Vahşi Sürü, çeviren: Dilman Muradoğlu, ON8 Kitap