Jean Echenoz – Kraliçenin Huysuzluğu (2015)

Usta yazar Jean Echenoz’dan, birbirinden ilginç yedi öykü.

Buradaki öyküler, ilk başlarda basit gibi görünseler de, yazarın sunum biçimi ve dili kullanma tarzıyla nihayetinde derin anlamlara kavuşuyor.

Hayata, Echenoz’un biraz alaycı, titiz ve incelikle kurulmuş dünyasından bakmak isteyenlere.

  • Künye: Jean Echenoz – Kraliçenin Huysuzluğu, çeviren: Orçun Türkay, Helikopter Yayınları

Bruno Latour – Rota (2019)

Doğa, toprak talan ediliyor ve bu durum, yüzyıllardır süren sınıfsal eşitsizlikleri daha katmerli hale getiriyor.

Bugün su ve gıda hakkı, yoğun şekilde ezilenlerin gündemine girmiş durumda.

Sosyoloji, felsefe ve antropoloji alanlarında yaptığı çalışmalarıyla bildiğimiz Bruno Latour da, bu gibi sorunların hızla büyümesinin belli bir tarihsel eğrinin sonuna geldiğimizi işaret ettiğini savunuyor.

Yazara göre, toplumsal sınıf mücadelesi, bir jeo-toplumsal yer mücadelesine dönüşmektedir, zira artık toprak yok olmaktadır ve asıl mücadele de bunun için verilmelidir.

Dünyanın temel hammaddelerinden biri olan toprağın kıtlaşmasının, göçmenliğin artışının altındaki başlıca etken olduğunu düşünen Latour, bunun sadece dünyanın riskli bölgelerinde yaşayanların değil, aslında hepimizi derinden etkileyecek bir sorun olduğunu belirtiyor.

Latour, Küresellik/Yerellik, Sağ/Sol, Batı hayranlığı/karşıtlığı üzerinden politika yapmanın geçersiz kaldığını, onun yerine toprağa bağlanmamız ve dünyasallaşmamız gerektiğini söylüyor.

Zira yazara göre toprağa bağlanmak ve dünyasallaşmak, modernleşmenin birbiriyle çelişkili kıldığı, aslında birbirini tamamlayan iki harekettir.

‘Rota’, bütün bunların yanı sıra, ekolojik siyaset ile yeşil hareketlerin neden bugün yaşadığımız sorunlara çözüm olamayacağını tartışmasıyla da dikkat çekiyor.

  • Künye: Bruno Latour – Rota: Politikada Yönümüzü Nasıl Bulacağız?, çeviren: Orçun Türkay, Kolektif Kitap, siyaset, 128 sayfa, 2019

Olivier Rolin ve arkadaşları – Odalar (2009)

‘Odalar’, kısa bir süre önce yayımlanan ‘Sırça Otel’de Bir Oda’nın yazarı Olivier Rolin ve arkadaşlarının, birer otel odasını tasvir etmeleriyle meydana gelmiş.

Burada her bir yazar, bir gece geçirdikleri ya da tümüyle kurguladıkları bir otel odasını, kendilerine has bir üslupla anlatıyor.

Kitapta okurun karşısına çıkan ve kimisi hayali kentlerde bulunan yirmi sekiz oda, dünyanın farklı coğrafyalarından farklı insan manzaraları sunmalarıyla ilgi çekiyor.

Rolin’in, “Dostlara yaraşır bir kervansaray” olarak tanımladığı derlemenin bir diğer özgünlüğünün de, çağdaş Fransız yazınının henüz Türkçe’ye çevrilmemiş kalemlerini okurlarla buluşturmasıdır diyebiliriz.

  • Künye: Olivier Rolin ve arkadaşları – Odalar, çeviren: Orçun Türkay, Can Yayınları, anlatı, 212 sayfa

Jean Piaget ve Bärbel Inhelder – Çocuk Psikolojisi (2018)

Jean Piaget, genetik epistemoloji ve bilişsel gelişim alanlarında yaptığı çığır açıcı çalışmalarla bilinir.

Öte yandan İsviçreli psikolog, çocukta düşünce ve dil gelişiminin bir süreklilik içinde değil de, evrelerden geçerek oluştuğunu ve birey ile çevre ilişkilerinde etkin bir şekilde yapılandığını ortaya koyarak, gelişim psikolojisi konusunda dönüm noktası sayılan bir teze imza attı.

İşte Piaget’in asistanı Bärbel Inhelder, Piaget’in yaklaşık kırk yılını verdiği gelişim psikolojisinin araştırmalarını, bizde şimdi üçüncü baskısına ulaşan bu kitapta sunuyor.

Piaget, çocuk zihniyetinin yetişkinin zihniyetiyle hiçbir ilişkisi olmadığını öne sürer.

O’na göre çocuğun mantığı kendine özgü olduğu gibi, düşüncesi de benmerkezlidir.

Çocuk kendisi için gelişir, kendi tarzında eğlenir; aklın kavramsal bilgileriyle ilgisi yoktur, çelişki bilmez.

Çocuk ancak başkalarının düşüncesiyle temasa, geçtiği zaman mantıklı olmaya başlar.

Kitap, Piaget’in bu ve bunun gibi çocuk psikolojisi konusundaki ufuk açıcı pek çok görüşünü sunmasıyla alan için tam bir klasik.

  • Künye: Jean Piaget ve Bärbel Inhelder – Çocuk Psikolojisi, Pinhan Yayıncılık, çeviren: Orçun Türkay, psikoloji, 144 sayfa, 2018

Alexandre Jardin – Jardin’lerin Romanı (2009)

Çağdaş Fransız edebiyatının başarılı kalemlerinden Alexander Jardin, ‘Jardinler’in Romanı’nda, büyüdüğü evi anlatıyor.

Anlattığı aile ise, çok sıra dışı bireyleri bir araya getirmesiyle dikkat çekiyor.

Sevdiği kadını daha iyi anlayabilmek için solak olmaya karar veren bir amca; şişmanlamamak için başkasının karnındaki paraziti kendine naklettiren bir büyükanne; sağ partilere olduğu kadar sol partilere de para aktaran bir büyükbaba; hizmetçi olarak girdiği evde, büyükbaba ve ardından amcayla aşk yaşayıp evin hâkimi olan Zuzu; dengesiz, senarist bir baba, hikâyesi anlatılan Jardin ailesinin dikkat çeken bireylerinden birkaçı olarak karşımıza çıkıyor.

  • Künye: Alexandre Jardin – Jardin’lerin Romanı, çeviren: Orçun Türkay, Can Yayınları, roman, 227 sayfa

Philippe Mengue – Yürümek, Koşmak, Yüzmek (2018)

Philippe Mengue, doğal fiziksel yetenekleri kadar, sporu da seven, spor tutkunu bir babanın etkisiyle, içine çok erken yaşlarda spor aşkı aşılanmış olmasıyla, hayatı boyunca fiziksel aktivitelere ilgi duydu.

Bu ilginin neticesi olan elimizdeki kitabı ise, yürümek, koşmak, yüzmek gibi fiziksel aktiviteler konusunda, oldukça özgün bir felsefi sorgulama sunuyor.

Mengue burada,

  • Deleueze’da sporun içgüdüsel olarak reddini,
  • Rimbaud’nun Habeşistan günlerini,
  • Rousseau ve Kerouac’taki yola koyulma fikrini,
  • Merleau-Ponty ile Maldiney’e göre “estetik” beden veya görüngübilimcilerin duyumsayan bedeni,
  • Kötülük yazınında Sade’la, Bataille’la ele alınan erotik bedeni,
  • Artaud ile “organsız beden”i,
  • Bedenin Eros aracılığıyla Platon’dan beri en yüce felsefeyle bağlantılı olma halini,
  • Tanrısal tapınma aracı olarak antik spor müsabakalarını,
  • Bedenin denizde aldığı “oluşlar”ı,
  • Ve bunun gibi, spor ve hareket halindeki beden üzerine sistemli pek çok düşünce egzersizi yapıyor.

Künye: Philippe Mengue – Yürümek, Koşmak, Yüzmek: Kaçak Beden, çeviren: Orçun Türkay, Yapı Kredi Yayınları, felsefe, 244 sayfa, 2018

Hélène Prigent – Melankoli (2009)

Melankoli, özellikle Batı kültürünü tarih boyunca en çok meşgul eden konuların başında gelir.

İşte Hélène Prignent, melankolinin kapsamlı bir tarihini verdiği bu rehber kitabında, antik mezar taşlarından başlayarak, Dürer, Valentin, Goya, Delacroix, Friedrich, Munch, Redon, Hopper ve Kiefer gibi isimlerin yapıtlarında melankoliye uzanıyor.

“Bugün melankoli sözcüğünü de içeren bunalım, her dönemin üstüne bir taş eklediği, iki bin yıldan daha yaşlı, eski bir anıtın yüzeyindeki pastan başka bir şey değil aslında,” diyen Prignent, tarih boyunca melankoli’nin aldığı “kara safra”, “kutsal hastalığı”, acedia, spleen, nevrasteni ve bunalım gibi farklı adların ve merkezinde Dürer’in ünlü gravürü Melancolia I’ın bulunduğu zengin ikonografinin izini sürüyor; melankolinin yaratıcılıkla ilişkilendirilmesi ve sahip olduğu sürekliliğin nedenlerini irdeliyor.

  • Künye: Hélène Prigent – Melankoli: Bunalımın Başkalaşımları, çeviren: Orçun Türkay, Yapı Kredi Yayınları, psikoloji, 159 sayfa

David Le Breton – Yüz Üzerine Antropolojik Bir Deneme (2019)

Yüz, insanın karakterinin, duygularının ve beğenilerinin somutlaştığı alandır.

Bir insanı en özgün kılan özelliklerinin başında yüzü gelir.

Çirkin veya güzel, anlamlı ve saf, derin veya sığ, yüz her insanda farklı farklıdır ve bu nedenle zengin bir yorumlamaya ve okumaya olanak tanır.

Yüz yalnızca bundan ibaret değildir, aynı zamanda toplumsal ve kültürel özellikleri de izleyebileceğimiz bir alandır.

Burada daha önce yer verdiğimiz ‘Ten ve İz’in yazarı Fransız antropolog ve sosyolog David Le Breton, araştırmalarını beden ve riskli tavırlar antropolojisi üstüne yoğunlaştırmış, ayrıca sessizlik ve yürüyüş gibi daha kişisel temalarla da ilgilenmiş.

Yazarın bu kitabı ise, yüzün antropolojik bir yorumunu sunmasıyla dikkat çekiyor.

Yüzü toplumsal bir simge olarak değerlendiren Le Breton, yüzle ilişkilendirilen anlamları, simgeleri ve imajları geniş bir kültürel çerçeve içinde ortaya koyuyor.

‘Yürümeye Övgü’ ve ‘Acının Antropolojisi’ de Le Breton’un Türkçede daha önce yayınlanmış kitapları.

  • Künye: David Le Breton – Yüz Üzerine Antropolojik Bir Deneme, çeviren: Orçun Türkay, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, antropoloji, 347 sayfa, 2018

Fethi Benslama – Ölüm Siyaseti: Cihatçı “Üst-Müslümanlar” (2018)

Birçok gençte görülen kendini İslâm adına kurban etme arzusu nasıl düşünülmelidir?

Onları tutup en kötüye sürükleyen nedir?

Psikoloji, psikanaliz ve tarihsel analizden yola çıkan ‘Ölüm Siyaset’, gençleri cihat adına ölüme ve öldürmeye sürükleyen süreçleri, din-siyaset ilişkisini sorgulayarak tartışan önemli bir çalışma.

Fethi Benslama, halifeliğin kaldırılmasıyla, İslam’ın bir siyaset ideali olarak dağıldığını ve bunun ertesinde Müslüman toplumlarda büyük bir travma yaşandığını belirtiyor.

Yazar, güncel örneklerle zenginleştirdiği analizinde, bu kırılmayla birlikte, günümüzde büyük bir tehdit haline gelen cihatçı terörizmin Batı’yla karşılaşmanın yarattığı kırılmayla da birleşerek, “daha çok” Müslüman olma, bir “Üst-Müslüman” olma yarışına neden olduğunu söylüyor.

Benslama’nın burada tanımladığı şekliyle “Üst-Müslüman” aslında bir kavramdan öte, üzerinde iyice düşünülmesi gereken bir mefhum.

Benslama’ya göre, “Üst-Müslüman” tabirinin Müslümanların ve uygarlıklarının karşı karşıya kaldığı tehlikenin doğası konusunda bir gösterge değeri vardır ve yazar, kitabının son bölümünde de, Müslümanlar için başka bir geleceğin imkânlarını sorguluyor ve “Üst-Müslüman”lığın nasıl aşılacağını irdeliyor.

  • Künye: Fethi Benslama – Ölüm Siyaseti: Cihatçı “Üst-Müslümanlar”, çeviren: Orçun Türkay, İletişim Yayınları, siyaset, 101 sayfa, 2018

Yan Marchand ve Yann Le Bras – Başkan Sokrates! (2017)

Çocuklara yönelik hazırlanmış, hem içeriği hem de görsel zenginliğiyle dikkat çeken Küçük Filozoflar dizisi ‘Başkan Sokrates!’ ile yirmi üçüncü kitaba ulaştı.

Şimdi hep birlikte Tartaros’un zindanlarına gidiyoruz ve dünyayı esir almış adaletsizliğe karşı insanoğlunun yaşadığı çaresizliğe tanık oluyoruz.

Şimdi tek çare, Sokrates’in gelip dünyaya başkan olmasıdır.

Zira Sokrates hem adaletli liderlik yapma ve hem de insanlara iyiliği öğretme becerisine sahip olarak başkanlık için biçilmiş kaftandır.

Sokrates’e başkanlığı sürecinde ona yardımcı olacak kişi de, ağzı iyi laf yapan, zehir gibi bir zihne sahip Gorgias olacaktır.

Yan Marchand’ın ABD Başkanı Donald Trump’a dokundurmalarla ilerleyen bu güzel hikâyesi, Platon’un retorik üzerine en iyi yapıtlardan biri olarak kabul edilen Gorgias diyalogundan esinlenmiş.

  • Künye: Yan Marchand ve Yann Le Bras – Başkan Sokrates!, çeviren: Orçun Türkay, Metis Yayınları, çocuk, 64 sayfa