Akın Olgun – Adları Saklıdır (2006)

  • ADLARI SAKLIDIR, Akın Olgun, Güncel Yayıncılık, anlatı, 224 sayfa

Akın Olgun ‘Adları Saklıdır’da, on yedi yaşındayken karşılaştığı cezaevlerini, çocukluk serüvenlerini, Aleviliğini ve solculuğunu anlatıyor. Bu anlatımda, ağırlıklı olarak, Olgun’un politik hayatında karşılaştığı cezaevleri ile bu cezaevlerinde yaşadığı işkenceler, katıldığı ölüm oruçları yer alıyor. Olgun 1990 gençliğine dahil olan bir kuşağı temsil ediyor. Dolayısıyla 1999 yılındaki “hayata dönüş” operasyonlarının ve F tipi cezaevlerinin de mağdurlarından biri. Olgun kitabı için “Uğruna bu kitap yazıldığı sırada yüz yedi ölüme ulaşan ve kaçımızın sakat kaldığının dahi belli olmadığı F tipi hikayemizin bir müsveddesi olmalı” diyor. ‘Adları Saklıdır’ da bu acı müsveddelerinin kaydını tutuyor.

Ertuğrul Mavioğlu – Asılmayıp Beslenenler (2006)

  • ASILMAYIP BESLENENLER, Ertuğrul Mavioğlu, İthaki Yayınları, siyaset, 350 sayfa

‘Asılmayıp Beslenenler’in ismen, hangi söze atıfta bulunduğu ortada. Ertuğrul Mavioğlu’nun bu kitabı, kısa zamanda dördüncü baskıya ulaştı. 1980 darbesinden önce iki kez hapse giren Mavioğlu, darbeden sonra da, 1980-1984 ve 1987-1991 yılları arasında toplam sekiz yıl cezaevinde yattı. Dolayısıyla Mavioğlu, 12 Eylül darbesinin birebir mağduru. Darbenin ertesinde Kenan Evren’in Cumhurbaşkanı sıfatıyla, “Hainleri asmayıp da besleyecek miyiz?” sözünden sonra, idam edilen hükümlülerin sayısı 50’ye yükseldi. Tabi bu arada, hapishanelerdeki on binlerce insan, nam-ı diğer “beslenenler” de vardı. İşte, kendisi de bir “beslenen” olan Mavioğlu, o dönemin cezaevlerine dair tanıklığını okurlarıyla paylaşıyor.

John Field – Sosyal Sermaye (2006)

  • SOSYAL SERMAYE, John Field, çeviren: Bahar Bilgen ve Bayram Şen, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, sosyoloji, 232 sayfa

Sosyal sermaye terimi, toplumun kolay açıklanamayan kaynaklarını, ortak değerleri ve günlük yaşamda bunların üzerine inşa edilmiş güven gibi olguları kavramlaştırmanın bir yolu. 2002 yılından bu yana Akademik Yenilik ve Sürekli Eğitim Merkezi’nde yöneticilik yapan John Field’in ‘Sosyal Sermayesi’ ise, bu konuyu çevreleyen yoğun tartışmaları ele almayı amaçlayan bir çalışma olmasıyla, konunun kuramsal altyapısını oluşturuyor diyebiliriz. Kitap, sosyal sermayenin işleyişini anlamak için yapılan ampirik çalışmalara ve özellikle de uluslararası kurumların bu konuda karar alma süreçleri üzerindeki etkilerine odaklanıyor.

Mark Neocleous – Toplumsal Düzenin İnşası (2006)

  • TOPLUMSAL DÜZENİN İNŞASI, Mark Neocleous, çeviren: Ahmet Bekmen, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, siyaset, 217 sayfa

‘Polis Erkinin Eleştirel Teorisi’ alt başlığını taşıyan ‘Toplumsal Düzenin İnşası’, sistemin oluşturulması ve işleyişinde polisin ne gibi roller üstlendiğini sorguluyor. Neocleous polis, devlet erki ve düzen sorunu arasındaki ilişkileri kısaca ele aldıktan sonra, 18. yüzyıl liberalizminin, polis kavramını nasıl rafineleştirdiğini ve bunun sermaye erki ile daha geniş toplumsal kontrol meselelerinin üstünü nasıl örttüğünü açıklamayı amaçlıyor. Neocleous, bununla hedeflediğinin, “Zaptetmeyi, basitçe, suç ve kanun devleti bağlamında ele alan ve yanıltıcı geçerliliğini halen sürdüren liberal yaklaşımı mahkum etmek” olduğunu belirtiyor. Yazar buna ek olarak, daha genişletilmiş bir polis kavramını da öneriyor. Kendisine göre, bu kurumlar sadece düzenin korunmasıyla değil, özellikle de ücretli emek üzerine şekillenen düzenin inşası ile de ilgilenmektedir.

Saul Newman – Bakunin’den Lacan’a Anti-Otoriteryanizm ve İktidarın Altüst Oluşu (2006)

  • BAKUNİN’DEN LACAN’A, ANTİ-OTORİTERYANİZM VE İKTİDARIN ALTÜST OLUŞU, Saul Newman, çeviren: Kürşad Kızıltuğ, Ayrıntı Yayınları, siyaset, 308 sayfa

Saul Newman, ‘Bakunin’den Lacan’a’da, post-yapısalcı teorinin kimi temel düşünürlerinin yapıtlarıyla, anarşist siyasi geleneğin klasik yazarlarının görüşlerini kesiştirerek yeni bir anarşizm siyaseti teorisi geliştirmeyi amaçlıyor. Dolayısıyla Newman’ın çabası, post-yapısalcı teoriyi radikal siyasetle buluşturmak. Newman’ın ele aldığı düşünürlerin başında Nietzsche, Stirner, Foucault, Deleuze, Guattari ve Lacan geliyor. Yazar bu düşünürlerden hareketle, Lacan’ın “dışarısı” kavramını, özcülüğü ve saflığı dışlayan ve siyasi bir kalkış noktası olduğunu düşündüğü post-yapısalcı anarşizm siyasetine varıyor.

Antonio Negri – Avrupa ve İmparatorluk (2006)

  • AVRUPA VE İMPARATORLUK, Antonio Negri, çeviren: Kemal Atakay, Otonom Yayıncılık, siyaset, 156 sayfa

‘Kurucu Bir Süreç Üzerine Düşünceler’ alt başlığını taşıyan ‘Avrupa ve İmparatorluk’, Avrupa’nın sınıf mücadelesi çerçevesinden kavranmadığı sürece anlaşılamayacağını savunuyor. Kitap, Antonio Negri’nin, Avrupa üzerine ya da Avrupa Birliği’nin çeşitli yönleri üzerine 1995’ten 2003 yılına kadar yazdığı yazıları bir araya getiriyor. Bu yazıların dışında, kitabın genel çerçevesine uyan ve yazarın daha yirmi yaşındayken, 1955 yılında kaleme aldığı “Mounier’nin Avrupa İnanç Bildirgesi” başlıklı bir yazısı da bulunuyor. Kitabın 2003 tarihli önsözünde Negri, her zaman Avrupacı ve inançlı bir federalist olduğunu belirterek, birleşmiş bir Avrupa’nın gerekli olduğunu ve Avrupa’nın sosyalist olmazsa birleşemeyeceğini söylüyor. Yazılar böylesi bir imkanı tartışıyor.

Jonathan Wolff ve Michael Rosen (der.) – Siyasal Düşünce (2006)

  • SİYASAL DÜŞÜNCE, derleyen: Michael Rosen ve Jonathan Wolff, çeviren: Sevda Çalışkan ve Hamit Çalışkan, Dost Kitabevi, siyaset, 550 sayfa

‘Siyasal Düşünce’, güncel siyaset yorumlarından çok, bu söylemin tarihini, oluşma aşamalarını inceleyen ve siyaset kuramı ile siyaset tarihine dahil edilebilecek nitelikli bir rehber çalışma. Siyaset toplumsal bir şebeke olduğu düşünüldüğünde, bu şebekenin arkeolojisini yapmak, politika dediğimiz “kurum”u anlamanın tek yolu. Kitabın derleyenleri Michael Rosen ve Jonathan Wolff’un yaptıkları da, bu kurumun arkelojisini yaparak daha bütünlüklü bir tanım sunmak. “İnsanın Doğası”, “Devletin Varlık Nedeni”, “Demokrasi ve Zorlukları”, “Ekonomik Adalet”, “Liberalizmin Alternatifleri”, “İlerleme ve Uygarlık” gibi bölümlerden oluşan kitap, siyaset kuramı hakkında derli toplu tanımlar ve kavramlar vermeyi amaç ediniyor.

Seyla Benhabib – Ötekilerin Hakları (2006)

  • ÖTEKİLERİN HAKLARI, Seyla Benhabib, çeviren: Berna Akkıyal, İletişim Yayınları, sosyoloji, 242 sayfa

‘Ötekilerin Hakları’, ‘Vatandaşlık’ kavramından hareketle bu kavrama dahil olmayan ya da edilmeyen yabancıları, göçmenleri, mültecileri, vatansızları ve vatandaşlıktan çıkarılanları anlatıyor. Seyla Benhabib, konukseverlik bağlamından yola çıkarak yerli yurtlu olmayı, yurtsuz kalmayı, vatandaşlığı, yabancı ya da göçmen olmayı tartışıyor. Bu tartışma çerçevesinde, imparatorluk sonrası dönemlerin keşiflerini, ulus-devlet sınırlarını ve geleceğe dair yeni bir yaşam biçimi için bu varolan ulus-devlet sınırlarının ne kadar mümkün olabileceğini ele alıyor. Bu aşamada, vatandaşlık çerçevesinin dışında kalanların, farklı inanç topluluklarının, yabancı sayıldıkları bir ülkede verili kimlikle nasıl çarpıştıklarını aktarmak çalışmanın başlıca amacı.

Yıldız Silier – Oburluk Çağı (2010)

  • OBURLUK ÇAĞI, Yıldız Silier, Yordam Kitap, felsefe, 192 sayfa

‘Özgürlük Yanılsaması’ kitabıyla beğeni toplayan Yıldız Silier’in ‘Oburluk Çağı’, felsefe ve politik-psikoloji denemelerinden oluşuyor. “Hayatın anlamı” ve “kendini kandırma” temalarını irdeleyerek kitabına başlayan Silier, hayatın anlamını, mutluluk kavramıyla özdeşleştirmenin sorunlarını ve çağın mutluluk fetişizmini eleştirel bir gözle değerlendiriyor. Annelik ideolojisiyle de hesaplaşan yazar, kadınların evcilleştirilmeleriyle nasıl güçlerini kaybettiklerini gözler önüne seriyor. Kitaba adını veren son bölümde ise çağın ruhuna odaklanılarak, sıkıntıdan kaçma çabalarının oburluğu körükleyişi ile kapitalizmin nesneleri ve özneleri hızla çöp haline getirişi ele alınıyor.