Jacques Rancière – Halk Ülkesine Kısa Yolculuklar (2022)

Jacques Rancière’den ütopyanın temelindeki dürtü üzerine derinlemesine bir tefekkür.

‘Halk Ülkesine Kısa Yolculuklar’, bizi imgeler ve bilgi, ütopya ve gerçeklik, edebiyat ve siyaset arasındaki ilişkiyi yeniden düşünmeye davet ediyor.

Rancière, geçmişten bu yana çeşitli deneyimler ve karşılaşmalardan hareketle, arşivlerde saklı belgeler ve yeniden yorumlanmayı bekleyen kâh edebi kâh sinematografik anlatılar ışığında, ütopyanın temelindeki dürtüyü, karşı konulmaz arzuyu mercek altına alıyor: halka, halkın ülkesine doğru yolculuk.

Burada halk sosyoekonomik bir kategori değil kesinlikle, otantik bir ütopya diyarında yaşayan muhayyel bir toplumsal gövde.

Diyar ise gerçekte hiçbir yerde var olmayan bir uzak ada değil örneğin.

Tam tersine hemen yanı başımızda duruyor; boğazın öbür yakasında, caddenin hemen ötesinde, her gün bindiğimiz metronun en son durağında…

Ziyaretçisine başka bir dünyanın, başka bir insanlığın görüntüsünün farklı yüzlerini sunuyor “halk ülkesi”, keşfe çıktığınız her bir coğrafyada.

Öte yandan Rancière, var olmayan değilse bile yolculuğa çıkan açısından varışı çoğu zaman olanaksız bir ülkeye değiniyor.

Wordsworth’un ‘Prelüd’ünden Büchner’in ‘Woyzeck’ine, Rilke’nin ‘Duino Ağıtları’ndan Rossellini’nin ‘Avrupa ‘51’ine, söktüğü her kurguda, eşelediği her ipucunda işte bu olanaksızlığın tarihsel ve felsefi köklerini sorgulayarak saptamalarda bulunuyor.

“Bir Çocuk Kendini Öldürüyor” başlıklı yazıda etraflıca ele aldığı Rossellini’nin başrolde Ingrid Bergman’ı izlediğimiz filmi, iki ayrı zamanda yaşanan iki farklı deneyimle Rancière’in siyasal ufkunu değiştirecek bir uyanışa işaret etmesi bakımından kişisel bir önem de taşıyor.

  • Künye: Jacques Rancière – Halk Ülkesine Kısa Yolculuklar, çeviren: Necmettin Kâmil Sevil, Sel Yayıncılık, felsefe, 150 sayfa, 2022

Fredric Jameson – Ütopya Denen Arzu (2009)

Fredric Jameson ‘Ütopya Denen Arzu’da, kapsamlı bir bakışla bilimkurguyu ve ütopyayı inceliyor.

Ütopya biçiminin kendisi, radikal farklılık üzerine, radikal ötekilik üzerine ve toplumsal bütünlüğün sistemsel doğası üzerine temsili bir düşünmedir. diyen Jameson, ütopyanın, kapitalizmin alternatiflerinin gerçekleşemez ve olanaksız olduğuna dair genel inanışa karşı durduğunu söylüyor.

Jameson, Thomas More’un ütopyaya adını veren ‘Ütopya’sından başlayarak, Philip K. Dick, Ursula K. Le Guin ve diğer önde gelen bilimkurgu yazarlarının eserlerinde bilimkurgu ve ütopyanın izini sürüyor ve bunun yanı sıra ütopya kavramının neden hâlâ vazgeçilmez olduğunu tartışıyor.

  • Künye: Fredric Jameson – Ütopya Denen Arzu, çeviren: Ferit Burak Aydar, Metis Yayınları, felsefe, 325 sayfa

Kolektif – Ütopya/Distopya: Tarihsel Olasılığın Koşulları (2017)

Ütopya da distopya da bugüne dair algılarımızın ve gelecekten beklentilerimizin ete kemiğe büründüğü metinler olmalarıyla büyük öneme haiz.

Bu kitapta bir araya getirilen makaleler ise, birer tasavvur olarak ütopya ve distopya tahayyüllerini tarihsel bir bakışla ve geniş bir yelpazede tartışıyor.

Kitapta,

  • Bir gelecek tasarrufu yöntemi olarak ütopya ve distopya,
  • yüzyıl Güney Afrika sınırında binyılcı hayal,
  • Hindistan’daki tarihi belgelerin ütopyacı ve gerçek yaşamları,
  • Rodezya’nın bağımsızlığı ve ırkın sömürgeci rejime son verilmesindeki yeri,
  • Tekno-ütopyacı düşlerin nitelikleri,
  • Kozmopolitlik, avangard ve Orta Avrupa’nın kaybedilmiş masumiyeti,
  • Gündelik ütopyacılık ve modernist şehircilikte sokak,
  • Ve Leningrad’ın komünist üniversitelerinde Mesihçi dönem gibi ilgi çekici konular ele alınıyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Fredric Jameson, Jennifer Wenzel, Dipesh Chakrabarty, Luise White, Timothy Mitchell, John Krige, Marci Shore, David Pinter, Igal Halfin ve Aditya Nigam.

  • Künye: Kolektif – Ütopya/Distopya: Tarihsel Olasılığın Koşulları, derleyen: Michael D. Gordin, Helen Tilley ve Gyan Prakash, çeviren: Esma Kartal, Cem Kayalıgil ve Ayşegül Turan, Koç Üniversitesi Yayınları, tarih, 316 sayfa, 2017

Thomas More – Ütopya (2014)

Ütopya kelimesinin isim babası Thomas More, ideal devleti simgeleyen bir yok-ülke olan Utopia’yı anlatıyor.

Eski denizci Raphael Hythlodaeus bizi, Ütopya ülkesinin yöneticiler, rahipler ve prenslerden oluşan ülkenin idari yapısına; ülkenin günde altı saat çalışan, tek örnek giyinen, hep birlikte üreten ve para kullanmayan bireylerine götürüyor.

  • Künye: Thomas More – Ütopya, çeviren: Çiğdem Dürüşken, Alfa Yayınları

Savinien Cyrano de Bergerac – Öteki Dünya: Ay Devletleri ve İmparatorlukları (2012)

  • ÖTEKİ DÜNYA: AY DEVLETLERİ VE İMPARATORLUKLARI, Savinien Cyrano de Bergerac, çeviren: Mustafa Demirkan, Yapı Kredi Yayınları, öykü, 106 sayfa

 

1655 yılında, bir hastalık sonucu hayata veda eden Savinien Cyrano de Bergerac, ‘Öteki Dünya’ adlı bu ütopik, felsefi öyküsü üzerinden dönemin toplum düzeniyle hesaplaşıyor. de Bergerac alaycı hikâyesinde, dönemin dinsel inançlarını, toplumun davranış biçimlerini eleştiriyor ve bunu da, Ay’da yaşayanların vardıkları yüksek düşünce ve teknik düzeyden örnekleri överek yapıyor. Kitap, de Bergerac’ın, dünyada kendisinden yüzyıllar sonra gerçekleşecek ekonomik ve tıbbi gelişmelere dair öngörüleriyle dikkat çekiyor. Ay’da konuşulan dillerin de tasvir edildiği çalışma, bu yönüyle dilbilimcilerin de ilgisini çekebilecek nitelikte.

Gabriel de Tarde – Geleceğin Tarihinden Alıntılar (2011)

Gabriel de Tarde, Türkçeye daha önce de çevrilen ‘Geleceğin Tarihinden Alıntılar’da, dünyanın yarınına dair bir ütopya ortaya koyuyor.

Tarde’nin tasarladığı bu tatlı dünyada, insandan başka bütün yaşam biçimleri ortadan kaldırılmış, insanların sürekli “sosyal tonik” alması sağlanarak yüksek bir mutluluk ve memnuniyet ortamı yaratılmıştır.

Yazar, biraz alay ederek, biraz onaylayarak, insan ilişkilerinin yeni bir biçimine işaret ediyor ve buradan bakarak günümüzün toplumsal ilişkilerini eleştiriyor.

Bilindiği gibi Tarde, sosyal-psikolojinin kurucusu olarak da anılıyor. Yazarın bu alandaki yetkinliği, denemelerinde de kendini hissettiriyor.

  • Künye: Gabriel de Tarde – Geleceğin Tarihinden Alıntılar, çeviren: Özcan Doğan, Say Yayınları, deneme, 112 sayfa

 

Charlotte Perkins Gilman – Kadınlar Ülkesi (2007)

Charlotte Perkins Gilman’ın ‘Kadınlar Ülkesi’, kadın bir yazar tarafından kaleme alınmış ve kadınsı bir ütopik dünyayı tasavvur eden bir kitap.

Burada, önemli bir tarih ve toplum eleştirmeni, feminist kuramın önemli bir isminin imzasını taşıyan ve ‘Feminist Ütopya’ olarak adlandırılacak bir tarz hakim.

1915 yılında yayımlanan ‘Kadınlar Ülkesi’, yazarın kaleme aldığı üç ütopik-romanın en yetkinlerinden kabul ediliyor.

Romanda, sadece kız çocuklarının doğmasını sağlayan “partenojen” doğumlar yoluyla, tamamıyla erkeksiz bir dünya tasavvur edilir ve erkek bakışı erkeğin gözünden verilir.

Hikâye ise, üç Amerikalı erkeğin, bütünüyle kadınlardan oluşan bir topluma ayak basınca ortaya çıkan çarpıcı durumda yaşadıkları üzerine kurulu.

  • Künye: Charlotte Perkins Gilman – Kadınlar Ülkesi, çeviren: Seher Özbay, Otonom Yayıncılık, ütopya, 236 sayfa