Alberto Manguel – Efsanevi Yaratıklar (2020)

 

Mitolojiden, dinler tarihinden, edebiyattan ve popüler kültürden efsanevi karakterler bizi neden böylesine büyüler?

Bu yaratıkların en belli başlı çekiciliklerinden biri, değişken kimlikleridir.

Kendi hikâyelerine kök salmış kurmaca karakterler, ait oldukları kitapların sayfaları içinde işgal ettikleri yer ne kadar küçük ya da büyük olursa olsun, oraya hapsedilemez.

Oradan çıkıp bize ulaşırlar.

İşte efsanevi yaratıklar, asıl bu nedenle bizi etkiler.

Alberto Manguel de yeni kitabında, tarihin en ünlü efsanevi yaratıklarının izini sürüyor.

Yazar burada, Dracula’dan Faust’a, Superman’dan Hsing-chen’e, Despot Banderas’tan Seyyid Hâmid Badincani’ye, Quasimodo’dan Casaubon’a ve Şeytan’dan Hippogriffon’a pek çok efsanevi karakterin dünyasına iniyor.

Bu karakterlerin aşk, ölüm ve intikam konusunda bize neler söyleyebilecekleri üzerine düşünen Manguel, hem kendi kişisel hikâyesinde bu karakterlerin nasıl iz bıraktığını hem de bunların bir yazar olarak yazma sürecinde kendisine nasıl ilham verdiklerini anlatıyor.

Kitap, yazarın kendisine ait çizimlerle de zenginleşmiş.

  • Künye: Alberto Manguel – Efsanevi Yaratıklar: Dracula, Alice, Superman ve Öteki Edebi Dostlarımız, çeviren: Lâle Akalın, Yapı Kredi Yayınları, deneme, 192 sayfa, 2020

Metin Atamer – Memleketim Üzerine (2010)

Metin Atamer, bilindiği gibi Türkiye’de yenilenebilir enerjinin yılmaz savunucularından biri.

Atamer, daha önce yayımlanan ‘Hem Nalına Hem Mıhına’ başlıklı eserinde, bu konudaki deneyimlerini ve görüşlerini okurlarıyla paylaşmıştı.

‘Memleketim Üzerine’ başlıklı kitap ise, Atamer’in söz konusu çalışmasının devamı niteliğinde.

Yazar burada, Türkiye mozaiğinin kendine has yönlerini, eleştirel ve eğlenceli bir üslupla kaleme getiriyor.

Atamer, yenilenebilir enerji konusundaki mücadelelerinin verdiği deneyimle, Türkiye’de ilkleri yapmanın zorluklarını, pek çok kimseyi karşısına almak zorunda kalışını ve önüne çıkarılan akla hayale gelmeyecek engelleri anlatıyor.

  • Künye: Metin Atamer – Memleketim Üzerine, Yeni İnsan Yayınevi, deneme, 154 sayfa

Matt Haig – Nevrotik Bir Gezegenden Notlar (2019)

Modern dünyadaki yaşama tarzımız, hissetme şeklimizi nasıl yozlaştırıyor?

‘Yaşama Tutunmak İçin Nedenler’ kitabıyla bildiğimiz Matt Haig, şimdi de “Çılgın bir dünyada çıldırmadan nasıl yaşarız?” gibi hayati bir sorunun yanıtını aradığı bu kitabıyla karşımızda.

‘Nevrotik Bir Gezegenden Notlar’, bizi, sahip olduğumuzdan daha fazlasını isteten, işi eğlenceden üstün tutturan, kendimize dair en kötü şeyleri insanların en iyi yönleriyle kıyaslatan ve sürekli bir şeylerden yoksunmuşuz gibi hissettiren nedenlerin neler olduğu üstüne düşünmeye davet ediyor.

Haberlerden sosyal medyaya, iş ortamından bağımlılıklara çevremizi kuşatmış dış etkenlerin “nasıl hissettiğimiz” üstündeki etkisini çarpıcı örnekler eşliğinde gösteren Haig, dijital çağın törelerini sorguluyor ve bizi biraz daha serinkanlı olmaya, olan bitene daha geniş bir çerçeveden bakmaya çağırıyor.

Kendisi de uzun yıllar anksiyete ve panik atakla mücadele etmiş Haig, bu karmaşık çağda kendimizi mutlu, bütün ve insan hissedebilmek için neler yapabileceğimizi irdeliyor.

  • Künye: Matt Haig – Nevrotik Bir Gezegenden Notlar, çeviren: Kıvanç Güney, Domingo Kitap, deneme, 320 sayfa, 2019

Tama Janowitz – Alan Kodu 212 (2010)

Hatırlanacağı gibi ‘New York Köleleri’, genç kuşak Amerikan kalemlerinden Tama Janowitz’in daha önce yayımlanmış romanlarından biriydi.

Janowitz’in yalnızca New York’luları değil, dünyadaki bütün büyük kent insanlarını ilgilendirecek tanıdık ve ilginç ayrıntıları işlediği söz konusu romanı, James Ivory tarafından filme de alınmıştı.

Elimizdeki ‘Alan Kodu 212’ başlıklı eser ise, daha çok romanlarıyla bilinen Janowitz’in denemelerini bir araya getiriyor.

Janowitz burada da, yaşadığı New York’u anlatmaya devam ediyor.

Andy Warhol, New York’un gün ve gecelerinden trajikomik yaşanmışlıklar, kendine has tarzıyla Manhattan ve eğlencelerinden, zevklerinden taviz vermeyen sosyete dünyası, denemelerde karşımıza çıkan konulardan birkaçı.

Yazar, New York’un şık ve sanatsal mekânları kadar, şehrin zorlu ve tehlikelerle dolu yönlerini de kaleme getiriyor.

  • Künye: Tama Janowitz – Alan Kodu 212, çeviren: Ünver Alibey, Everest Yayınları, deneme, 410 sayfa

Nurdoğan K. Gülen – Şuppiluliuma (2010)

Nurdoğan K. Gülen’in tarihi denemelerini bir araya getiren ‘Şuppiluliuma’, Hititlerin ünlü kralının izini sürerek, okurunu tarih içinde bir yolculuğa çıkarıyor.

Tarihi bir karakter üzerinden insan doğasını irdeleyen yazar, Şuppiluliuma’nın Anadolu’da verdiği savaşı, Anadolu ve Ortadoğu’da savaşlarla yol almaya çalışan medeniyetleri, kraliçe ve prenses evliliklerini, Mısır’da tek tanrılı dinin ortaya çıkışını, saraylardaki entrikaları ve köleleştirilen halkları anlatıyor.

Tarih yazmak yerine, Anadolu’nun en eski dönemlerinden birine insanın doğasını merkeze alarak yaklaşmayı tercih eden Gülen’in çalışması, tarihi kaynakları yorumlayarak, dönemin sosyal dokusunun ve insan düşüncesinin izini sürüyor.

  • Künye: Nurdoğan K. Gülen – Şuppiluliuma, Alfa Yayınları, deneme, 349 sayfa

Adil İzci – Evler Sokaklar Kitabı (2010)

Daha önce yazdığı ‘Ağaçlar Kitabı’ da beğeniyle karşılanan Adil İzci, 2004-2007 arasında kaleme aldığı denemelerinden oluşan ‘Evler Sokaklar Kitabı’nda da, evlerin ve sokakların kendisinde bıraktığı duygulara odaklanıyor.

İlk evler, ilk sokaklar, yeni evler, baba evi, bağ evleri, kuş evleri, yaz evleri, güz evleri ve kış evleri ile buralarda bulunmuş anne-baba, kardeşler, yakınlar, âşıklar, arkadaşlar ve komşular, bu denemelerde ele alınan konulardan birkaçı.

Yazar, çocukluğundan itibaren yaşadığı, çoğunun yerinde yellerin estiği evleri ve sokakları anlatırken, aynı zamanda okurları da içinde bulundukları çevre üzerine düşünmeye ve yoğunlaşmaya davet ediyor.

  • Künye: Adil İzci – Evler Sokaklar Kitabı, Yitik Ülke Yayınları, deneme, 168 sayfa

Mıgırdiç Margosyan – Zurna (2009)

Mıgırdiç Margosyan, ‘Gâvur Mahallesi’, ‘Söyle Margos Nerelisen?’, ‘Biletimiz İstanbul’a Kesildi’ ve ‘Tespih Taneleri’ isimli eserleriyle Türkiye’nin sevilen yazarlarından.

‘Zurna’ isimli elimizdeki eser ise, Margosyan’ın 1996-1999 yılları arasında Agos gazetesinde yayımlanan makalelerinden yapılmış bir seçki.

Margosyan, hiciv yönü ağır basan yazılarında, bir Ermeni olarak tanık olduklarını okurlarıyla paylaşıyor.

Çocukluğunun geçtiği Diyarbakır; Diyarbakır Surp Giragos Kilisesi’nin yıkık harabeleri arasına sığınmış Lüsye Baco’nun trajik hayatı; Türkiye’deki gayrimüslimlerin maruz kaldığı baskılar; anadilin önemi ve vazgeçilmezliği; Erzurum Yakutiye beldesindeki tarihi Ermeni kilisenin camiye çevrilmesi; vakıf malları konusunda yaşanan sıkıntılar ve Türkçeyle ilgili birçok çalışma yapmış A. Dilaçar, ya da gerçek adıyla Agop Martanyan, Margosyan’ın yazılarında işlenen konulardan birkaçı.

  • Künye: Mıgırdiç Margosyan – Zurna, Aras Yayıncılık, deneme, 231 sayfa

Süleyman Bulut – Nüktedan (2015)

Yahya Kemal, Ahmet Rasim ve Süleyman Nazif…

Yaşadıkları dönemde, her biri kendi alanında usta olmuş üç önemli isim.

Bu kitap, bu üç ismi alışıldık olmayan yönleriyle; yani şakaları, yergileri ve hazırcevaplıklarıyla karşımıza çıkarıyor.

Okurken keyif alacağımız bu nükteler, dönemin edebiyat dünyasının bir panoramasını sunduğu kadar, bugüne dair de pek çok şey söylüyor.

  • Künye: Süleyman Bulut – Nüktedan, Can Yayınları, deneme, 200 sayfa, 2015

Münir Göle – Yol Durumu (2009)

‘Yol Durumu’, Münir Göle’nin dünyanın çeşitli yörelerine yaptığı seyahatlere dair denemelerinden oluşuyor.

Denemeler, okuru bir yandan farklı coğrafyalara, farklı tarihlere götürürken, aynı zamanda onun iç dünyasına da sesleniyor.

Yolcunun, gittiği yerlere kendini götürdüğünü söyleyen Göle, böylece onun, korkularıyla yüzleşebildiğini, varlığının keyfine vardığını ve hayal ettiği şekilde yaratabildiğini söylüyor.

Felsefi vurgularıyla da dikkat çeken denemeler, farklı coğrafyalara uzanan gezilere dair izlenimler kadar, insanın varoluşsal deneyimlerini de barındırıyor.

Anlatımın edebiyat, tarih ve sanatla harmanlandığı ‘Yol Durumu’, Göle’nin çektiği fotoğraflar da zenginleştirilmiş.

  • Künye: Münir Göle – Yol Durumu, Yapı Kredi Yayınları, deneme, 119 sayfa

Artun Ünsal – Bezgin Martı ve Çılgın Kelebek (2009)

‘Bezgin Martı ve Çılgın Kelebek’, Prof. Dr. Artun Ünsal’ın gazete ve dergi yazılarını okurlara sunuyor.

Yaşama dair ayrıntılar, İstanbul’dan insan manzaraları, Türkiye insanı, yemek kültürü, portreler ve Türkiye’nin muhtelif mekânlarına dair izlenimler, buradaki yazıların çerçevesini oluşturuyor.

“Türkiye son yıllarda çok değişti. Ne var ki kimi gözlem ve izlenimlerimin bugün de bir ölçüde geçerli olduğunu sanıyorum. Çünkü her toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da alışkanlık ve davranışlar moda deyimiyle ezberler kolay değişmiyor. Gene de gelecek konusunda iyimserliğimi hiç yitirmedim.” diyen Ünsal, okuru, Türkiye’de nelerin değişip, nelerin aynı kaldığını gözlemlemeye davet ediyor.

  • Künye: Artun Ünsal – Bezgin Martı ve Çılgın Kelebek, Yapı Kredi Yayınları, deneme, 317 sayfa