Avni Alan (ed.) – Churches In Turkey (2007)

  • CHURCHES IN TURKEY, editör: Avni Alan, AS Book, mimari, 400 sayfa

 

Avni Alan’ın editörlüğünü yaptığı ve İngilizce yayımlanan ‘Churches in Turkey’, Türkiye’nin muhtelif bölgelerinde bulunan kiliselere yer veriyor. Metnini Hakan Alan’ın kaleme aldığı ve fotoğrafları Erdal Yazıcı imzalı kitap, tarihte önemli dinlere ev sahipliği yapan Türkiye’nin sahip olduğu, fakat sıklıkla ihmal edilen dini zenginliğini ortaya koyuyor. Kaliteli baskısı, metin-fotoğraf bütünlüğüyle dikkat çeken kitap, Türkiye’nin Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz gibi yedi bölgesindeki kiliselere yer veriyor. ‘Church in Turkey’, bir gezi kitabı olduğu kadar, Türkiye’deki kiliselere dair bir rehber kitap özelliği de taşıyor. Kitap hakkında, 0212. 5133990 nolu telefondan bilgi alınabilir.

Julian Baldick – Hayvan ve Şaman (2011)

  • HAYVAN VE ŞAMAN, Julian Baldick, çeviren: Nevin Şahin, Hil Yayın, sosyoloji, 234 sayfa

Daha önce Türkçede yayınlanan ‘Mistik ve İslam’ adlı kitabıyla hatırlanacak Julian Baldick, elimizdeki çalışması ‘Hayvan ve Şaman’da da, Orta Asya’nın yerel dinlerinin karşılaştırmalı bir incelemesini sunuyor. İskitler, Hunlar, Türkler, Moğollar, Tunguzlar, Mançular, Finler ve Macarlar gibi, Orta Asya’da yaşamış ya da oradan göçen çeşitli kavimlerin ortak bir mirasa sahip olduğu, Baldick’in burada savunduğu başlıca görüş. Söz konusu ortak mirası, “İç Avrasyalı” olarak tanımlayan Baldick, bu mirasın mitlerde, ritüellerde ve efsanelerdeki izini sürüyor. Üçüncü bölümün Türklere ayrıldığı çalışmada, M. Ö. 6. yüzyıldan günümüze yapılmış Türki dinler konulu araştırmaların bulguları ele alınıyor. Göktürkler ve Göktürklerin halefleri Uygurlar ile Kırgızlar, Baldick’in bu anlamda incelediği Türk devletlerinden birkaçı.

İlhan Kaya – Müslüman Amerikalılar (2007)

  • MÜSLÜMAN AMERİKALILAR, İlhan Kaya, Dipnot Kitabevi, sosyoloji, 160 sayfa

‘Müslüman Amerikalılar’, Müslümanların ABD’ye göçlerine ve ABD’deki sosyo-ekonomik durumlarına odaklanan bir çalışma. Uzun yıllar Amerika’da kalmış Kaya’nın çalışması, göçmen ve yerli Müslüman Amerikalılar hakkında bazı veriler sunmasının yanında, asıl olarak, mekan, kimlik, temsil, oryantalizm, göç ve entegrasyon gibi konularda bazı teorik yaklaşımlar sunmasıyla ilgi çekiyor. 11 Eylül saldırılarıyla medya ve akademik çevrelerin gündeminde ağırlıklı yer işgal etmeye başlayan Amerikalı Müslümanlar, Kaya’nın bu kitabında göç, kimlik ve entegrasyon gibi ayrıntılar paralelinde ele alınıyor. Kitap, Müslüman Amerikalılarla ilgili olarak yayımlanmış ilk Türkçe eser özelliğine sahip.

Fuad Zekeriya – Çağdaş İslamcı Harekette Hakikat ve Hayal (2007)

  • ÇAĞDAŞ İSLAMCI HAREKETTE HAKİKAT VE HAYAL, Fuad Zekeriya, çeviren: Sinan Köseoğlu, Kapı Yayınları, inceleme, 244 sayfa

Fuad Zekeriya tanınmış bir Mısırlı filozof ve Arap entelektüeli. Zekeriya’nın bu kitabı, Arap ve Müslüman dünyasında İslamcılığın entelektüel, sosyal ve siyasal temelleri ve günümüzdeki tezahürleri üzerine eleştirel bakış açısıyla kaleme alınmış. Üç bölümden oluşan kitabın ilgi çekici yanlarından biri de, sadece İslamcılığa değil, dinsel aşırılıkları körükleyen siyasal ve iktisadi koşullara da odaklanılıyor. Kitap, 11 Eylül saldırısından sonra tartışmaya açılan militan İslamcı hareketlerin dini ve siyasal yapılarını araştırmayı amaçlıyor.

Cicero – Tanrıların Doğası (2007)

  • TANRILARIN DOĞASI, Cicero, çeviren: F. Gül Özaktürk ve Fafo Telatar, Dost Kitabevi, felsefe, 172 sayfa

Marcus Tillius Cicero’nun ‘Tanrıların Doğası’, Eskiçağ’daki belli başlı üç felsefe akımını, Epikuros, Stoa ve Academeia’yı izleyen filozofların din ve tanrı konusundaki görüşlerini anlatan önemli bir yapıt. Cicero, bilindiği gibi, söz ustalığının, güzel konuşma sanatının öncü isimlerinden biri. Cicero bu ustalığıyla, bu konudaki görüşleri ayrıntılı ve anlaşılır biçimde ortaya koyuyor. Ayrıca bu akımların birbirlerine yönelttikleri eleştirileri de felsefenin karşılıklı tartışma yolunu kullanarak aktarıyor. Özellikle, felsefesinin kuşkucu özelliğinden kaynaklı olarak, tartıştığı konuların sonucunu açık bırakmış, kararı okuyucuya bırakmıştır. Kitap, Eskiçağ’daki din ve tanrı kavramı hakkında bilgi sahibi olmak isteyen okuyuculara hitap ediyor. Kitap, Cumhuriyet zamanında başlanan Latin klasikleri çevirisine bir katkı olarak düşünülebilir.

Nedim Şener – Ergenekon Belgelerinde Fethullah Gülen ve Cemaat (2010)

  • ERGENEKON BELGELERİNDE FETHULLAH GÜLEN VE CEMAAT, Nedim Şener, Destek Yayınları, siyaset, 290 sayfa

Nedim Şener, ilk baskısı 2009’da yapılan ‘Ergenekon Belgelerinde Fethullah Gülen ve Cemaat’te, Ergenekon sandığından çıkan Gülen külliyatını inceliyor. Buradaki belgeler ise, Ergenekon davasının ekleri arasında bulunan MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü, Mülkiye Teftiş Kurulu raporları ve Genelkurmay Başkanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı’nın resmi raporları gibi önemli dokümanlar. Cemaatin, insanları korkutan gücünün ilk hukuki testinin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in tutuklanması ile sonuçlanan soruşturma olduğunu savunan Şener, şeffaflık taleplerine kayıtsız kalan cemaatin işleyişini resmi belgelere dayanarak anlatıyor.

Cihan Tuğal – Pasif Devrim (2010)

  • PASİF DEVRİM, Cihan Tuğal, Koç Üniversitesi Yayınları, siyaset, 330 sayfa

Cihan Tuğal ‘Pasif Devrim’de, Gramsci’nin “pasif devrim” kavramından hareketle, 1990’larda İstanbul’daki İslamcı değişim sürecinin başını çeken Sultanbeyli ilçesini merkeze alarak Türkiye’de İslami aktivistlerin örgütlenmelerini, 28 Şubat sürecinde içine kapanmalarını ve AKP iktidarı tarafından düzene dahil edilmelerini kapsamlı bir gözle irdeliyor. Yalnızca sisteme karşı direnen dini muhalefetle sınırlı olmayan çalışma, aynı zamanda, hâkim düzene yönelik radikal saldırıların nasıl ortaya çıktığına, eylemcilerin bu saldırıları örgütlerken yaşadıkları dönüşümlere ve karşı çıkışlara rağmen sistemin nasıl ayakta kaldığına da odaklanıyor.

Ehsan Masood – İslam ve Bilim (2010)

  • İSLAM VE BİLİM, Ehsan Masood, çeviren: Şafak Timur, Picus Yayınları, tarih, 192 sayfa

Bilim politikaları alanında dersler veren Ehsan Masood ‘İslam ve Bilim’de, 8. ve 16.yüzyıllar arasında, İslam imparatorlukları devrinde gerçekleşmiş bilimsel devrimleri anlatıyor. Söz konusu dönemlerde, bilim ve İslamın birbirine çok daha yakın olduğunu söyleyen Masood, İslam biliminin gelişimini, dönemin siyasî ve dini koşullarının, bu şartlarda ortaya çıkmış bilim adamlarının, mühendislerin ve hâmilerinin öyküleriyle de harmanlayarak veriyor. Hz. Muhammed’in sözlerinin rasyonel sorgulamayı teşvik edici olduğunu savunan Masood, kitabında ağırlıklı olarak İslam’ın özünde bilime karşı olduğu savının yanlış olduğunu kanıtlamaya koyuluyor.

Graham E. Fuller – İslamsız Dünya (2010)

  • İSLAMSIZ DÜNYA, Graham E. Fuller, çeviren: Hasan Kaya, Profil Yayıncılık, siyaset, 350 sayfa

Graham E. Fuller ‘İslamsız Dünya’da, Batı tarafından öcü ve suçlu ilan edilen İslam’ın olmadığı bir dünyanın nasıl olabileceğini araştırıyor. Doğu-Batı ilişkilerinin İslam dışında da, çok sayıda çatışma potansiyeli barındırdığını iddia eden Fuller, İslamsız bir dünyada, Ortadoğu’da veya Batı’nın Doğu’ya bakışında bugünkü manzaradan pek farklı bir şeyle karşılaşmayacağımızı savunuyor. Fuller’e göre, İslam bir yana, ekonomik çıkarlar, jeopolitik çıkarlar, imparatorluklar arasında yaşanan güç savaşları, etnik çekişmeler ve milliyetçi dalgalar gibi, Doğu-Batı ilişkilerinin evrimini sıkı biçimde etkilemiş olan çok sayıda etmen bulunuyor.

Hasan Baran – Hidayet Çağı (2006)

  • HİDAYET ÇAĞI, Hasan Baran, Gri Yayın, din, 316 sayfa

Hidayet Çağı ya da diğer adıyla ahir zaman, İslamiyet tarihinde Mehdi’nin vazifeli olduğu dönemin adı. Mehdi, Hz. Muhammed’in kendi ailesinden olup, ahir zamanda geleceğini müjdelediği ‘Mübarek Zat’a Allah’ın verdiği isim. Bu inanışa göre, Mehdi, hidayetin unutulduğu dönemde yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolmuş iken, yeryüzünü yeniden hidayet ve adalet ile dolduracaktır. Devrin imamı olması hasebiyle Araplara ve Arap olmayan herkese hükmedecek, onun devrinde Hz. İsa Deccal’i öldürecektir. Baran çalışmasında, hidayet çağı inanışının ve inanışın baş aktörü Mehdi’nin izini sürüyor; onun Kuran, ayet ve hadisler gibi, İslamiyet’in başlıca kaynaklarındaki anlatımlarının izini sürüyor.