Joseph Campbell – Yaşanılası Mitler (2024)

Düzgün işleyen bir mitoloji nedir ve işlevleri nelerdir?

Mitleri modern kaygımızı hafifletmek için kullanabilir miyiz yoksa kaygıyı beslemeye yardımcı olurlar mı?

Joseph Campbell, ‘Yaşanılası Mitler’de, günlük hayatımızı etkileyen evrensel mitlerin kalıcı gücünü araştırıyor ve ilkel geçmişten bugüne kadar mit oluşturma sürecini inceliyor, her zaman tüm mitolojinin kaynağı olan yaratıcı hayal gücüne geri dönüyor.

Campbell, Dünya’yı bölen sınırların paramparça olduğunu; mitlerin ve dinlerin her zaman belirli temel arketipleri izlediğini ve artık tek bir halka, bölgeye veya dine özgü olmadığını vurguluyor.

Ortak paydalarını nasıl tanımamız ve bu bilginin her yerde insan potansiyelini gerçekleştirmede kullanılmasına nasıl izin vermemiz gerektiğini gösteriyor.

Kitaptan bir alıntı:

“(…) Bizim mitolojimiz, hem içeride hem dışarıda olan sonsuz uzay ve ışığa ait olmalı. Gece kelebekleri gibi, onun çekici büyüsüne kapılmışız, dışarıya, Ay’a doğru uçuyoruz ve aynı zamanda da içeri doğru uçuyoruz. Bizim kendi gezegenimizde bütün ayırt edici ufuklar dağıldı. Artık sevgimizi eve ait kılarak başkasına saldırganlık besleyemeyiz; çünkü bu ‘Uzaygemisi Dünya’da artık, başka bir yer yok ve başkalarından veya başka bir yerden söz edip bunları öğreten bir mitoloji bu zamanın gereklerini karşılayamaz.

Baştaki sorumuza geri dönelim: yeni mitoloji nedir – veya ne olmalı?

Eski, sonsuz, ebedi, ‘öznel anlamıyla’ ne anımsanan bir geçmiş ne de tasarlanan bir geleceğe ait olmadan şiirsel olarak yenilenen ve insan soyu yaşadıkça hep böyle kalacak olan mitoloji, şimdi, ‘halkların’ dalkavukluğunun değil, kendini bilen insanların, bu güzel gezegende kendilerine bir yer edinmek için kavga eden egoların değil, eşit biçimde Başıboş Zihnin merkezi olan, ufuk olmadan her biri kendi yolunda hep birlikte uyananların mitolojisi olacak.”

  • Künye: Joseph Campbell – Yaşanılası Mitler, çeviren: Kudret Emiroğlu, Islık Yayınları, mitoloji, 368 sayfa, 2024

Kolektif – Şekâvet, Hıyânet, İsyan (2023)

‘Şekâvet, Hıyânet, İsyan’da 19. yüzyıl Osmanlısı’ndan Cumhuriyet’e uzanan dönemde, genel olarak eşkıyalık olarak adlandırılan, kaçakçılık ve isyan hareketlerini de içeren pratikler ve söylemler ele alınıyor.

Yalçın Çakmak ve Ahmet Özcan’ın derledikleri kitapta, devletin ve karşı direnç merkezlerinin nasıl konumlandıklarına ışık tutuluyor.

Balkanlar’da, Anadolu, Kürdistan ve Arap vilayetlerinde tırmanan şiddeti denetim altına almak adına yapılan ıslahatlardan ve eşkıyalığın farklı alanlardaki görüngülerinden hareket ederek, devlet söylemi ve pratiklerinde, toplumsal yaşamda, edebiyatta, sinemada ve folklorda eşkıyalığın tezahürleri inceleniyor.

Alişar Akpınar, Toygun Altıntaş, Suavi Aydın, Salih Başkutlu, Mustafa Batman, Ercan Çağlayan, Yalçın Çakmak, Özgür Çataltepe, Erdal Çiftçi, Cevat Dargın, Kudret Emiroğlu, Serdar Erkan, Mehmet Ertan, Fatih Gencer, İlker Kiremit, Ümit Kurt, Orhan Örs, Ahmet Özcan, Mehmet Yıldırım, Abdulazim Şimşek, Serhat Aras Tuna, Murat Yağcı ve Eren Yıldırım’ın makaleleri eşkıyalık olgusu ve anlatılarını farklı açılardan ele alıp, zengin ve derinlikli bir analiz sunuyorlar.

Kitaptan bir alıntı:

“[Osmanlı mantığı içinde] yönetimdeki temel sorunlardan biri, vergi, yağma ve haraç düzeninin (…) mülkiyet haklarıyla ilişkili olarak hukuk ve siyaset ile beraber ideoloji ve söylem açılarından tanımlanıp ayırt edilmesi konusunda yöneticilerin gönülsüz olmasıdır. Bu işleyiş, modern hukukun en temel ilkeleri olan, kişiye, zamana, mekâna göre değişmemesi gereken kanun uygulamalarını Cumhuriyet döneminde de mahkûm etmiş ve sürekli yenilenen klik/kadrolar, defaten yeni olduğunu iddia ettikleri uygulamalarla ‘eşkıyalık yapmış’, bu nedenle de yönetilenlerden eşkıyalıklar yaratmışlardır.”

  • Künye: Kolektif – Şekâvet, Hıyânet, İsyan: Geç Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Eşkıyalık, derleyen: Yalçın Çakmak ve Ahmet Özcan, İletişim Yayınları, inceleme, 432 sayfa, 2023

Charles Tilly – Zor, Sermaye ve Avrupa Devletlerinin Oluşumu (2020)

Merkezi iktidarın, devlet kurumlarının ve orduların tarihi, sermaye ve kapitalizmin örgütlenişi ve gelişiminden bağımsız değildir.

Charles Tilly de, şimdi ikinci baskısını yapan elimizdeki çalışmasında bu ilişkiyi, bin yıllık Avrupa tarihinin geçirdiği evreleri merkeze alarak inceliyor.

Kitabına, dünya tarihinde şehirler ve devletlerin oluşumunu irdeleyerek başlayan Tilly, devamında da,

  • Avrupa şehirleri ve devletlerinin oluşumunu,
  • Devletlerin savaşı biçimlendirmesini,
  • Devletlerin zoru denetlemesinin dinamiklerini,
  • Devletlerin yurttaşlarla ilişkisinin gelişimini,
  • Fransız Devrimi’yle birlikte dolaylı yönetimden doğrudan yönetime geçişi,
  • Ulusal devletlerin soyağacını,
  • Ve Avrupa devletler sisteminin oluşumunu ayrıntılı bir perspektifle açıklıyor.

Bütün kapsamı ve derinliğiyle modern Avrupa’nın ortaya çıkışını anlatan çalışma, bir yandan da dünya sistemi, savaş ve üçüncü dünya devletlerindeki askeri darbeler gibi, daha geniş ölçekli olgulara da ışık tutuyor.

  • Künye: Charles Tilly – Zor, Sermaye ve Avrupa Devletlerinin Oluşumu, çeviren: Kudret Emiroğlu, İmge Kitabevi, tarih, 445 sayfa, 2020

Derviş Kaptanzâde Ali Necati – İttihad’ın İç Yüzü (2010)

Derviş Kaptanzâde Ali Necati, büyük yolsuzlukların döndüğü Evkaf Nazırlığı’nda iyileştirmeler yapması amacıyla Muhasebe Müdürlüğü’ne atanır.

Ali Necati, burada farkına vardığı yolsuzlukları gerekli mercilere iletmek için mücadeleye girişecek ve bunun ertesinde baskılara uğrayacak, tutuklanacak, yolsuzluk, hakaret ve mürtecilikle suçlanarak sivil ve askeri mahkemelerde yargılanacaktır.

İşte Ali Necati’nin 1912 yılında, İttihatçılar iktidardan düştükten sonra Trabzon’da bastırdığı ‘İttihad’ın İç Yüzü’nde, bir bürokratın yolsuzluklara karşı mücadelesinin, kendi kişisel hürriyetini koruma çabasına dönüşümünün hikâyesini anlatıyor.

  • Künye: Derviş Kaptanzâde Ali Necati – İttihad’ın İç Yüzü, hazırlayan: Kudret Emiroğlu, Heyamola Yayınları, tarih, 272 sayfa

Ronald Grigor Suny – Bakü Komünü (2019)

Batı ülkelerinde Ekim Devrimi’nin tarihi yazımı, olayları neredeyse tamamen Petrograd ve Moskova ekseninde ele alarak 1917-1918’deki geniş tabloyu görmezden gelir.

Oysa Bakü örneğine bakıldığında, bazı merkezlerde devrimin izlediği yol Petrograd’da yaşanılandan oldukça farklı bir çizgide gelişmişti.

İşte Ronald Grigory Suny’nin bizde yeniden basılan, ilk kez 1972’de yayımlanmış elimizdeki çalışması, Rus İmparatorluğu’nun Hazar limanı, petrol başkenti Bakü’de devrimin ilk bir buçuk yılına yakından bir göz atarak bu dengesizliği gidermesiyle büyük önem arz ediyor.

Bilindiği gibi, Rus, Müslüman, Ermeni gibi farklı etnik gruplardan emekçilerin bir arada yaşadığı kozmopolit bir petrol ve işçi kenti olan Bakü’de Bolşevik önder Isdepan Şahumyan önderliğinde, Paris Komünü’nden esinlenerek ilan edilen bir Komün kurulmuştu.

Suny’nin de gözler önüne serdiği gibi, Bakü’nün kendine özgü durumu, sınıf ve ulus savaşımının birlikte yaşanması, daha iyi bilinen merkezi Rusya’ya dayandırılan genellemelerin doğrulanması için çok yararlı bir kaynak oluşturuyor.

Suny’nin çalışması, Bakü Komünü’nün devrim tarihi içinde nasıl çok hayati bir durak olduğunu ortaya koyduğu gibi, bu deneyimi enine boyuna izleyerek Sovyet Devrimi’nin bütünlüğüne katkıda bulunuyor.

Kitap, Bakü Komünü’nün hangi çelişkilerle malul olduğunu, kentteki işçi hareketinin kendine has karakterinin ne olduğunu ve kentin nasıl olup da işçi hareketi için önemli bir merkez haline dönüştüğünü ve Komün’ün başarılarını ve karşılaştığı sorunları kapsamlı bir şekilde izliyor.

  • Künye: Ronald Grigor Suny – Bakü Komünü, çeviren: Kudret Emiroğlu, Aras Yayıncılık, tarih, 368 sayfa, 2019

Kudret Emiroğlu – Kısa Osmanlı-Türkiye Tarihi (2015)

Osmanlı’dan bu yana Türkiye tarihinin çerçevesini oluşturmuş Padişahlık Kültürü’nün eleştirel bir okuması.

Osmanlı modernizminin sınıf siyasetiyle ilişkisi, yönetici zümrenin iktisadi temeli, devlet-halk ilişkisinin biçimlenişi, Osmanlı ve Cumhuriyet bürokrasisinin devamlılığı, Kudret Emiroğlu’nun enine boyuna tartıştığı kimi konular.

Emiroğlu’nun çalışmasını nemli kılan bir başka husus da, tarihe tepeden değil, aşağıdan, yani ezilenlerin çerçevesinden bakması.

  • Künye: Kudret Emiroğlu – Kısa Osmanlı-Türkiye Tarihi, İletişim Yayınları

Kudret Emiroğlu, A. Cemal Saydam ve Nihal K. Çevik – Hamsi: Kurban O Göze (2008)

Üç yazarlı eldeki kitap, Türkiye’nin en meşhur balıklarından Hamsi’yi, deniz, tarih ve mutfak kültürü yönleriyle değerlendiriyor.

Doğu Karadeniz kültürünün üretim, mutfak, halk edebiyatı gibi birçok öğesinde hamsinin tuttuğu yerin ne denli önemli olduğu bilinir.

Bölgenin, Türkiye’nin toplam balık ve hamsi üretiminde tuttuğu yer düşünüldüğünde, bu durum anlaşılabilir.

Bu kitap ise, hamsinin bölgede sahip olduğu ağırlığı irdelerken, aynı zamanda balığın tarihteki izini de sürüyor.

Kitapta ayrıca, hamsinin başat eleman olduğu lezzetli yemek tarifleri de yer alıyor.

  • Künye: Kudret Emiroğlu, A. Cemal Saydam ve Nihal K. Çevik – Hamsi: Kurban O Göze, Heyamola Yayınları, yemek kültürü, 198 sayfa

Kolektif – Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti: Paris Merkezi Yazışmaları Kopya Defterleri, 1906-1908 (2017)

İttihatçıların iktidar olmadan önceki tarihine ışık tutan 570 parti içi yazışmayı bir araya getiren bu kitap, önemli bir tarihi belge.

Ağırlıklı olarak Doktor Bahattin Şakir ve Doktor Nazım’ın Paris’ten, Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti adına gönderdikleri ve 1906 Mart’ından 1908 Mart’ına uzanan bir süreci kapsayan resmi yazıları, partinin örgütlenme çalışmalarını, belli başlı tartışma konularını ve zihniyet yapısını ortaya koyuyor.

Alan için çalışanlar açısından altın değerinde bir kaynak.

  • Künye: Kolektif – Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti: Paris Merkezi Yazışmaları Kopya Defterleri, 1906 1908 (2017), sunuş ve çevrimyazı: Çiğdem Önal Emiroğlu ve Kudret Emiroğlu, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, tarih, 568 sayfa

Donna Rosenberg – Dünya Mitolojisi (2017)

Dünyanın her tarafından edebi değerlerini koruyan söylenceleri bir araya getiren ‘Dünya Mitolojisi’, Türkçedeki ilk baskısını bundan neredeyse yirmi yıl önce yapmıştı. Şimdi 5. baskısına ulaşan, 906 sayfalık bu dev yapıt, aradan geçen zaman içinde konuya dair en iyi kaynaklardan biri olduğunu da ispatlamış oldu.

Kitapta söylenceler, coğrafi dağılımlarına göre yedi ana bölümde toplanmış:

  • Yunanistan ve Roma,
  • Ortadoğu,
  • Kuzey Avrupa,
  • Britanya,
  • Uzakdoğu ve Pasifik adaları,
  • Afrika,
  • Ve Amerika.

Kitabın iyi düzenlendiğinin bir göstergesi de, kültürler arası karşılaştırma olanağı sağlayarak benzerlikleri ve zıtlıkları ortaya çıkarmak çıkarması. Çalışmada bu amaçla, her kültürden yaratılış, bereket ve kahramanlık söylencelerine yer verilmiş.

Her söylencenin girişlerinde tarihsel arka plan, edebi çözümleme ve söylencenin çekiciliğinin nedenleri üstüne açıklamalar da yer alıyor.

Her mitoloji meraklısının kitaplığında muhakkak bulunması gereken bir kaynak.

  • Künye: Donna Rosenberg – Dünya Mitolojisi, çeviren: Atıl Ulaş Cüce, Bengü Odabaşı, Erdal Cengiz, Erhan Kuzhan, Koray Akten, Kudret Emiroğlu, Tahir Kocayiğit ve Tuluğ Kenanoğlu, İmge Kitabevi, mitoloji, 906 sayfa

Funda Şenol Cantek (der.) – İcad Edilmiş Şehir: Ankara (2017)

Başkentin geçmişten günümüze yaşadığı dönüşümü kapsamlı bir biçimde ortaya koyan bir çalışma.

En başta Ankaralının, ama bu şehir üzerinden ülkenin yakın uzak tarihi ile siyasal ve toplumsal anlamda geçirdiği dönüşümleri daha iyi kavramak isteyen her okurun aydınlanacağı nitelikli bir kitap.

  • Frigler zamanında Ankara,
  • Ankara’da çok dinli geçmişin izleri,
  • Mustafa Kemal döneminde Ankara’nın imarı,
  • Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara’nın ticaret merkezî yapısı,
  • Ankara’nın kentsel gelişimi,
  • Edebiyatta Ankara,
  • 1960’ların Ankara’sında sanat rüzgârı,
  • Başkent gazeteciliği,
  • Ankara Radyosu’nda radyo tiyatrosu dönemi,
  • Ankara sinemaları,
  • Ankara futbolunun gözbebeği Gençlerbirliği ve Ankaragücü,
  • Behzat Ç. ve Ankara…

Kitapta bu ve bunun gibi, Ankara’ya dair merak edilen neredeyse her konu ve ayrıntı yer alıyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Sevgi Gülalp, Suna Güven, Suavi Aydın, Elif Ekin Akşit. Güven Arif Sargın, Bülent Duru, Aykut Kansu, Mehmet Tunçer, Güven Tunç, Yalçın Ergir, Uğur Biryol, Zeynep Kezer, Ali Y. Baltacıoğlu, Şengül İnce, Ayşe Kulin, Şükran Yiğit, Birhan Keskin, Hakan Kaynar, Sevgi Soysal, Levent Cantek, Funda Şenol Cantek, Eser Köker, Kudret Emiroğlu, Turan Tanyer, Meltem Ahıska, Özden Cankaya, Nejat Ulusay, Tanıl Bora, K. Emre Demir, Selda Tuncer, Murat Sevinç, Emrah Serbes, Fatma Şule Balcı, Derya Bengi, Can Arpaç ve Burcu Şimşek.

  • Künye: Kolektif – İcad Edilmiş Şehir: Ankara, derleyen: Funda Şenol Cantek, İletişim Yayınları, şehir, 527 sayfa