Rana Dasgupta – Solo (2011)

  • SOLO, Rana Dasgupta, çeviren: Beril Eyüboğlu, Metis Yayınları, roman, 357 sayfa

 

Hint yazar Rana Dasgupta, ödüllü romanı ‘Solo’da, yaşlı karakteri Ulrich’in geçmişi ve şimdiki hayatı aracılığıyla hayatla bir hesaplaşmaya girişiyor diyebiliriz. Yüz yaşında bir münzevi olan Ulrich’in hayatı, ülkesi Bulgaristan’ın inişli çıkışlı tarihince belirlenmiştir. Ulrich, şimdi öleceği günü beklerken, aynı zamanda sonu gelmez bir çabayla, kendisinin ve ülkesinin çalkantılı geçmişini hatırlamaktadır. Anılarda savaşlar; kapitalizmden komünizme ve komünizmden kapitalizme geçişler; bilim, teknoloji ve sanattaki devrimler bulunmaktadır ve Ulrich’in de geçmişinden miras kalan hayal kırıklıkları için tek avuntusu, engin hayal gücüdür.

Charles Harrison ve Paul Wood (ed.) – Sanat ve Kuram (2011)

  • SANAT VE KURAM, editör: Charles Harrison ve Paul Wood, çeviren: Sabri Gürses, Küre Yayınları, sanat, 1304 sayfa

 

‘Sanat ve Kuram’ başlıklı elimizdeki eser, 1900-2000 yılları arasında konuya dair farklı kişilerce kaleme alınmış ve çok çeşitli kaynaklardan derlenmiş metinleri bir araya getiren bir antoloji. Bu geniş kapsamıyla antoloji, sanat araştırmacılarının olduğu kadar, konuya ilgi duyan okurların da ilgisini ziyadesiyle çekebilecek nitelikte. Kitapta, sanat ve kurama simgeciliğin katkılarından modern dünya düşüncesine, sanattaki rasyonalizasyondan sanat ile özgürlük, sorumluluk ve güç arasındaki ilişkiye ve bireyciliğin toplum ve sanatta kendine nasıl yer bulduğundan postmodern sürecin sanattaki yansımalarına kadar birçok konu yer alıyor.

Jane Anderson – Mimari Tasarım (2011)

  • MİMARİ TASARIM, Jane Anderson, çeviren: Neslihan Şık, Literatür Yayıncılık, mimari, 183 sayfa

 

Yayınevinin ‘Mimarlık Temelleri’ dizisinden yayımlanan Jane Anderson’ın ‘Mimari Tasarım’ı, her mimar için farklı olabilen mimari tasarım süreçlerine odaklanıyor. Uygulamacı ve eğitimci mimarların deneyimlerini bir araya getirerek tasarım konusundaki çeşitlilik ve zenginliği ortaya koyan çalışma, öğrencileri, akademisyenleri ve profesyonelleri hedefliyor. Mimari tasarımın üretildiği yerle, yani tasarım atölyesiyle kitabına başlayan Anderson, tasarım süreci, problemlerin çözümü, kavram geliştirmek, projelendirme süreci, proje geliştirme ve detaylandırma, uygulama ve kullanım gibi, mimari tasarım sürecinin tüm aşamalarını adım adım anlatıyor.

Ahmet Gözlü – Kıbrıs (2011)

  • KIBRIS, Ahmet Gözlü, Çizgi Kitabevi, arkeoloji, 416 sayfa

 

Ahmet Gözlü elimizdeki kitabında, sıklıkla dış politika ve jeostrateji gibi disiplinlerin jargonlarıyla değerlendirilmesine alışık olduğumuz Kıbrıs adasını, farklı bir bakış açısıyla ele alıyor. Gözlü kitabında, adanın tarihi, yani 11 bin 500 yıllık mazisiyle ilgileniyor. Kitapta, adanın jeopolitiği, coğrafi yapısı, ilk insanları, ilk barınakları, ilk şehir ve yerleşimleri, ilk çiftçileri, yerel monarşilerinin çatışmaları ve tarih boyunca bölgesel güçlerin adaya nasıl yaklaştıkları gibi konular anlatılıyor. Çalışma, kapsamı da düşünüldüğünde, Kıbrıs Prehistoryası ve Eskiçağ tarihi konusunda kılavuz bir eser olarak değerlendirilebilir.

Jean-Yves Cendrey – Honecker 21 (2011)

  • HONECKER 21, Jean-Yves Cendrey, çeviren: Z. Canan Özatalay, Everest Yayınları, roman, 209 sayfa

 

Jean-Yves Cendrey, ironik üslubuyla öne çıkan romanı ‘Honecker 21’de, bir yandan otuz yaş bunalımının, öte yandan sıkıcı ve baskıcı iş ilişkilerinin üstesinden gelmeye çalışan Matthias Honecker’in trajikomik hikâyesini kaleme getiriyor. İşinde büyük bir yabancılaşma yaşayan Honecker, depresif bir dünyaya adım atmak üzeredir. Bu esnada, karısı da ona, bir çocuklarının olacağını “müjdeler”. Bu sürpriz, onun gerilimli hayatına, kendini hiç hazır hissetmediği sorumluluklar da ekler. Rüzgârın estiği yöne göre savrulan bir adam haline gelmiş Honecker, patronunun dayatmalarının da arttığı bu dönemde, hayatına dair kritik bir karar almak zorundadır.

Mahmut Boynudelik (ed.) – Ekolojik Anayasa (2011)

  • EKOLOJİK ANAYASA, editör: Mahmut Boynudelik, Yeni İnsan Yayınevi, ekoloji, 120 sayfa

 

‘Ekolojik Anayasa’daki metinler, Yeşiller Partisi öncülüğünde, farklı siyasî görüşlere ve pozisyonlara sahip bir grup bilim insanı, hukukçu, aktivist ve siyasetçinin bir araya gelmesiyle ortaya çıktı. Bu amaçla gerçekleştirilen bir konferanstaki konuşmalara dayanan kitap, yeni Anayasa tartışmalarına ekolojik bir perspektiften katkı sunmayı amaçlıyor. Çalışmanın tüm konuşmacılarının hemfikir olduğu nokta da, doğanın vazgeçilmez, devredilemez haklara sahip olduğu ve bu hakların ivedilikle anayasal güvenceye alınması gerektiği. Burada, yeni Anayasa’nın insan merkezli değil, ekoloji merkezli olması; insanı bağımsız değil, içinde varolduğu tabiatın bir parçası olarak görmesi ve insan dahil, tabiatın parçası olan her varlığın haklarını, öteki varlıkların haklarıyla sınırlı olarak tanımlaması gibi öneriler sunuluyor.

M. Nedim Süalp, Aslı Güneş ve Z. Tül Akbal Süalp (haz.) – Sınıf İlişkileri (2011)

  • SINIF İLİŞKİLERİ, yayına hazırlayan: M. Nedim Süalp, Aslı Güneş ve Z. Tül Akbal Süalp, Bağlam Yayınları, inceleme, 436 sayfa

 

Alanında uzman isimlerin katkıda bulunduğu ‘Sınıf İlişkileri’, güncel ve tarihi perspektif içinde sınıf konusunu irdeliyor; ayrıca olguyu, toplumsal bilimler, eleştirel kuram, sosyoloji, iktisat, edebiyat ve sinema gibi disiplinlerin bakış açısından yorumluyor. Toplumsal sınıfların, sınıf mücadeleleri ve küresel kapitalizm ölçeğinde değerlendirildiği bu nitelikli kitapta ayrıca, sınıf ve şehir ilişkisinin irdelendiği, David Harvey’le yapılmış bir söyleşi de yer alıyor. Sinemada işçi ve işçi görünümleri, Yılmaz Güney sinemasında toplumsal sınıfların temsili, korku sinemasında sınıfsal metaforlar, müziğin ve kültürün sınıfsal güzergâhları, Türkiye edebiyatında nitelikli işçi romanlarının neden yazıl(a)madığı ve Türkiye çocuk edebiyatında sınıf olgusunun nasıl ele alındığı, kitapta yer alan diğer ilgi çekici konular.

Tayeb Salih – Kuzeye Göç Mevsimi (2011)

  • KUZEYE GÖÇ MEVSİMİ, Tayeb Salih, çeviren: Adnan Cihangir, Ayrıntı Yayınları, roman, 136 sayfa

 

Sudanlı yazar Tayeb Salih, yetkin romanı ‘Kuzeye Göç Mevsimi’nde, Batı’da aldığı eğitimden sonra ülkesine dönen anlatıcısının yaşadıklarını hikâye ediyor. Nil kıyısındaki küçük bir köyde geçen roman, anlatıcı ile Mustafa Said ve Said’in karısı Hasna gibi güçlü karakterler ekseninde, köydeki basit yaşamı, köy halkı arasındaki ilişkileri, geleneklerin baskısını ve bireyin bunun karşısındaki özgürlük arayışını anlatıyor. Roman, Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasında parçalanmış bu anlatıcının dünyasını ustaca yansıtmasıyla olduğu kadar, bir halkın, sömürge yaşamından sonra yeni bir kimlik arayışına koyuluşunu derinlemesine işlemesiyle de dikkat çekiyor. Salih’in, ilk olarak 1966 yılında yayımlanan romanının, 2001’de, Arap Edebiyat Akademisi tarafından 20. yüzyılın en önemli romanı olarak ilan edildiğini de belirtelim.

Kolektif – Emek Tartışması (2011)

  • EMEK TARTIŞMASI, kolektif, Otonom Yayıncılık, iktisat, 343 sayfa

 

Birçok yazarın katkıda bulunduğu ‘Emek Tartışması’, kapitalist işin teorisini ve gerçekliğini çok yönlü bir bakışla analiz ediyor. Konunun, geleneksel Marksist perspektiften olduğu kadar, post-modern Marksizmin bakış açısıyla da yorumlandığı kitapta, “soyut-somut emek”, “işçi sınıfı”, “devrimci özne”, “devrimci bilinç”, “sömürü”, “işçi sınıfı örgütleri” gibi temel kavramlar enine boyuna tartışılıyor. Kitap bunun yanı sıra, kapitalist iş ile kapitalist işe dayalı toplumsallığın girift yapısını, bunun ortaya çıkardığı gerçek tahakkümü ve bu bağlam içerisinde kapitalizme karşı mücadelelerin nasıl örgütlenebileceğini de irdeliyor. Kitaba yazılarıyla katılan isimler de şöyle: Ana C. Dinerstein, Michael Neary, John Holloway, Simon Clarke, Werner Bonefeld, Graham Taylor, Massimo De Angelis, Harry Cleaver ve Glenn Rikowski.

Cristóbal de Villalón – Türkiye Seyahati (2011)

  • TÜRKİYE SEYAHATİ, Cristóbal de Villalón, çeviren: Yeliz Demirören, Erko Yayıncılık, seyahatname, 400 sayfa

 

Cristóbal de Villalón’un ‘Türkiye Seyahati’, 1557 yılında yazılan bir elyazması. Daha önce muhtelif yayınevleri tarafından orijinaline sadık kalınmadan kısaltılmış olarak Türkçeye kazandırılan eser, şimdi kaliteli baskısı ve eksiksiz haliyle raflardaki yerini alıyor. Devrin tanınmış yazarlarından olan Villalón bu elyazmasında, Kanuni Sultan Süleyman devrinde İstanbul’daki yaşantıyı, bir esaret öyküsü üzerinden anlatıyor. Üç arkadaş arasındaki sorulu-cevaplı sohbet tarzında kaleme alınmış seyahatnameyi ilginç kılan bir husus da, dönem eserlerindeki fazlasıyla önyargılı, yer yer harakete varan üslup yerine, daha tarafsız bir gözle yazılması.