Kemal Sümer – 73 Söz (2011)

  • 73 SÖZ, Kemal Sümer, Y Yayıncılık, aforizma, 77 sayfa

’64 Söz’, Kemal Sümer’in geçen yıl yayımlanan bir kitabıydı. Söz konusu kitabında, “Fizik ve matematik yaşadığımız sistemin sınırlarını belirler, yani oyunun kurallarını. Felsefe ve sanat ise bizi çıldırmaktan alıkoyar; birincisi düşünce, ikincisi sezgi yoluyla.” diyen Sümer, düşünceyi, bilgiyi, insanı ve zamanı yorumladığı aforizmalarıyla okurun karşısına çıkmıştı. İşte Sümer, yukarıdaki kitabın devamı diyebileceğimiz ’73 Söz’ ile, aforizma oluşturmaya, kaldığı yerden devam ediyor. Sümer bir aforizmasında, “Günün nasıl başladığından çok nasıl bittiği önemlidir; yaşanacak bir gün daha varsa ikisi de yeterince önemli değildir.” diyor.

Cicero – Tanrıların Doğası (2007)

  • TANRILARIN DOĞASI, Cicero, çeviren: F. Gül Özaktürk ve Fafo Telatar, Dost Kitabevi, felsefe, 172 sayfa

Marcus Tillius Cicero’nun ‘Tanrıların Doğası’, Eskiçağ’daki belli başlı üç felsefe akımını, Epikuros, Stoa ve Academeia’yı izleyen filozofların din ve tanrı konusundaki görüşlerini anlatan önemli bir yapıt. Cicero, bilindiği gibi, söz ustalığının, güzel konuşma sanatının öncü isimlerinden biri. Cicero bu ustalığıyla, bu konudaki görüşleri ayrıntılı ve anlaşılır biçimde ortaya koyuyor. Ayrıca bu akımların birbirlerine yönelttikleri eleştirileri de felsefenin karşılıklı tartışma yolunu kullanarak aktarıyor. Özellikle, felsefesinin kuşkucu özelliğinden kaynaklı olarak, tartıştığı konuların sonucunu açık bırakmış, kararı okuyucuya bırakmıştır. Kitap, Eskiçağ’daki din ve tanrı kavramı hakkında bilgi sahibi olmak isteyen okuyuculara hitap ediyor. Kitap, Cumhuriyet zamanında başlanan Latin klasikleri çevirisine bir katkı olarak düşünülebilir.

Arthur Schopenhauer – Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine (2007)

  • SEÇKİNLİK VE SIRADANLIK ÜZERİNE, Arthur Schopenhauer, çeviren: Ahmet Aydoğan, Say Yayınları, felsefe, 104 sayfa

‘Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine’, Türkiye’de de çok sevilen Arthur Schopenhauer’un, yüce ile alçak üzerine kaleme aldığı düşüncelerinden oluşuyor. Bu kitabında, “Bir şey ne kadar soylu ve mükemmel ise onun olgunluğa erişmesi de o kadar geç ve yavaştır.” diyen Schopenhauer, geç olgunlaşmaya örnek olarak erkeği, erken olgunlaşmaya örnek olarak da kadını gösterir. Bu da beraberinde Schopenhauer’un felsefesini erkeği yücelten bir felsefeye dönüştürür. Çünkü bu felsefeye göre, geç olgunlaşan erkek, çabuk olgunlaşıp çocuk kalan kadınların yanında, akli melekeleri ve ruhi kabiliyeti ile daha yüksek, daha seçkin bir yaradılışa sahiptir. Böylesi bir mantığın varabileceği tek nokta, görüldüğü gibi, sıradan olmayı da kadına yakıştırmaktır. Schopenhauer kadını küçümseyen felsefesiyle çok tartışıldı ve bu kitapla da tartışılmaya devam edilecek.

Platon – Alkibiades 1-2 (2010)

  • ALKİBİADES 1-2, Platon, çeviren: Furkan Akderin, Say Yayıncılık, felsefe, 126 sayfa

‘Alkibiades 1-2’, Platon’un, hocası Sokrates’in görüşlerini aktardığı gençlik dönemi eserlerinden. Diyalogun merkezinde Sokrates ile siyasetçi, hatip ve kumandan Alkibiades yer alır. Alkibiades’in henüz on sekiz yaşındayken gerçekleştiği kabul edilen diyalog, ahlaki konulara ve moral erdemlere odaklanıyor. Alkibiades’in, söz konusu diyaloğun geçtiği zamanın hemen ertesinde Atina ile Sparta arasında kanlı bir egemenlik mücadelesinin yaşandığı yirmi beş yıllık döneme damgasını vurduğu söylenir. Diyalog ayrıca, Eski Çağ’ın dikkat çeken karakterlerinden Alkibiades’in hayatına ve kişiliğine dair en iyi kaynaklardan biri olarak da kabul ediliyor. M. Ö. 399’da yazıldığı bilinen diyalog bu yönüyle, Sokrates felsefesinin farklı bir veçhesini sunduğu kadar, tarihe yön vermiş bir komutanın kişiliğini de aydınlatıyor.

Veli Urhan – Foucault (2010)

  • FOUCAULT, yazan ve yayıma hazırlayan: Veli Urhan, Say Yayıncılık, felsefe, 470 sayfa

Veli Urhan ‘Foucault’da, 1926-1984 yılları arasında yaşamış çağdaş Fransız düşünürü Michel Foucault’nun düşünce dünyasını ele alıyor. Urhan kitabına, Foucault’nun düşünce hayatı ve eserlerini inceleyerek başlıyor. Kitabın ikinci bölümünde ise bu önemli ismin “Episteme”, “Bilgi”, “Bilim”, “Arkeoloji”, “Bilginin Arkeolojisi”, “Benlik Teknolojisi”, “Biyoiktidar”, “Tarih ve Süreksizlik” ve “Bilgi/İktidar İlişkisi” gibi temel kavramları irdeleniyor. Urhan, Foucault’nun en önemli çalışmalarından biri olarak kabul edilen ‘Bilginin Arkeolojisi’nde ele aldığı konuları ise, üçüncü bölümde inceliyor. Çalışmanın son bölümünde ise, Gilles Deleuze, Roberto Machado, Pierre Burgelin, Ian Hacking, Michael S. Roth ve Thomas R. Flynn gibi isimlerin kaleme aldıkları yazılardan oluşan, Foucault’ya dair seçme metinlere yer verilmiş.

Doğan Özlem – Bilim Felsefesi (2010)

  • BİLİM FELSEFESİ, Doğan Özlem, Notos Kitap, bilim, 223 sayfa

Doğan Özlem’in ‘Bilim Felsefesi’, uzun zamandır vermiş olduğu bilim felsefesi ders notlarını yeniden gözden geçirmesi ve bunlara yeni eklemeler yapmasıyla ortaya çıkmış. Kitap, “Doğa Bilimleri Felsefesi” ve “Tarih-Toplum Bilimleri Felsefesi” başlıklı iki kesimden oluşuyor. Bu kesimlerin altında da, sosyal bilimleri felsefesi, tin bilimleri felsefesi ve kültür bilimleri felsefesi gibi bölümler yer alıyor. Özlem’in kitabı, yıllarca felsefe ve bilim ilişkisi konusunda yapılmış tek çalışma olmuş ve bu alanda çalışmak isteyenler için Türkçede kaynak kitap haline gelmişti. Aradan geçen zamana rağmen kitap, güncelliğini hâlâ koruyor diyebiliriz.

Bernard Williams – Hakikat ve Hakikatlilik (2006)

  • HAKİKAT VE HAKİKATLİLİK, Bernard Williams, çeviren: Ertürk Demirel, Ayrıntı Yayınları, sosyoloji, 350 sayfa

Bernard Williams’ın ‘Hakikat ve Hakikatlilik’ isimli bu çalışması, düşünsel yaşamda hakikat kavramının merkezi önemiyle, ilgilenen bir kitap. Williams çalışmasını, modernitede hakikate karşı gösterilen iki tutum üzerine inşa ediyor. Bunlardan biri, hakikate duyulan inanç, diğeriyse bu inanca karşı duyulan şüphe. Williams, çağımızda bu ikili yaklaşım arasındaki gerilime dikkat çekerek, gerilimin salt felsefi bir ayrıntı olmadığını, büyük bir öneme haiz siyasî ve etik sonuçlara uzandığını savunuyor. Williams söz konusu gerilimden hareket ederek, hakikate niçin ihtiyaç duyulduğunu, hakikatin soykütüğünü izleyerek irdeliyor.

Ömer Naci Soykan – Wittgenstein: Yaşamı-Felsefesi-Yapıtları (2006)

  • WITTGENSTEIN: YAŞAMI-FELSEFESİ-YAPITLARI, Ömer Naci Soykan, MVT Yayıncılık, felsefe, 507 sayfa

Ömer Naci Soykan’ın ‘Wittgenstein’ı, yirminci yüzyılın en önemli felsefi aktörlerinden Ludwig Wittgenstein’a odaklanan çok yönlü bir çalışma. Soykan, Wittgenstein felsefesinin temel kavram ve sorunlarına değindikten sonra, filozofun yaşamını özetliyor; ayrıca ölümünden sonraki etkilere, hakkında dile getirilmiş yorumlara ve bir Wittgenstein bibliyografyasına yer veriyor. Çalışmanın son bölümü, kitabın belkemiğini oluşturan Wittgenstein’dan seçme çeviri metinlere yer veriyor. Bu çeviri metinler, filozofun felsefesine kavramaya yardımcı olmalarıyla dikkate değer. Wittgenstein hakkında temel ve yardımcı okuma metinleri arayanlara önerilir.

Maurice Cornforth – Pozitivizme ve Pragmatizme Karşı Felsefeyi Savunmak (2006)

  • POZİTİVİZME VE PRAGMATİZME KARŞI FELSEFEYİ SAVUNMAK, Maurice Cornforth, çeviren: Tonguç Ok, Evrensel Yayınları, felsefe, 335 sayfa

İngiliz Marksist filozof Maurice Cornforth, ‘Pozitivizme ve Pragmatizme Karşı Felsefeyi Savunmak’ adlı eserinin en özgün yanı, öncelikle felsefeyi, farklı sınıf çıkarlarını temsil eden değişik akımlarıyla tanımak açısından sunduğu açılımdır diyebiliriz. Kitap özellikle, işçi sınıfının teorik mücadelesinin güncel ihtiyaçları bakımından büyük bir öneme sahip. Bilindiği gibi Marksizm, pozitivist bir ideoloji olarak daha önce muhtelif isimler tarafından eleştirilmişti. Cornforth ise, pozitivizmi “burjuva hareketinin net bir sınıf karakteri” olarak tanımlayıp, akımın, resmi egemen ideolojinin en temel dayanağı haline geldiğini ve pozitivizmle hesaplaşmanın rejimle hesaplaşmanın birebir siyasal ifadesi olduğunu vurguluyor. Kitapta, Aydın Çubukçu tarafından kaleme alınan, Cornforth’un tezlerini kapsamlı bir şekilde ele alan bir önsöz de yer alıyor.

Martin Heidegger ve Eugen Fink – Heraclitus Üzerine Dersler (2006)

  • HERACLITUS ÜZERİNE DERSLER, Martin Heidegger ve Eugen Fink, çeviren: İbrahim Görener, Kesit Yayınları, felsefe, 253 sayfa

‘Heraclitus Üzerine Dersler’, Martin Heidegger ile Eugen Fink’in Heraclitus’un felsefi fragmanları üzerine yaptıkları yorumlar, konuşmalar ve düşüncelerden oluşuyor. Kitap, klasik metinlerin ayırıcı özelliği olan diyalog tarzında düzenlenmiş ve bu iki ismin 1966-67 öğretim yılında, Freiburg / Breisgau Üniversitesi’nde Heraclitus üzerine yaptıkları seminerin notlarından oluşuyor. Heraclitus’un felsefesi, birkaç fragman üzerinden günümüze ulaşabildi. Yazarların bu seminerdeki asıl amacı, Heraclitus metinlerinin filolojik anlamda bir tartışmasından ziyade, bu metinler üzerinden filozofun ruhani varlığına odaklanmak ve kendisinin düşünce dünyasını analiz etmek şeklinde özetlenebilir. Kitap, Batı felsefesinin önemli kaynaklarından biri olan Heraclitus’u ve kendisinin felsefe tarihindeki önemli yerini öğrenmek isteyenlere önerilir.