Güner Ünal – Açıklamalı İngilizce-Türkçe İnşaat Mühendisliği Sözlüğü (2011)

  • AÇIKLAMALI İNGİLİZCE-TÜRKÇE İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ SÖZLÜĞÜ, Güner Ünal, YEM Yayın, sözlük, 472 sayfa

 

Bilindiği gibi, son yıllarda Türk mühendislik ve müteahhitlik çalışmalarının yurtdışında da yaygınlaşması, tüm mühendislik dallarında çalışanların yabancı dil gereksinimlerini önemli ölçüde artırdı. İşte Güner Ünal’ın hazırladığı elimizdeki sözlüğün ilk hedefi, inşaat mühendisliği konusunda İngilizce metinler üzerinde çalışan mühendisler. Sözlüğün, terim ve kavramların tek sözcükle karşılıklarını vermekle yetinmeyerek, bunları açıklamalarla vermesiyle, alana dair nitelikli bir olduğunu vurgulayalım. Sözlük, mühendis ve yöneticilerin uygulamada karşılaşacakları İngilizce sorunlarının önemli bir bölümü için kapsamlı yanıtlar içeriyor.

Semih Gümüş – Yazının Sarkacı Roman (2011)

  • YAZININ SARKACI ROMAN, Semih Gümüş, Can Yayınları, eleştiri, 289 sayfa

 

‘Yazının Sarkacı Roman’, eleştirmen Semih Gümüş’ün edebiyatın en vazgeçilmez türü olan romanı irdelediği yazılarından bir derleme. Gümüş burada, Kemal Tahir, Selim İleri, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Latife Tekin, Hasan Ali Toptaş gibi pekçok önemli ismin eserleri aracılığıyla yazarı, onun kurduğu dünyayı ve bu dünyanın barındırdığı gizli ve açık anlamları incelemeye koyuluyor. Ayrıca, romancıların Türkiye’deki sosyal hayata bakışı, roman karakterlerinin temsil ettiği sınıfların yazar tarafından aktarılış biçimi ve bir tür olarak romanın başlangıçtan bugüne Türkiye edebiyatında geçtiği yol, Gümüş’ün ele aldığı ilginç konulardan birkaçı.

Paul Burkett – Marksizm ve Ekolojik İktisat (2011)

  • MARKSİZM VE EKOLOJİK İKTİSAT, Paul Burkett, çeviren: Ertan Günçiner, Yordam Kitap, ekoloji, 384 sayfa

 

Sol siyasî hareket ve Marksizm üzerine yaptığı pek çok çalışması bulunan Paul Burkett, günümüzde daha kaygı verici bir boyuta gelmiş olan ekolojik sorunlara, Marksizm çerçevesinden çözümler sunuyor. Burkett, Türkçede daha önce yayımlanmış ‘Marx ve Doğa’da, Marx’ın politik eleştirisinde ekolojinin izini sürmüş; bunu da, düşünürün eserlerini adım adım izleyerek yapmıştı. Burkett, yeni yayımlanan elimizdeki kitabında da, Marksizm ve ekoloji arasında ilişkiyi, ekolojik iktisat tartışması bağlamında  ayrıntılandırmaya devam ediyor. Ekolojik iktisat anlayışına, Marksist sınıf perspektifinin nasıl yanıt verebileceği, yazarın burada merkeze aldığı asıl konu. İlk olarak ekolojik iktisatın barındırdığı çelişkileri ve boşlukları saptayan Burkett, ardından Marksizmin bu sorunların çözümüne nasıl bir katkı sunabileceğini araştırıyor.

Aksu Bora – Feminizm Kendi Arasında (2011)

  • FEMİNİZM KENDİ ARASINDA, Aksu Bora, feminizm, Ayizi Kitap, 207 sayfa

 

‘Feminizm Kendi Arasında’, Aksu Bora’nın feminizm ve feminist harekete ilişkin süregelen tartışmalara dair yazılarını bir araya getiriyor. Gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılar, feminizmin güncel sorunlarını masaya yatırdığı gibi, kadın hareketinin önündeki engellerin nasıl aşılabileceği konusunda önerilerde de bulunuyor. Yazılar feminizm, kadın temsili, kadınlık ve tarih şeklinde bölümlendirilmiş. Kitapta, feminizm ve kimlik siyaseti; feminist harekette farklı yollar ve farklı stratejiler; çirkin bir nefret ideolojisi olarak feminizm; feminizmle sosyalizmin evliliği; Ortadoğu’daki kadın hareketi ve yerel politikada kadınlar konuları ele alınıyor. Feminist çalışmalar alanında bilinen isimlerden olan Bora’nın kitabı, Türkiye’deki kadın hareketini hem tarihsel hem de güncel bir perspektifle analiz ediyor.

Stephen Farthing ve Erkan Doğanay (ed.) – Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Resim (2011)

  • ÖLMEDEN ÖNCE GÖRMENİZ GEREKEN 1001 RESİM, editör: Stephen Farthing ve Erkan Doğanay, Caretta Yayınları, resim, 960 sayfa

‘Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Resim’, okurlarını sanat tarihinde keyifli ve bilgilendirici bir yolculuğa çıkarıyor. M. Ö. 1420-1375 yıllarında yapılmış “Havuzlu Bahçe” isimli duvar resmiyle başlayan kitap, sanat tarihinde ortaya konmuş en iyi resimlerin izini sürdükten sonra, 2010 yılında Mary Heilmann tarafından yapılan “Günbatımı Rüyası” isimli eserle son buluyor. Kitabın sayfalarında Leonardo da Vinci’den Michelangelo’ya, Caravaggio’dan Goya’ya, Picasso’dan Van Gogh’a pek çok sanatçının en önemli eserlerine yer verilmiş. Dünyanın farklı ülkelerinden 83 sanat eleştirmeninin, yazılarıyla kitaba katkıda bulunduğunu da belirtelim.

Merter Oral – Toplumsal Belgeci Fotoğraf ve Fikret Otyam Örneği (2011)

  • TOPLUMSAL BELGECİ FOTOĞRAF VE FİKRET OTYAM ÖRNEĞİ, Merter Oral, Espas Yayınları, inceleme, 200 sayfa

 

Fikret Otyam’ın, 1953 yılında Anadolu’ya yaptığı bir kamyon yolculuğu, onun, daha sonra kendisiyle özdeşleşecek gezi röportajcılığını başlatan süreç olacaktı. Otyam, gezi röportajlarının yanı sıra, toplumsal belgeci fotoğraflarıyla da, Anadolu’nun sorunlarını aktarmış ve bu konuda toplumsal duyarlılık yaratmıştı. İşte Merter Oral’ın elimizdeki nitelikli çalışması, Otyam’ın fotoğraf çalışmalarını, toplumsal bilinç yaratma yönleriyle inceliyor. Toplumsal belgeci fotoğraf kavramını tanımlayarak kitabına başlayan Oral, ardından, bir toplumsal belgeci fotoğraf ustası olarak Otyam’ın çalışmalarını, detaylı bir bakışla analiz etmeye koyuluyor.

Gabriela Adameşteanu – Kayıp Sabah (2011)

  • KAYIP SABAH, Gabriela Adameşteanu, çeviren: Leila Ünal, Yapı Kredi Yayınları, roman, 437 sayfa

 

Gabriela Adameşteanu’nun, Romanya edebiyatının önde gelen eserlerinden biri olarak kabul edilen ‘Kayıp Sabah’ı, ülkesinin 1. Dünya Savaşı’ndan Çavuşesku diktatörlüğünün son yıllarına uzanan dönemini anlatıyor. Bu süreci, üç kuşağın yaşadıkları ekseninde hikâye eden Adameşteanu, karakterlerinin kişisel serüveni ekseninde Romanya yakın tarihinin dönüm noktalarını kaleme getiriyor. 20. yüzyıl Romanya’sının çalkantılı tarihinin bir panoraması olarak okunabilecek roman, renkli kişiliğiyle merkezi bir rol üstlenen Vica Delča adlı karakteriyle olduğu kadar, toplumun farklı kesimlerini temsil eden tiplerin gerçekçiliğiyle de dikkat çekiyor.

Kolektif – Kansere Çözüm Var (2011)

  • KANSERE ÇÖZÜM VAR!, kolektif, Hayy Kitap, sağlık, 364 sayfa

Onkoloji uzmanından beslenme uzmanına, biyofizikçisinden nükleer tıpçısına, iç hastalıkları uzmanından din psikoloğuna ve kimya mühendisine kadar birçok bilim insanının katkıda bulunduğu ‘Kansere Çözüm Var!’, güncel bilimsel veriler ve son tedavi teknolojileri ışığında, kansere çözüm bulmaya odaklanıyor. Kitapta, Türkiye’deki kanserle savaş çalışmaları; kanser çeşitlerine göre tedavi yöntemleri, çocuklarda kanserin nasıl önlenebileceği; hangi kanserde hangi bitkinin kullanılacağı; elektromanyetik alanlar ve kanser; GDO gıdaların kansere etkisi ve kanser tedavisinde psikolojik yaklaşımın nasıl olması gerektiği gibi konular ele alınıyor.

Slavoj Žižek – Olumsuzla Oyalanma (2011)

  • OLUMSUZLA OYALANMA, Slavoj Žižek, çeviren: Hakan Gür, İmge Yayınları, felsefe, 437 sayfa

 

Radikal solun ünlü düşünürlerinden Slavoj Žižek, ‘Olumsuz Oyalanma’ isimli bu kitabında, günümüzdeki milliyetçilik ve etnik çatışmaların yarattığı sorunları felsefeye, özellikle de Alman idealizmine geri dönerek çözmeye koyuluyor. Bunun için, ilk başta Kant ve Hegel üzerinden bir ideoloji kritiğini ortaya koyan Žižek, söz konusu ideoloji kritiğini, bugünün toplumunun dinamiğini ortaya dökecek bir yöntem olarak tasarlıyor. Postmodern düşünürlerin aksine, Kant ve Hegel’i sahiplenerek onların görüşleri ekseninde günümüz felsefe ve siyasetini yorumlamaya koyulan Žižek, görüşlerini opera ve kara film de dahil, pekçok ilginç örnekle besliyor.

Mazhar Bağlı ve Ertan Özensel – Türkiye’de Töre ve Namus Cinayetleri (2011)

  • TÜRKİYE’DE TÖRE VE NAMUS CİNAYETLERİ, Mazhar Bağlı ve Ertan Özensel, Destek Yayınları, sosyoloji, 240 sayfa

İki yazarlı elimizdeki kitap, Türkiye’nin en temel toplumsal sorunu olan töre ve namus cinayetlerini sosyolojik bir bakışla inceliyor. İki yıllık süre içinde, kırk iki ceza tevkif evinde doğrudan bu tür suçları işleyen 224 kişi ile görüşülerek hazırlanan kitap, bu sorunu anlamak ve çözmek için çare arayanlara önemli bir katkı sunuyor. Kitap, töre ve namus cinayetlerinin hukukla olan ilişkisini; toplumsal değerlerin ve normların bu konudaki rolünün ne olduğunu; bu cinayetlere neden olan düşüncede kadına karşı nasıl bir ayrımcılık olduğunu ve bu cinayetlerde kadına karşı şiddeti meşrulaştıran temel parametrelerin ne olduğunu ortaya koyuyor.