Niklas Luhmann – Tutku Olarak Aşk (2023)

Eğer tarihsizmiş gibi görünüp doğallığın dokunulmazlığına itilen fenomenlerin tarihsel olarak oluştuğunu ve toplumsal olarak koşullandığını, dolayısıyla değişime açık olduğunu göstermek sosyal bilimin göz ardı edilemez meziyetlerinden biriyse, Niklas Luhmann ‘Tutku Olarak Aşk’ta aşkın modern tarihinin izini teorik inceliği ve empirik titizliği elden bırakmadan sürerek yirminci yüzyılın usta sosyologlarından biri olduğu konusunda şüpheye yer bırakmaz.

Bu kitapta aşk ne psiko-fizyolojik mekanizmalara bağlı değişmez ve evrensel bir bilişsel sürece indirgenir ne de herkesin kendine özgü bir şekilde yaşadığı, hakkında konuşulması ve kavramsallaştırılması imkânsız öznel bir duyguyla özdeşleştirilir.

Luhmann tam tersine mahrem ilişkilerde yaşanan duygusal deneyimi ve bu ilişki tipine has iletişim biçimini mümkün kılan semantik bir kod olarak odaklanır aşka.

Böylece farklılaşmış ve özerkleşmiş alt-sistemlerden oluşan modern toplumsal sistemde tutkulu aşka dayanan evlilik kurumunun kendine özgü yerini sağlayan öznel boyutun tarihsel seyrini gözler önüne serer.

Bununla birlikte, Luhmann, modern toplumlarda tutkulu aşka dayalı mahrem ilişkilerin evlilik kurumuna hapsedilmesiyle sonuçlanan sürecin bir yanda tutkulu aşka dair semantiğin hem dostluğu içeren mahrem ilişkilerden hem de ilahi aşktan kopmasına, diğer yandan da aile kurumunun ekonomi, siyaset, hukuk gibi kurumlardan ayrışmasına dayandığını ve nihayetinde bu kurumsal ve semantik koşulların bir araya gelmesiyle mümkün olduğunu gösteriyor.

Dahası, tüm bunları trabodur şiirlerinden on sekizinci yüzyıl Fransız edebiyatına oradan da on dokuzuncu yüzyıl Romantizmine uzanan geniş yelpazedeki edebi metinler demetini işleyerek yapıyor.

Bu yüzden, ‘Tutku Olarak Aşk’ın, ister Parsons sonrası sistem teorisini Luhmann’ın nasıl revize ettiğini görmek isteyen sosyal teori okurları olsun isterse de aşk deneyiminin modern toplumlardaki konumu ve seyrine ilgi duyanlar olsun birçok okurun empirik içeriği ve teorik kabulleriyle önemli dersler çıkarılabileceği bir eser olduğu kesin.

  • Künye: Niklas Luhmann – Tutku Olarak Aşk: Mahremiyetin Kodlanışı, çeviren: Ozan Başdaner, Livera Yayınevi, sosyoloji, 296 sayfa, 2023

Niklas Luhmann – Yeni Şef (2022)

Bilhassa ast-üst ilişkilerinin egemen olduğu bir işyerinde çalışıyorsanız, ‘Yeni Şef’ tam size göre.

Niklas Luhmann, kamu ya da özel işletmelerde çalışanlar ile şefleri arasındaki insani ilişkilerin nasıl düzenlendiğini sosyolojik bir bakışla inceliyor.

İş dünyasındaki sosyal ilişkiler, sosyologların önde gelen araştırma konularından biri olduğu gibi çalışanların ve idarecilerin de en çok merak ettiği konulardan.

‘Yeni Şef: Bürokratik Tutuculuk ve Liderlik’, modern dünyada, irili ufaklı çeşitli kamu ve özel işletmelerin, çalışanları ve şefleri arasındaki insani ilişkilerin nasıl düzenlendiğini ve bu ilişkinin dinamiklerini çözümlemeye çalışıyor.

Luhmann’ın incelemesi, çalışanlar ve şefleri arasındaki ilişkilere yeni bir pencereden bakıyor.

Yazılı ve yazılı olmayan kurallar, çalışanlar arasındaki gruplaşmalar ve rekabet gibi meselelere değinen eserin sorusu basit: İdareye yeni bir şef geldi, neler olacak?

Kitaptan bir alıntı:

“Yönetici değişikliği idari rutinde heyecan verici ve nadir görülen olaylardan biridir. Seçim sonuçları belli olduğunda ve yeni bir rejim ihtimali söz konusu olduğunda bakanlıkların koridorlarındaki gerginliği hissedebilirsiniz. Akabinde işler neredeyse tamamen durur. Zira kimse ne bekleyeceğini bilemez ve bir süre, âdeta dedikodularda teselli arar hâle gelinir. Bir bölüm yöneticisinin işten ayrılmasının etkisiyse nispeten daha azdır. Fakat bu da ilgi çekici, özel bir durumun ortaya çıkmasına sebep olur: Halef-selef meselesi, idari bir organizasyonun en alt kademelerine kadar popüler bir sohbet konusudur.”

  • Künye: Niklas Luhmann – Yeni Şef: Bürokratik Tutuculuk ve Liderlik, çeviren: Mustafa Şahin Garipbaş, Vakıfbank Kültür Yayınları, sosyoloji, 80 sayfa, 2022

Yasemin Işıktaç ve Umut Koloş – Hukuk Sosyolojisi (2015)

Hukuk sosyolojisi alanında çalışmış önemli isimlerin fikirleri bağlamında, alanı modern öncesi, modernizm ve modernite sonrasına uzanan geniş bir perspektifte inceleyen, hem bir ders kitabı hem de bir kaynak çalışma.

Yasemin Işıktaç ve Umut Koloş’un kaleme aldıkları eser, hukuk ve sosyoloji ilişkisini tarihsel ve güncel bir perspektifle tartışırken, Durkheim, Marx, Engels, Weber, Duguit, Petrażycki, Ehrlich ve Luhmann gibi, bu alana önemli katkılarda bulunmuş isimlerin görüşlerini kapsamlı şekilde açıklıyor.

Çalışma bunun yanı sıra, hukuk ve toplum çalışmaları, feminist hukuk ve eleştirel hukuk gibi konularda da tam bir başucu eseri.

  • Künye: Yasemin Işıktaç ve Umut Koloş – Hukuk Sosyolojisi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, hukuk, 320 sayfa, 2015

Kolektif – Çağdaş Toplum Kuramından Portreler (2017)

Son yıllarda kavramsal ve kurumsal dönüşümlere dair giderek artan bir farkındalık ortaya çıktı.

Elimizdeki kitap da, son yirmi-otuz yılda toplumsal ve siyasal tartışmalara hâkim olan 35 düşünüre dair eleştirel tartışmalar içeriyor.

Bu figürlerin sosyolog, tarihçi, felsefeci, psikanalist ve siyaset kuramcılarına uzanan geniş bir alana yayılması ise, kitabın kapsamlı kılan başlıca husus.

Kitapta, Jürgen Habermas’tan Jacques Derrida’ya, Julia Kristeva’dan Fredric Jameson’a, Richard Rorty’den Luce Irigaray’a, Michel Foucault’dan Erving Goffman’a ve Edward Said’ten Zygmunt Bauman’a kadar birçok önemli ismin katkıları güncel tartışmalar da gözetilerek eleştirel bir perspektifle ele alınıyor.

Kitap, öznellik, psikanaliz, feminizm, modernite, postmodernite, küreselcilik, Marksizm, post-Marksizm, postkolonyalizm ve Queer kuramı gibi, toplum bilim alanını etkilemiş önemli kavram ve konuları da detaylı bir bakışla açıklıyor.

Çalışma, toplum bilimine yeni ilgi duymaya başlayan okurlar kadar, bu alandaki güncel tartışmaları takip etmek isteyenlere de fazlasıyla hitap edecek nitelikte.

Kitapta düşünceleri ele alınan isimler şunlar: Martin Heidegger, Georges Bataille, Maurice Merleau-Ponty, Herbert Marcuse, Theodor Adorno, Walter Benjamin, Jürgen Habermas, Erving Goffman, Peter Berger, Michel Foucault, Jean-François Lyotard, Jacques Lacan, Jacques Derrida, Roland Barthes, Julia Kristeva, Luce Irigaray, Jean Baudrillard, Gilles Deleuze, Félix Guattari, Paul Virilio, Henri Lefebvre, Paul Ricoeur, Niklas Luhmann, Charles Taylor, Richard Rorty, Nancy Chodorow, Anthony Giddens, Ulrich Beck, Pierre Bourdieu, Zygmunt Bauman, Donna J. Haraway, Fredric Jameson, Stuart Hall, Juliet Mitchell ve Edward Said.

Kitabın yazarları ise şöyle: Richard Polt, Michel Richardson, Nick Crossley, Douglas Kellner, Andrew Bowie, Graeme Gilloch, Patrick Baert, Ann Branaman, Bryan S. Turner, Stephen Katz, Victor Jeleniewski Seidler, Christina Howells, Kelly Oliver, Caroline Bainbridge, Mike Gane, Paul Patton, John Armitage, Rob Shields, Kathleen Blamey, Jakob Arnoldi, Francis Dupuis-Déri, Marcos Anvelovici, Geoffrey Gershenson, Michelle Williams, Anthony Elliott, Nick Stevenson, Bridget Fowler, Barry Smart, Joseph Schneider, Patricia Ticineto Clough, Sean Homer, Chris Rojek ve Sarah Wright.

  • Künye: Kolektif – Çağdaş Toplum Kuramından Portreler, derleyen: Anthony Elliott ve Bryan S. Turner, çeviren: Barış Özkul, İletişim Yayınları, sosyoloji, 566 sayfa