Antony Beevor – Rusya (2024)

1914’ün sıcak bir    yaz gününde Saraybosna’da ateşlenen tabanca, önce barut fıçısına dönmüş Balkanları ardından da tüm Avrupa’yı alevlere teslim edecekti.

İmparatorlukları birbirine düşüren savaşta halihazırda çatırdamakta olan Çarlık Rusyası yoğun bir seferberlik başlatacak, böylece otokratik yönetimden bunalmış Rusları daha da bezdirecekti.

1917’nin Şubat ve Ekim Devrimleriyle Çar II. Nikolay önce tahttan inmiş, ardından iki meclis ortaya çıkmış ve neticede Bolşeviklerin iktidar yürüyüşü başlamıştı.

Ekim Devrimi’nden hemen sonra patlak veren iç savaş, imparatorluğun dört bir yanının barut kokmasına ve amansız bir mücadeleye yol açacaktı.

  • Çarlık Rusyası nasıl çöktü?
  • Osmanlı İmparatorluğu Çarlık Rusyası’nın çöküşünde nasıl bir rol oynadı?
  • Bolşevikler nasıl güçlendi?
  • Lenin, Troçki ve Stalin gibi isimler nasıl ön plana çıktı?
  • Kanlı iç savaştan Bolşevikler nasıl galip çıktı?

Ünlü tarihçi Antony Beevor ‘Rusya: Devrim ve İç Savaş 1917-1921’de bu ve benzeri pek çok soruyu ustalıkla yanıtlıyor.

Bu döneme ilişkin çalışmalar genellikle siyaset ve ideolojiye odaklansa da Beevor, Rus arşivlerinden elde ettiği yeni materyallerle desteklediği savaşın ham gerçekliğini bir askeri tarihçi becerisiyle tasvir ediyor.

‘Rusya: Devrim ve İç Savaş 1917-1921’, Rusya’da başlayan işçi hareketlerinin ve nihayetinde yol açtığı iç savaşın dünyayı nasıl değiştirdiğini merak edenler için vazgeçilmez bir kaynak.

  • Künye: Antony Beevor – Rusya: Devrim ve İç Savaş 1917-1921, çeviren: Arif Kaplan, Kronik Kitap, tarih, 624 sayfa, 2024

Masha Gessen – Gelecek Tarihtir (2023)

Vladimir Putin’in çoksatan biyografisinin yazarı, usta gazeteci Masha Gessen, Rusya’nın bir nesil içinde nasıl daha sert ve karşı konulmaz yeni bir otokrasi türüne teslim olduğunu gözler önüne seriyor.

Ödüllü gazeteci Gessen, son zamanlarda Rusya’yı sarsan olayları ve dinamikleri benzersiz bir bakış açısıyla ele alarak bu kitapta demokrasinin şafağı olması beklenen dönemde doğan dört kişinin hayatlarını konu ediyor.

Bazıları yeni Rusya’nın mimarlarının çocukları ve torunları olan bu kişilerin her biri girişimci, aktivist, düşünür ve yazar olarak yepyeni umutlarla yetişkinliğe adım atıyor.

Dahası Gessen, onları perişan edecek olan rejimin entrikalarına ve eski Sovyet düzeninin günümüzün mafya devleti biçiminde yeniden ortaya çıkmasını sağlayan anlayışa karşı bir yol çiziyor.

Güçlü ve güncel bir kitap olan ‘Gelecek Tarihtir’, günümüz ve tüm zamanlar için uyarı niteliğinde bir çalışma.

  • Künye: Masha Gessen – Gelecek Tarihtir: Rusya’da Totalitarizmin Geri Dönüşü, çeviren: Selim Sezer, Epsilon Yayıncılık, siyaset, 614 sayfa, 2023

Paul Bushkovitch – Rusya’nın Kısa Tarihi (2016)

Rusya’nın siyaset, edebiyat, sanat ve bilim alanlarındaki serüvenini 9. yüzyıldan günümüze izleyen, iyi bir çalışma.

Ülkenin farklı tarihsel aktörlerini yaşadıkları dönemden ayrıntılar paralelinde ele alan kitap, Rus toplumunun dini yapısından gündelik yaşamına pek çok konuyu aydınlatıyor.

  • Künye: Paul Bushkovitch – Rusya’nın Kısa Tarihi, çeviren: Mehmet Doğan, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi

Orlando Figes – Nataşa’nın Dansı (2018)

Modern Rusya tarihi üzerine birçok çalışma bulunuyor.

Fakat bu büyük ülkenin kültürel tarihi hakkında pek fazla bilgiye sahip değiliz.

Oysa Rusya, tek bir ulusal kültürden ibaret olmayıp, farklı sosyal bileşenlere sahip, politik açıdan da oldukça çeşitli bir yapı sergiler.

Öte yandan, Rus kültürünün altın çağında da, Rusya’nın Doğulu mu yoksa Batılı mı olduğu konusu, ülkenin önde gelen birçok aktörünün aklını meşgul eden önemli sorulardan biriydi.

İşte Rus tarihi konusunda önde gelen isimlerden Orlando Figes’in, yeni bir baskıyla yayınlanan bu kitabı, Rusya’nın çok yönlü, zengin ve hep çelişkilerle dolu olmuş kültürel tarihi hakkında derinlemesine bir inceleme.

Üst sınıfın Avrupai kültürü ile köylü sınıfının Rus kültürünün karşılaştırılması üzerinden ilerleyen kitap, Rus toplumunun gerçekçi bir fotoğrafını çekmesiyle önemli.

Fikir ve davranışlar tarihini, Rus tarihinin kültürel ve sanatsal dönüşümleri, Rusya ve Avrupa arasındaki karmaşık etkileşimi akademik olmayan bir dille aktaran ‘Nataşa’nın Dansı’, Rus kültürüyle ilgilenmek isteyen her seviyeden okura hitap ediyor.

  • Künye: Orlando Figes – Nataşa’nın Dansı: Rusya’nın Kültürel Tarihi, çeviren: Figen Dereli, Yapı Kredi Yayınları, tarih, 592 sayfa, 2018

İlyas Kemaloğlu – Altın Orda ve Rusya (2009)

İlyas Kemaloğlu ‘Altın Orda ve Rusya’ başlıklı çalışmasında, Altın Orda devletinin Rusya üzerindeki etkilerini inceliyor.

Kemaloğlu, kitabında ilk olarak, Altın Orda öncesi ve sonrasındaki iki farklı Rus devletinin analizini yapıyor; ardından da, Altın Orda’nın siyasî, idari ve sosyo-kültürel yapısının bu iki farklı Rus devletiyle etkileşimlerine odaklanıyor.

Altın Orda devletiyle ilgili Rus kronikleri, Arap ve Fars kaynakları ile seyahatnameler dışında kaynak bulunmadığı gerçeği düşünüldüğünde, çalışmanın önemli bir boşluğu doldurduğu açık.

Kitap ayrıca, konuyu tarih, hukuk, askerlik, din, ekonomi, işletme, mimari, sanat, dil ve edebiyat gibi farklı perspektiflerden işliyor.

  • Künye: İlyas Kemaloğlu– Altın Orda ve Rusya, Ötüken Yayınları, tarih, 376 sayfa

Şener Aktürk – Etnisite Rejimleri ve Milliyet (2015)

Almanya, Rusya ve Türkiye örneği bağlamında, etnisiteye yönelik devlet politikalarındaki devamlılık ve değişimleri açıklayan özgün bir karşılaştırmalı siyaset incelemesi.

Çalışma Türkiye’nin Kürt sorunu bağlamında gündeme gelen, kimliklerden etnik köken ibaresinin kaldırılması girişimlerinin dinamiklerini de saptıyor.

  • Künye: Şener Aktürk – Etnisite Rejimleri ve Milliyet, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları

Jean-Robert Jouanny – Putin Ne İstiyor? (2017)

1999’dan beri iktidarda olan Vladimir Putin, ABD ve AB başta olmak üzere dünyanın büyük güçlerine kafa tutuşuyla göz kamaştırıyor.

Putin Rusya’yı yadsınamaz bir gerçeklik haline getirdi.

Fakat onu harekete geçiren güçlerin somut olarak neler olduğunu kimse anlamıyor.

Bunlardan birkaçına bakalım:

2008 Gürcistan savaşı, barış operasyonu dışında, 1979’daki Afganistan harekâtından beri Rus güçlerinin ilk kez yabancı bir ülkede mevzilenmesine sahne oldu.

İkincisi 2014’te, Ukrayna’nın doğusunda gerçekleşti.

Üçüncüsü ise, bir sonraki sene, eski Sovyetler Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) nüfuz alanının oldukça uzağında, Suriye’de gerçekleşti.

Ayrıca Putin, Kırım’ı ilhak ettikten ve kendini G8’den attırdıktan sonra, şimdi de Ortadoğu’da terörizme karşı savaşa girmiş durumda.

Özetle, Rusya her yerde.

Oysa herkes, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Kremlin’in dünyaya hâkim olma iddialarından vazgeçeceğine inanmıştı.

İşte bu önemli kitap, Vladimir Putin’in, rejimini ve dış politikasını daha iyi anlamak için önemli kilit bilgiler veriyor.

Rusya’nın zayıflıklarını ve aynı zamanda Putin’in izlediği güzergâhı anlamak, dış politikasını kavramak için modern Rusya’nın iç politikasına bakarak başlayan kitap,

  • Vladimir Putin’in dünya görüşü ve idelojisini,
  • İktidar yıpranmasına karşı Putin’e bağışıklık kazandıran söyleminin şifrelerini,
  • Uluslararası ilişkilere karşı geleneksel yaklaşımının özelliklerini,
  • Ve 1991’den beri Rus diplomasisinin ana yönelimlerini açıklıyor.

Başta Putin olmak üzere, modern Rusya’ya dair bilinmeyen pek çok konuyu açıklayan, önemli bir çalışma.

  • Künye: Jean-Robert Jouanny – Putin Ne İstiyor?, çeviren: Merve Öztürk, İletişim Yayınları, siyaset, 174 sayfa

Marcel Liebman – Rus Devrimi: Bolşevik Zaferinin Kökenleri, Aşamaları ve Anlamı (2017)

Sosyalizm ve komünizmin tarihine ilişkin sayısız eser kaleme almış Marcel Liebman’ın bu kitabı, Bolşevik Devrimi’ne dair en önemli kaynaklardan biri.

Çarlık Rusya’sındaki siyasi ve toplumsal atmosferi serimleyerek çalışmasına başlayan yazar, Fransız Devrimi’nden bu yana olup biten toplumsal hareketlerin en önemlisi olan Rus Devrimi’ni hemen bütün yönleri ve tarihsel ortamıyla kapsamlı bir şekilde ortaya koyuyor.

Rus Devrimi’nin başlıca aşamalarını anlamak, içinde cereyan ettiği havayı gözünde canlandırmak ve ona önayak olanların doktrin bakımından görüşlerini daha iyi kavramak isteyenlerin kaçırmak istemeyeceği bir çalışma.

  • Künye: Marcel Liebman – Rus Devrimi: Bolşevik Zaferinin Kökenleri, Aşamaları ve Anlamı, çeviren: Samih Tiryakioğlu, Ayrıntı Yayınları, tarih, 416 sayfa

Yevgeni Primakov – Politikanın Mayınlı Tarlası (2008)

Yevgeni Primakov’un anıları, Rus politik ve toplumsal yaşamının çok katmanlılığını göstermesiyle dikkat çekiyor.

Primakov, Rusya’da Dış İstihbarat Servisi Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık gibi önemli görevler üstlendi.

Gorbaçov ve Yeltsin dönemlerinde görev almış bir siyasetçi olan Primakov, Sovyetler Birliği’nin dağılmasına; toparlanma sürecinde yaşananlara; Çeçenistan ve Balkanlar’daki sıkıntılara; Körfez Savaşı’nda Rusya’nın diplomatik faaliyetlerine; Ortadoğu’daki gelişmelere ve Soğuk Savaş’ın ardından gelen yeni dünyaya tanık olmuş bir isim.

Kitap, bu çalkantılı dönemi yaşayan bir siyasetçinin birebir tanıklığını sunmasıyla önemli bir tarihi belge niteliğinde.

  • Künye: Yevgeni Primakov – Politikanın Mayınlı Tarlası, çeviren: Fatma Arıkan, Selis Kitaplar, anı, 464 sayfa

Ayşe Zarakol – Yenilgiden Sonra (2012)

  • YENİLGİDEN SONRA, Ayşe Zarakol, çeviren: Barış Cezar, Koç Üniversitesi Yayınları, inceleme, 355 sayfa

 

Ayşe Zarakol ‘Yenilgiden Sonra’da, 1. Dünya Savaşı sonrası Türkiye, 2. Dünya Savaşı sonrası Japonya ve Soğuk Savaş sonrası Rusya örnekleri üzerinden, Batı tarafından mağlup edilmiş ülkelerin, yenilgiden sonra edindikleri kaygılar ile yenilgi sonucunda geliştirdikleri dış politikaları arasındaki benzerlikleri araştırıyor. Bunun için, Norbert Elias’ın Avrupa devletler toplumu ile Avrupalı olmayan devletler arasındaki ilişkinin ana hatlarını çizdiği yerleşik-dışarıdaki kavramı ile Erving Goffman’ın “leke” kavramına başvuran Zarakol, yukarıdaki üç ülkenin, Batı denen şeye verdikleri benzer tepkinin nedenlerini saptıyor.