Kolektif – Çivisi Çıkan Dünya (2020)

“… şimdiki ve gelecekteki salgınlara karşı etkili şekilde yanıt verebilmek için gerekli olan demokratik modelleri tartışmalıyız.”

Covid-19 salgını, hayatımızı ve hatta muhtemeldir ki geleceğimizi kökten dönüştürdü.

Bu harika kitap ise, dünyanın önde gelen düşünürlerinin salgın üzerine yaptıkları ufuk açıcı değerlendirmelerini sunuyor.

Felsefe, sosyoloji, antropoloji, siyaset, iktisat ve biyoloji gibi zengin bir arka plandan beslenen buradaki makaleler, hem bugün yaşadıklarımızın sağlam bir muhasebesini yapıyor hem de Covid-19 gibi salgınların geleceğimizi nasıl şekillendireceği konusunda kimi öngörülerde bulunuyor.

Salgının iyi bir muhasebesini yapmak, bugün gelecekte bizi nelerin beklediği üzerine derinlemesine düşünmek için çok iyi fırsat.

Kitaba katkıda bulunan isimler şöyle: David Harvey, Slavoj Žižek, Giorgio Agamben, Alain Badiou, Judith Butler, Mike Davis, Bruno Latour, Adam Tooze, Daniel Tanuro, Sandro Mezzadra, Panagiotis Sotiris, Massimo De Angelis, Ingar Solty, Josh Gabert Doyon ve Rob Wallace.

Kitaptan birkaç alıntı:

“Korona virüsü, hayli elzem bir şeyi tehdit ediyor: ‘müşterek’i.”

“Son yirmi otuz yıldaki deneyimleri hesaba katarak şu soruyu sormaktan asla yorulmamalıyız: Hangi ekonomik kısıtlamalar gerçek ve hangileri hayali?”

“Endüstriyel tarım o kadar kâr odaklıdır ki, bir milyar insanı öldürebilecek bir virüs için seçim yapmak alınmaya değer bir risk olarak görülür.”

“Sadece haddinden fazla tuvalet kâğıdı satın almanın ne kadar saçma olduğunu düşünün!”

“Asıl soru şu: Bu ne kadar sürecek? Bir yıldan uzun sürebilir, ayrıca ne kadar uzun sürerse işgücü dâhil, değersizleşme de o kadar artar.”

“Büyük çaplı davranış değişimleri de dâhil olmak üzere, insan topluluklarının sağlığına gerçekten yardımcı olacak ve aynı esnada zora başvurma ve gözetleme biçimlerini yaygınlaştırmayacak kolektif pratiklerimiz olabilir mi?”

“Korona virüsünü onarıcı biçimde okumak, kendimizi yalıttığımız, sosyal mesafelenme pratiğine uyduğumuz dönemlerde geliştirdiğimiz yeni türde dayanışmalara katılmak demektir.”

“Kendini izole etme talimatı, pandemiye özgü bu yeni zamanda ve mekânda, küresel olarak birbirimize bağımlı olduğumuz gerçeğini yeniden tanımamıza tesadüf ediyor.”

“Yönetici sınıfının elitleri şu anda retorik olsun diye işçi sınıfının sistem açısından öneminden bahsediyorsa da bu ‘tanıma’nın maddi bir karşılığa dönüşüp dönüşmeyeceği net değil.”

“Bu salgının sebep olduğu başlıca tehlike sağlık sisteminin tıkanma ihtimalidir. Bu da kaçınılmaz olarak en yoksul ve güçsüz kesimlerin, özellikle de yaşlı yurttaşların ödediği bedellerin ağırlaşmasına sebep olacaktır.”

“Görünen o ki salgının ortaya koyduğu güçlük her yerde aklın iç faaliyetini dağıtıyor, özneleri mistisizm, masal uydurma, dua, kehanet ve beddua gibi, vebanın hüküm sürdüğü Orta Çağ’da âdetten olan kederli etkilere geri dönmeye zorluyor.”

“Kendimizi izole ederken bile ve hatta tam da böyle yaparken, bilimin kontrol edebildiği hakikatler ve yeni bir siyasetin ayakları yere basan bakış açıları, yerelleşmiş deneyimleri ve stratejik hedefleri dışında hiçbir şeye itimat etmeyelim.”

“Yıllardır ilk defa, evlerine tıkılı kalmış bir milyar insan, şu unutulmuş lüksü keşfetti: kendilerini sık sık, gereksiz yere oraya buraya çeken şeyi düşünme ve onu fark etme zamanı.”

  • Künye: Kolektif – Çivisi Çıkan Dünya: Covid-19 Salgını Üzerine Muhasebeler, derleyen: Erkal Ünal, Runik Kitap, siyaset, 132 sayfa, 2020

Alain Badiou – Başka Bir Estetik (2010)

Alain Badiou, alt başlığı ‘Sanatlar İçin Küçük Bir Kılavuz’ olan ‘Başka Bir Estetik’te, estetiği eleştirel bir gözle değerlendirerek, yeni bir estetik yaklaşım yaratmaya koyuluyor.

Şiir, dans, tiyatro ve sinema gibi sanatların estetik çerçevesini yorumlayan Badiou, estetiği felsefenin bir alt disiplini olarak değil, başlı başına bir felsefe olarak tasarlıyor.

Mallarmé, Pessoa ve Beckett gibi, kendi felsefelerini yaratmış sanatçıların peşine düşen yazar, başka bir estetik ile kendi başına hakikatler üreten sanatı herhangi bir biçimde felsefenin nesnesi yapmaya kalkışmayan, felsefenin sanatla kurduğu özel bir ilişki olarak tanımlıyor.

  • Künye: Alain Badiou – Başka Bir Estetik, çeviren: Aziz Ufuk Kılıç, Metis Yayınları, sanat, 165 sayfa

Kolektif – Varoluşçuluk, Fenomenoloji, Ontoloji (2020)

Bu usta işi derleme, çağdaş felsefede üç temel yaklaşım olan varoluşçuluk, fenomenoloji ve ontolojiyi farklı yönleriyle irdeleyen on beş metne yer veriliyor.

Bu metinlerin de, çağdaş düşüncenin önde gelen isimlerinden Jean-Paul Sartre, Hans-Georg Gadamer, Herbert Marcuse, Theodor W. Adorno, Hannah Arendt, Alain Badiou, Jacques Rancière, Giorgio Agamben, Jean-François Lyotard, Simon Critchley ve Jean-Marie Vaysse gibi gibi isimlere ait olması ise çalışmayı nitelikli kılan hususların başında geliyor.

Ali Akay’ın aydınlatıcı sunuşuyla açılan kitapta, Fransız felsefesinin macerasından filozofun varlık nedenine, Husserl felsefesinde idealizm probleminden varoluş ve ölüme, Satrte’ın varoluşçuluğundan Hegel ve Husserl’de epistemolojik fenomenolojiye ve çağdaşın ne anlama geldiğine kadar pek çok konu tartışılıyor.

  • Künye: Kolektif – Varoluşçuluk, Fenomenoloji, Ontoloji, derleyen: Güçlü Ateşoğlu, Ayrıntı Yayınları, felsefe, 2020

Kolektif – Demokrasi Ne Âlemde? (2010)

‘Demokrasi Ne Âlemde?’, günümüzün önde gelen bazı düşünürlerinin, “Sizin için ‘demokrasi’ kelimesini kullanmanın bir anlamı var mı?” sorusuna verdikleri farklı cevapları bir araya getiriyor.

Çalışmanın bu yönüyle, hep tartışılagelen bu kavrama dair çok boyutlu bir düşünme fırsatı sunduğunu ve demokrasinin tarihten günümüze taşıdığı imkânları ve tehlikeleri gözler önüne serdiğini söyleyebiliriz.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Giorgio Agamben, Alain Badio, Daniel Bensaid, Wendy Brown, Jean-Luc Nancy, Jacques Ranciere, Kristin Rose ve Slavoj Žižek.

  • Künye: Kolektif – Demokrasi Ne Âlemde?, hazırlayan: Eric Hazan, çeviren: Savaş Kılıç, Metis Yayınları, siyaset, 125 sayfa

Alain Badiou – Nietzsche: Anti-Felsefe Seminerleri (2019)

Güzel haber:

Alain Badiou’nun Nietzsche üzerine verdiği 1992-1993 seminerleri, nihayet Türkçeye kazandırıldı.

Badiou burada, Nietzsche’yi bir “anti-filozof” olarak tanımlıyor ve onun eşi benzeri görülmemiş bir girişimle felsefeyi nasıl yerle bir edişini ve böylelikle yepyeni bir felsefe kurma tasarısını ayrıntılı bir bakışla irdeliyor.

Nietzsche’nin bir filozof mu bir anti-filozof mu olduğu sorusunu tartışmasının merkezine koyan Badiou, bu sorunun yanıtını ararken, Nietzsche’nin anti-felsefesinin ediminde sanatın işlevinin ne olduğunu, kendini bir sanat eseri olarak yaratmanın mümkün olup olmadığını ve anti-felsefenin asıl gücünün tam olarak nereden kaynaklandığını sorguluyor.

Badiou’nun semineri, yalnızca Nietzsche düşüncesinin dönüm noktalarını saptamakla kalmıyor, onun Batı felsefesinde yarattığı büyük dönüşümü de gözler önüne seriyor.

  • Künye: Alain Badiou – Nietzsche: Anti-Felsefe Seminerleri, yayına hazırlayan: Véronique Pineau, çeviren: İsmet Birkan, Sel Yayıncılık, felsefe, 302 sayfa, 2019

Benjamin Arditi – Liberalizmin Kıyılarında Siyaset (2010)

Benjamin Arditi ‘Liberalizmin Kıyılarında Siyaset’te, demokrasinin, liberal demokrat siyaset anlayışı dışında nasıl tasavvur edilebileceğini irdeliyor.

Bu yönüyle kitabın başlığındaki “kıyılar” da, liberalizmin sınırlarını zorlayan ya da onu bir karşı çıkışla aşma arayışında olan fenomenlere atfen kullanılmış oluyor.

Kimlik siyasetinin, eşitlik talebi yerine, gitgide ayrıcalık talebine dönüşmesi riski taşıdığı ve liberalizmin karşı çıktığı iktisadi ve siyasî “popülizm”in demokrasiye ters olmadığı, Arditi’nin burada sunduğu dikkat çeken tezlerden.

Arditi, aralarında Laclau, Žižek, Rancière ve Badiou’nun da bulunduğu günümüzün önde gelen düşünürleriyle hesaplaşıyor ve farklılık, popülizm, devrim ve ajitasyon kavramları çevresinde başka tür bir demokratik siyaset için stratejiler geliştiriyor.

  • Künye: Benjamin Arditi – Liberalizmin Kıyılarında Siyaset, çeviren: Emine Ayhan, Metis Yayınları, siyaset, 200 sayfa

Alain Badiou – Deleuze: Varlığın Uğultusu (2019)

Yirminci yüzyılın önde gelen düşünürlerinden Gilles Deleuze, sinema, edebiyat, resim ve felsefe gibi alanlarda çığır açıcı çalışmalar yaptı.

Çağımızın bir başka büyük düşünürü olan Alain Badiou’da, bu muazzam eserinde, Deleuze’ün mirası üzerine derinlemesine bir sorgulamaya girişiyor.

Badiou’nun temel Deleuzian kavramları çok ustaca yorumlamasıyla büyük önem arz eden çalışma, ayrıca Badiou ve Deleuze arasında uzun yıllara yayılan yazışmalara dayanmasıyla da çok değerli.

Ki bu yazışmalar, iki filozofun çalışma alanlarını, çalışmalarını yaparken karşı karşıya kaldıkları problemleri, kendi aralarındaki fikir alışverişlerini ve Badiou ile Deleuze arasındaki siyasi ve felsefi ayrılıkları ortaya koymalarıyla dikkat çekici.

Kitap, her şeyden önce, zamanımızın en önemli düşünürlerinden biri olan Deleuze’ün sıkı bir yeniden yorumu niyetine okunmalı.

  • Künye: Alain Badiou – Deleuze: Varlığın Uğultusu, çeviren: Murat Erşen, MonoKL Kitap, felsefe, 176 sayfa, 2019

Alain Badiou – Biliyorum, Çok kalabalıksınız (2019)

Bu kitabı oluşturan iki metin, Alain Badiou’nun çoğunlukla gençlerden oluşan bir kitleye hitap ettiği iki ayrı konferansa dayanıyor.

İlk metin “Öteki”, ikincisi ise “Siyaset” üzerine ve Badiou, bu iki konu arasında incelikli ve sıkı bağlar kuruyor.

Badiou’nun ‘Gerçek Yaşam’ adlı kitabının devamı olarak da okunabilecek bu eser, kendisinin deyimiyle “gençliği yoldan çıkarmak” amacını güdüyor.

Badiou burada, insanlığın tüm farklılıklarına rağmen müşterek özelliklere sahip olduğunun altını ısrarla çiziyor ve devamında da,

  • Irkçılık belasının müşterekliklerimizi nasıl aşındırdığını,
  • “Fark”ın kutsanıp “aynı”nın düşünce sahasının dışında bırakılmasına neden itiraz etmemiz gerektiğini,
  • Birini diğerine tercih etmektense ikisinin birlikte hareketine odaklanan bir düşünce kurmanın gerekliliğini ve özgürlüğe giden yolun neden bu diyalektik sayesinde inşa edilebileceğini,
  • Sermayenin ayakta kalmak için savaşa nasıl muhtaç olduğunu,
  • Ve olumsuz sloganlara sıkışmış muhalefetin eylem kapasitesini arttırmak için ne gibi taktikler geliştirilebileceğini tartışıyor.

Kitaptan birkaç alıntı:

“Umut edelim, eyleme geçelim. Dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir kişi –mevcut metnin belirttiği anlamda– doğru siyaseti yapmaya başlayabilir. Sonra da bunun etrafında, yaptığının etrafında konuşabilir.”

“Devlet, hangi biçimde olursa olsun, hiçbir durumda özgürleşme siyasetini temsil edemez ya da tanımlayamaz.”

“Siyaset her koşulda insanlarla birlikte yapılır. Kapitalizmin örgütlediği çeşitli toplumsal ayrımcılık biçimlerine boyun eğilmesi kabul edilemez.”

“Yakın geçmişin en önemli deneyimlerini hatırlamak ve bunların yenilgileri üzerinde düşünmek gerekir.”

  • Künye: Alain Badiou – Biliyorum, Çok kalabalıksınız, çeviren: Işık Ergüden, Sel Yayıncılık, siyaset, 64 sayfa, 2019

Aliocha Wald Lasowski – Althusser ve Biz (2019)

Birçok entelektüel nesli için hayati bir referans olan Louis Althusser, siyasal aygıtların ötesinde Marksizme olan sadakatini ifade ederek 1950’den 1970’li yıllara kadar siyasal ve felsefi düşünceye yeni bir soluk getirdi.

Aliocha Wald Lasowski, Althusser’i herkesten daha iyi tanımış ve onunla görüşmüş, hatta onunla teşrikimesaide bulunmuş yirmi yazar ve felsefeciyle yaptığı buradaki söyleşileriyle Althusser’in kuramsal üretkenliğini ve etkilerini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Bu yirmi söyleşi, Althusser’in çalışma koşullarını, insan ve düşünür olarak kişiliğini ve farklılığını anlamamıza imkân veriyor; ayrıca Fransa’da 1950, 1960 ve 1970’li yılların entelektüel ve siyasal çevrelerini meydana getiren ve şekillendiren düşüncelerin sağlam bir fotoğrafını çekiyor.

Lasowski’nin bu kitap için söyleşi yaptığı isimler şöyle:

Alain Badiou, Étienne Balibar, Olivier Bloch, Régis Debray, Yves Duroux, Maurice Godelier, Dominique Lecourt, Jean-Pierre Lefebvre, Bernard-Henri Lévy, Pierre Macherey, Jacques-Alain Miller, Jean-Claude Milner, Antonio Negri, Jacques Rancière, François Regnault, Philippe Sollers, Emmanuel Terray, André Tosel, André Tubeuf ve Yves Vargas.

  • Künye: Aliocha Wald Lasowski – Althusser ve Biz, çeviren: Ayşe Meral, İletişim Yayınları, felsefe, 256 sayfa, 2019

Kolektif – Çağdaş Fransız Felsefesi (2019)

Çağdaş Fransız felsefesi hakkında iyi bir derleme.

Kitabı benzer türdeki çalışmalardan ayıran en önemli husus, hem konuyu çok daha geniş bir kapsamda irdelemesi hem de aynı zamanda bir felsefe tarihi çalışması olarak tasarlanması.

Kitapta, Paul Janet, Henri Bergson, Gabriel Marcel, Jacques Lacan, Jean-Paul Sartre, Emmanuel Levinas, Albert Camus, Paul Ricoeur, Gilles Deleuze, Michel Foucault, Jacques Derrida, Alain Badiou ve Jacques Rancière üzerine makaleler yer alıyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Ülker Öktem, Ali Osman Gündoğan, Emrah Akdeniz, Faezeh Abedkouhi Akdeniz, Ogün Ürek, Cevriye Demir Güneş, Feyza Şule Güngör, Eren Rızvanoğlu, Kasım Küçükalp, Ufuk Bircan, Banu Alan Sümer, Murat Erşen ve Fatma Erkek.

Kitabı, çağdaş Fransız felsefesinin önde gelen aktörleri üzerine pratik bir çalışma arayanlara tavsiye ediyoruz.

  • Künye: Kolektif – Çağdaş Fransız Felsefesi, editör: Işıl Bayar Bravo, Hamdi Bravo ve Banu Alan, Phoenix Yayınları, felsefe, 392 sayfa, 2019